'Seçilen eşbaşkanlarımız halkın eşbaşkanlarıdır'

16:08

JINHA

AMED - AKP'nin devreye koyduğu savaş konseptine ve siyasi soykırım operasyonlarına tepki gösteren DBP'li tüm belediye eşbaşkanları Diyarbakır'da bir araya geldi. DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, öz yönetimin devleti tanımamak olmadığını ancak devletin halkın kararlarını tanımadığını belirterek, "Seçilen eş başkanlarımız halkın eş başkanlarıdır. Bu halk onları seçti ve onları seçerken kendilerini yönetenlere saygı duyulmasını ve haklarının tanınmasını istediler. Çalışmalarımızı yürütürken Ankara'ya göre değil onlara göre çalışacağımızı söyledik ve seçildik" dedi.

Diyarbakır'ın Sur ve Silvan belediye eşbaşkanlarının gözaltına alınmasına tepki gösteren DBP'nin tüm belediye eşbaşkanlarının katılımıyla Diyarbakır Güneydoğu Belediyeler Birliği (GABB) bahçesinde ortak açıklama yaptı. Açıklamaya DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, DBP Diyarbakır İl Eş Başkanı Hafize İpek, KJA, yerel yönetimler ve DBP'li yöneticiler katıldı.

Ortak basın açıklamasını yapan Siirt Belediyesi Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, sadece Kürt sorununu değil aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleşmesini de sağlayacak Dolmabahçe Mutabakatı'nın duyurulmasından hemen sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın müzakere masasını devirdiğini ve otoriter başkanlık sistemin hırsına kurban ettiğini söyledi.

'AKP barışı ve çözümü değil savaş ve kaosu seçti'

Seçim süreci boyunca Ağrı'da, Adana'da, Mersin'de, Bingöl'de ve Diyarbakır'da organize edilen tüm provokasyonların halkların bilinci ve barış arzusuyla boşa çıkarıldığını ifade eden Tuncer, şunları söyledi: "7 Haziran'da HDP'nin seçim barajını asmasını sağlayan, ortaya konan çözüm ve barış iradesinin halklar nezdinde hakiki ve samimi bulunmasıydı. Buna rağmen, 7 Haziran gecesi Kürt meselesinin barışçıl ve demokratik bir şekilde çözümü için toplumsal desteğin en zirveye çıktığı anda, AKP barışı ve müzakereyi değil savaşı ve kaosu seçti. Otoriter başkanlık hırsı Türkiye sınırlarını asan Erdoğan, sadece HDP'nin basarisini değil, Rojava'da tüm halkların DAİS çetelerine karsı verdiği ortak mücadelenin kazanımlarını da içine sindiremedi."

'Çözüm seçeneği şiddet ve baskıyla boğulmak isteniyor'

Kürt halkı ve seçilmiş siyasi temsilcilerinin, çatışmayı değil çözümü göstermek için öz yönetimi işaret ederek bu inisiyatifi aldığını ifade eden Tuncer, "Öz yönetim ilanı, meşruiyetini sadece konjonktürel gelişmelerden değil hem bu coğrafyanın tarihinden hem de modern dünyada silahlı çatışmaların çözülme modellerinden almaktadır. Yüzyıllar boyunca Osmanlı döneminde özerk bir şekilde varlığını sürdüren Kürtler, bugün sadece Kürt illeri için değil, tüm Türkiye şehirleri için merkezi otoritenin tahakkümü yerine bu yeni demokratikleşme modelini öneriyor. Kuzey İrlanda'dan Bask örneğine, Davutoğlu'nun bizzat müzakerelere aracılık ettiği Filipinler'deki Müslüman Moro örneğine kadar, demokratik özerkliğin öz yönetim talebiyle gerçekleştirilebileceği defalarca ispatlanmıştır. Bu çözüm seçeneği, AKP'nin şiddet ve baskı politikalarıyla boğulmak isteniyor" diye konuştu.

'Ülkeyi kaosa sürükleyen bu tehlikeli ihtirastan vazgeçilmeli'

Tuncer son olarak, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 2013 Diyarbakır Newrozu'nda yayınladığı barış ve birlik mesajlarının, Tayyip Erdoğan'ın başkanlık ihtirası yüzünden verdiği savaş kararıyla 24 Temmuz'da boşa çıkarılmak istendiğini belirterek, "Derhal bu savaş politikalarından ve ülkeyi kaosa sürükleyen bu tehlikeli ihtirastan vazgeçilmesini, gözaltı operasyonlarına derhal son verilmesini, eşbaşkanlarımızın ve tüm arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz" çağrısında bulundu.

'Bu halk onları seçti'

DBP Eş Genel Başkanı konuşan Emine Ayna ise, tüm belediye eş başkanlarıyla ortak tavırlarını paylaşmak istediklerini belirterek, "Silvan ve Sur belediye eşbaşkanları evleri basılarak gözaltına alındılar. Şunun net olarak anlaşılmasını istiyoruz. Seçilen eş başkanlarımız halkın eş başkanlarıdır. Bu halk onları seçti ve onları seçerken kendilerini yönetenlere saygı duyulmasını ve haklarının tanınmasını istediler. Çalışmalarımızı yürütürken Ankara'ya göre değil onlara göre çalışacağımızı söyledik ve seçildik. Öz yönetim nedir? Öz yönetim denilen şey yönetime ortak olmaktır. Öz yönetimi talebin nesi yanlıştır sizler neye karşısınız? Bir toplum yaşadığı yerin kararlarına ortak olmak istiyor neden bunu kimse tartışmıyor? Cumhurbaşkanı gelip bizimle tartışsın ancak yapamıyor çünkü doğru olduğunu biliyor. Halkın bu konudaki talebi anlatmasını istemiyor ve bu nedenle katlediyor" dedi.

'DBP olarak halkın yanındayız'

Öz yönetim devleti tanımamak olmadığını ancak devletin sivil halkın kararlarını tanımadığını belirten Emine, "Tekrar seçim yapmak demek halkın iradesini tanımıyorum demektir. Kimse kimsenin aklıyla oynamasın. Halkın gösterdiği tavır bu saldırılara karşı reflekstir. DBP olarak halkın yanındayız ama tüzüğünde de özerklik talebi olan bunun siyasi mücadelesini veren siyasi bir partiyiz. Halkın öz yönetim kararının yanında yer alıyoruz ve bunun net anlaşılması gerekiyor" diye konuştu.

'Farklıyız Kürdüz ve bizi ortadan kaldıramazsınız'

Baskılara rağmen Kürt halkının taleplerinden vazgeçmediğini vurgulayan Emine, şunları söyledi: "2013 yıllarını hatırlayın, kıyametler kopuyordu. Hemen gidip İmralı da başkan Öcalan'la görüştüler ve bir süreç başladı. Güç çocukları, gençleri katletme midir? Bizler İmralı görüşmesinde çözüm sonucunu bekliyorduk. Barbarlığı mı Türk ulusuna yakıştırıyorlar. Şuan yaşatılan şey barbarlıktır. Demokrat Türkler kendilerine neyin yakıştırıldığını görebilmelidirler. Farklı olan ortadan mı kalksın? Farklıyız Kürdüz ve bizi ortadan kaldıramazsınız. Bu coğrafya da yaşıyoruz ve yönetime ortak olacağız. Ya konuşarak ortak oluruz daya biz yaparız" diye kouştu.

'Herkes 5 dakika savaşın getireceklerini düşünsün'

Emine, son olarak askerin gerilla şehitliklerine saldırmasına tepki göstererek, "Lice'deki halkın gerilla cenazeleri defnettikleri şehitliğe saldırı olmuş bunu yapmayın yeni katliamlara meydan vermeyelim. Büyüklük halkın değerlerine saldırmak değildir. Halkın değerlerine saldırıp, çiğnetilmesine izin verilmeyeceğini çok iyi bilin. Herkesi saat 15.00'da 5 dakika savaşın getireceklerini ve sonuçlarını düşünmeye davet ediyoruz. Savaşa karşı mücadeleyi yükseltelim" çağrısında bulundu.

(ny-be/gc)