'HDP'ye saldırılar arttıkça DAİŞ büyüyecek'

09:13

Sarya Gözüoğlu / JINHA

AMED - Hukukçuların DAİŞ'e verilen desteğe tepkili olduklarının altını çizen Avukat Gülşen Özbek, Türk yetkilileri bu kadar vahşi eylemler yapan bir örgüte karşı durmaktan ziyade adeta hedef saptırırcasına, siyasi bir partiyi HDP'yi hedef göstererek, DAİŞ'i arka plana alıp koruma gayreti içerisine girmişlerdir. Aslında bu söylemleriyle Türkiye'nin üst düzey yaklaşımlarının bu yönde olması DAİŞ'in daha çok cesaretlendiriyor. Siyasi söylem açısından HDP'ye saldırılar olduğu sürece DAİŞ daha da büyüyecek" dedi.

Urfa'nın Suruç ilçesinde sosyalist gençlere dönük gerçekleştirilen ve 31 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan katliam ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'ın HDP Eş Genel Başkanlarını hedef alan nefret söylemleriyle beraber siyasi operasyonlar da tekrar baş gösterdi. Nefret söylemleri Anayasa'da, "nefret suçu işlemek ve halkı kin ve nefrete teşvik etmek" maddesinin ihlali olarak belirtilirken hem HDP hem de hukukçular tarafından da eleştirildi. AKP'nin söylemlerini ve bombalı saldırıdan sonra başlatılan soruşturmayı değerlendiren Avukat Gülşen Özbek, Türkiye'nin DAİŞ'i kontrol edemediği hatta DAİŞ'i ülke genelinde destekleyici yaklaşımlar içerisinde olması neticesinde benzeri birçok katliamların ard arda gerçekleştiğini dile getirdi.

'Türkiye DAİŞ geçiş merkezi haline geldi'

Genel anlamda hukukçular olarak ülkenin DAİŞ'e verdiği desteğe tepkili olduğunun altını çizen Gülşen, "Bizim ve tüm kamuoyunu bildiği gibi DAİŞ sınırdan çok rahat bir şekilde giriş çıkış yapmakta. Askeri sevkiyatlar bile orada yapılıyor. Dünyanın hangi ülkesinden olursa olsun DAİŞ'e katılan tüm örgüt üyeleri Türkiye üzerinden geçiş yapıyor" dedi. Türkiye istihbaratının DAİŞ geçişlerini ve Türkiye'de DAİŞ yapılanmasını bildiği halde herhangi bir güvenlik önlemi almadığına dikkat çeken Gülşen, "Tam aksine DAİŞ'i destekler nitelikte gelişmeler söz konusu oldu. Birkaç ay önce açık bir şekilde terör örgütüne gönderilen silah dolu tırın savcılık tarafından durdurulması neticesinde savcılara ve operasyonda yer alan polislere dönük bir soruşturma açıldı. Aslına o operasyonun kendisi dahi DAİŞ'in korunmasına ve engellenmesine dönük tüm eylem ve çalışmaların önünü almak anlamındadır. O soruşturmayı yürüten kişiler şu an tutuklu bulunuyor" ifadelerinde bulundu.

'Devlet yetkilileri nefret suçu işliyor'

Algı söylemlerinin gayri hukuki ve gayri ahlaki olduğunun altını çizen Gülşen, her şeyden önce Türkiye yasalarına göre nefrete teşvik edecek nefret suçu işleyen kişilerin yargılanması gerektiğinin altını çizerek, suçun devlet yetkilileri tarafından yapılmış olması daha vahim bir durum oluşturduğunu kaydetti. Bülent Arınç'ın HDP'ye dönük söylemlerinde aslında halkı kin ve düşmanlığa teşvik edici sözler sarf ederek, nefret suçu işlediğini kaydeden Gülşen, "Dolayısıyla devlet yetkililerinin bu yönlü bir söylem içerisinde olmak yerine IŞİD ile mücadele etmeleri gerektiği görüşündeyim" dedi.

Son olarak HDP BARO İHD Mezopotamya Hukukçular Derneği'nin 5 Haziran günü yaşanan patlama ile ilgili yürütülen soruşturma dosyasına dâhil olmak isteklerini fakat savcılık tarafından ret edildiğini dile getiren Gülşen, "Hukukun açık ihlali söz konusu bu ve buna benzer soruşturmalar şeffaf yürütülmüş olsa belki yaşanabilir katliamların da önüne geçilecektir. Şu anda olayla ilgili soruşturma yürütüldüğünü dahi bilemiyoruz. Olayla ilgili hiçbir dosya ya ulaşamadık ve buda yargıda büyük açıkların yaşanması anlamına geliyor" dedi.

(sg/zd)