Figen: Barış ve kardeşlik değerleri etrafında birleşenler katledildi
17:14
JINHA
İSTANBUL - Suruç katliamında yaralı olarak kurtulan Çağla Seven'i kaldığı hastanede ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Çağla ve tüm yaralıların iyileşmesini dilediklerini söyledi. Hükümetin, Suruç katliamına ilişkin HDP'yi hedef gösterici açıklamalarını da eleştiren Figen, hükümetin, IŞİD'e karşı ciddi bir mücadele programı ortaya koyması gerektiğinin altını çizerek, gençlerin de iktidarın söyleyemediği söyledikleri için bunun cezasını katledilerek ödediklerini dile getirdi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Suruç'taki katliamda yaralı olarak kurtulan ve tedavisi İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde süren Çağla Sever'i ziyaret etti. Figen'e ziyareti esnasında, HDP İstanbul milletvekilleri Sezai Temelli ve Garo Paylan ile HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ayşe Erdem'in yanı sıra HDP'li yöneticiler de eşlik etti. Çağla'yı kaldığı yoğun bakım ünitesinde ziyaret eden ve ailesine geçmiş olsun dileklerinde bulunan Figen, ziyaret sonrası, Çağla'nın durumu hakkında bilgi verdi ve hükümet tarafından HDP'yi hedef gösterici açıklamalarla ilgili konuştu.
'Gerilim ve çatışma siyasi merkezlere bir şey kazandırmaz'
Çağla'nın tedaviye yanıt verdiğini belirten Figen, tedavi sürecinin daha olumlu seyir izlemeye başladığını söyledi. Çağla gibi diğer yaralıların da bir an önce iyileşmelerini istediklerini ifade eden Figen, yaralılardan 8 kişinin durumunun kritik olduğunu aktardı.
Figen "Hiçbir gencin hiçbir yurttaşın hayatını kaybetmesini istemiyoruz. Hiçbir şey insan yaşamından ve şuan yitirdiğimiz kardeşlerimizin yaşamından daha değerli değildir. Gerilim, çatışma, kutuplaştırma ve ölüm üzerinden siyaset yapmak asla ve asla herhangi bir siyasi merkeze bir şey kazandırmaz" diye konuştu.
'Kobanê halkının yaralarını sarmak isteyenlere alçakça saldırdılar'
Suruç'taki bombalı saldırıya maruz kalan SGDF'lilerin büyük insanlık değerleri için yola çıktıklarını belirten Figen, "Gençler Kobanê'nin yaralarını sarmak istedi. Onlar yola çıkmadan bir ay önce Kobanê'de bir bomba patlatılmış ve 250 insanımız katledilmişti. Çocuklar ölmesin, insanlar Kobanê halkı huzurlu ve insana yaraşır bir yaşam sürdürsün diye oraya gitmek için yola çıkmışlardı. Ama onlara böyle alçakça bir ölüm reva görüldü" diye belirtti. Figen, gençlerin mücadelelerinin amacına ulaşmasının insani bir görev olduğunu söyleyerek yurttaşlara barış, demokrasi ve dayanışma değerleri etrafında bir araya gelme çağrısında bulundu.
Türkiye toplumunun ve bütün Ortadoğu halklarının başına bela olan IŞİD çetesinin vahşet saldırıları karşısında yüreğini birleştirmesi gerektiğini belirten Figen, "Eğer bugün bu gençlere bu gençlerin değerlerine ve isteklerine sahip çıkmazsak yarın belki de bu karanlık sahip çıkacağımız tek bir aydınlık alan bırakmayacak. Dar siyasi çıkarlardan ve dar siyasi pencereden kendi siyasi iktidar hırsından bakmaması gerekiyor. Karşısındakini ötekileştirerek hiçbir etkiye ve tepkiye tahammül göstermeyerek gerilim yaratma siyasetinden bu iktidarın vazgeçmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
Figen, siyasi iktidarın her şeyden önce bu memleketin gençlerine karşı saygılı olması gerektiğini vurgulayarak, "Biz bugün bütün Türkiye'nin bu gençlerin etrafında barış ve demokrasi kardeşlik değerleri etrafında buluşmasının birleşmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'nin ve insanlığın can simidi barış demokrasi ve dayanışma temelleridir. Onlar bu istekleri söylerken katledildiler. Onların isteklerini de bütün Türkiye halkları olarak yerine getirme görevi ve sorumluluğuyla yüz yüzeyiz" diye kaydetti.
'Artık bu ölümler iklimini aşmak zorundayız'
Figen daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suruç katliamının ardından Ceylanpınar'da polislerin öldürülmesine ilişkin "HDP, şiddete yeterli tepkiyi vermemekle eleştiriliyor" sorusu üzerine Figen, bu tür açıklamaları, "yanlış ve yersiz değerlendirmeler" şeklinde yorumlayarak şunları söyledi: "Saldırıyı ve cinayetleri de doğru bulmadığımızı ifade ettik. Her şeyden önce hiçbir sorunun ölümle çözülmemesi gerektiğini çok net ifade ettik. Ölümle, insanların yaşamını hedef alarak siyaset yürütülemez. Artık bu ölümler iklimini aşmak zorundayız bütün Türkiye toplumu olarak. Biz bunun yoluna işaret ettik ve bu da barış dilini kullanmakla olur. Ölüm ve çatışmanın karşısına barışçıl demokratik siyaseti koymakla olur. Yıllardan beri yapılamayan şey işte budur. Bunlar, çok yanlış vicdansız, insafsız değerlendirmelerdir. Yıllar boyunca canımızdan can koptu, nice gençlerimizi toprağa verdik. Hep barış ve demokrasi dedik. Şiddetsiz bir demokrasi alanı inşa etmek için direndik. Biz Türkiye halklarına söz verdik. Ama bu sabrın ve tevekküllün kötüye kullanılmaması, zayıflık olarak görülmemesi gerekir. Cenazelerimizin yaşandığı gün hastanelerde gençlerimizin cenazelerini topluyorduk. Böyle bir eleştiri yapan hiç elini vicdanına koydu mu acaba?" diye sorarak esas özeleştiri vermesi gerekenlerin kendilerine bu sözü sarf edenler olduğuna vurgu yaptı.
'Eğer benim canımı alıp gençlerin yakasından düşeceklerse alın canımı'
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Ölenlerin arasında ne belediyeden bir yetkili var, ne de HDP il ve ilçe yöneticileri var" sözlerini de eleştiren Figen, "Dün, hükümet çıkıp 'siz niye ölmediniz' dedi. Bu artık hiçbir vicdanla hiçbir kelimeyle izah edilemeyecek kadar kötücül bir zihniyetin dışa vurumudur. 'Siz niye ölmediniz?' diyerek bizleri gençleri ölüme göndermekle suçladı. Gençlerin ölümünün engellemesi gereken merkezler, bizleri 'niye ölmediniz, eğer ölmediyseniz, katili sizsiniz' diye itham ettiler. Bu şekilde hedef gösteriliyoruz. Dün de söyledim, eğer benim canımı alıp gençlerin yakasından düşeceklerse alın ve gençlerin canının almaktan vazgeçin. Alacaklarsa buyursunlar bizim canımız ortada. Hükümet yetkilisi, bir partinin eş genel başkanına gençler yerine siz neden ölmediniz diyorsa bu artık onlar cephesinden her şeyin şirazeden çıktığını gösteriyor" şeklinde konuştu.
'Gençler iktidarın demediğini dediği için katledilmekle cezalandırıldılar'
Hükümetin kendilerinin acıların paylaşmaları yerine bu tür sözler sarf ettiğini dile getiren Figen, her şeyden önce de sorunun çözümü için barış siyasetini geliştirmek gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu: "Kötü dış politika, sorumsuz ülke yönetimi bütün bu kaos ve tehlike sürecinin önlerini açmıştır. Hala IŞİD'e karşı ciddi bir mücadele programı ortaya koymasını bekliyoruz. Çıkıp bize kel alaka hedef saptırmaya dönük çağrılar yapıyorlar, ama ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar. Bu şiddet ve terör yapılanmasına karşı siyasi iktidarın kapsamlı bir program geliştirmesi gerekir. Her türlü bilgi, belge, yönlendirici mevcut. Ve bunların peşinden gitmesi gerekiyor. Ve her şeyden önce de o Suriye'nin Kuzeyi olarak hedef gösterdiği topraklardaki halklarımızın Türkiye halklarının kardeşi olduğunu kabul etmeleri gerekiyor. Kobane ve Rojava halkları, Türkiye halklarının kardeşidir bizim huzurumuzun güvencesidir. Bizim barışımızın güvencesidir. Gençler de bunu hatırlatmak istediler. Kobane'de yaşanan gelişmeler beni ilgilendirir dedi. Yani, siyasi iktidarın demediğini dedi. Bunu cezasını da katledilerek ödediler. Ama artık Türkiye'de ve bölgede de barışın ve demokratik çözümün önü açılsın istiyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. O çocuklara söz verdik, o sözü yerine getireceğiz."
'CHP'nin Meclis'e Suruç için önerge verecek olması güzel'
116 CHP Milletvekilinin 29 Temmuz'da Suruç'la ilgili Meclis'e önerge vermesini de "hayırlı" olarak yorumlayan Figen, "Türkiye'de böyle bir olay yaşandıktan sonra Meclis, hiçbir şey olmamış gibi davranamazdı. Bu nedenle, önergede yeterlilik sayısına ulaşılmış olması oldukça memnuniyet verici. En doğru olan yapılmış" dedi.
(dk/gc)