'Çözüm ve demokrasinin yolu İmralı'dan geçer'

09:18

Filiz Zeyrek/JINHA

JINHA

ADANA- Türkiye'de barış ve demokrasinin yolunun İmralı'dan geçtiğini ifade eden HDP Adana Millevtekili Meral Danış Beştaş, "Sayın Öcalan'ın tecrit içinde yaşatılması Türkiye'de barışın istenmediği, önünün kapatıldığı anlamına gelir. Bu durumda biz bu tecridi asla ve asla kabul etmeyeceğiz" dedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı tepkiler devam ederken, özgürlüğü için de eylem ve etkinlikler düzenleniyor. Tecridin kabul edilemez olduğunu belirten HDP Adana Milletvekili avukat Meral Danış Beştaş "Hepimiz biliyoruz ki Sayın Öcalan'ın cezaevinde, o adada tutulmasının hukukta da siyasette de yeri yoktur" dedi. AKP hükümetinin baştan beri barış çağrılarına olumlu yanıt vermediğini vurgulayan Meral, "En önemlisi de kendi inisiyatifi ile istediği zaman görüşe izin verme istemediği zaman da vermeme yolunda ciddi bir keyfilik, vurdumduymazlık yolunda" diye ekledi.

7 Haziran seçimlerinde Türkiye halklarının büyük bir irade ile Türkiye nin barışına, halkların kardeşliğine, demokratik bir birlikteliğe "Evet" dediğini ifade eden Meral, "Fakat maalesef Türkiye devleti ve hükümeti Sayın Öcalan'a bir tecrit uyguluyor. Heyetimiz en son 5 Nisan'da İmralı'ya gitmişti o tarihten beri ciddi bir tecrit uyguluyor ne avukatlarıyla ne de ailesi ile görüşülmelerine izin verilmiyor" dedi.

'Sayın Öcalan barış arayışını temsil eden kişidir'

Keyfiyetle devam ettirilen bir hukuksuzluk, adaletsizlik ve zulmün var olduğunu ifade eden Meral, tecridin insanlığa karşı işlenen suç olduğunu vurguladı. Cezaevindeki birinin kendi ailesi ve avukatları ile görüştürülmemesinin, telefon hakkının kullandırılamamasının suç olduğunu hatırlatan Meral şöyle devam etti: "Daha da önemli bir husus var ki oda içinde bulunduğumuz şu koşullar. Sayın Öcalan bugün Türkiye'nin barış arayışını temsil eden kişidir, lider konumundadır. Ona uygulanan tecrit aynı zaman da barışa uygulanan tecrittir. Sayın Öcalan'ın tecrit içinde yaşatılması Türkiye'de barışın istenmediği, önünün kapatıldığın anlamına gelir. Bu durumda biz bu tecridi asla ve asla kabul etmeyeceğiz. Bu tecrit halkların iradesi ile ortadan kaldırılacak. Çünkü bu tecridi tanımamız, kabul etmemiz kabul edilemez bir şey."

'Demokratik bir geleceğin yolu İmralı'dan geçer'

Türkiye'de çözüm ve demokratik bir geleceğin yolunun İmralı'dan geçtiğini ifade eden Meral, "Bunu da devlet ve hükümet kabul etmiş bulunmakta. Dolmabahçe mutabakatı çok yakın bir süreçte kamuoyuna deklere edildi. Dolmabahçe mutabakatında yazılan ilkeler, ortaya konulan perspektif ülkenin tüm sorunlarını çözmeye yönelik bir perspektifti" diye vurguladı.

'Türkiye'yi bu şekilde yönetmek kaosa sürüklemektir'

Bu şekilde hukusuzluklar var olduğu sürece çözüm sürecine ilişkin açıklamaların da bir anlamı olmadığını ifade eden Meral şöyle devam etti: "Bütün halklar çözüme 'Evet' dedi. Artık biz de çözüm sürecine ciddi yaklaşılmasının istiyoruz. AKP geçekten yolunu, güzergâhını kaybetmiş nereye gideceğini bilemiyor. Bir yandan 'çözüm süreci devam ediyor' diyor diğer yandan da ateşkese rağmen askeri operasyon, sevkiyat, kalekol inşası devam ediyor. Çeşitli illerden İŞİD örgütlenmesinin ortaya çıkması, Diyarbakır, Adana ve Mersin'de bombalarını yerleştirenlerin İŞİD yanlısı çıkması AKP'nin çözüm sürecine yaklaşımının ne derece gerçekçi olduğunu gösterir."


Yanlış politikalarından dolayı Türkiye'nin dostunın kalmadığını ifade eden Meral, "Çok iyi biliyorlar ki Türkiye'nin en iyi dostu yine Kürtlerdir. Herhangi bir dış gücün saldırısında ilk yardıma koşacak Kürtler olacaktır. Bütün halkları koruyacak tek güç şu an Rojava da olduğu gibi Kürt hareketidir. Akılarını başlarına almaları lazım Türkiye'yi bu şekilde yönetmek kaosa sürüklemek demektir. Kürtlerin ve tüm halkların iradesi olan Sayın Öcalan'a uygulanan politikalardan derhal vazgeçmelidir" dedi.

(gc)