Ceren Karlıdağ/ JINHA

İZMİR - AKP'nin demokratik yolların kapandığına dair algı oluşturarak halkları çaresiz bırakmaya çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Melek Göregenli "Bizim yapmamız gereken bu algıyı kırmak çünkü barışı hayal etmekten başka çaremiz yok. Bu iktidar politikalarını kırabilmemiz için barış umudundan ve barışa yönelik siyasal irademizi göstermekten vazgeçmemiz lazım" dedi.

Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melek Göregenli Kürdistan'ın dört bir yanında ki katliamların ve AKP'nin savaş konseptinin HDP'nin illegalleştirmesi ve gayri meşrulaştırması üzerinden devreye sokturulduğunu, iktidara karşı pasifleştirme politikalarının yürütüldüğünü ve AKP'nin "Elinizden hiçbir şey gelmez" mesajlarıyla politik bir strateji uyguladığını söyledi.

'Şiddetin amacı bakımından değişim yok'

"Ortada bir iktidar, baskısı ve zulmü var. 90'lar, İzmir'de yaşayan biri olarak çok uzaktan izlediğim ve belki anlayamadığım bir dönemdi. Kürt siyasal hareketini, Kürtler 'in kolektif haklarını bastırmak için sürdürülen vahşi bir dönemdi" diyen Melek şuan yaşanılan süreçte ise yöntemlerin ve aktörlerin farklılaştığını, güvenlik güçlerinin yapısının değiştiğini ve daha çok polisin kontrolünde olan bir değişim yaşandığını söyledi. Şiddetin amacı bakımından bakıldığında ise değişen bir şey olmadığını dile getiren Melek "Biçimler değişiyor, nicelik değişiyor ama içerik değişmiyor. İktidarın hedefi ve siyasi beklentileri de değişmedi ama Kürt siyasal Hareketi ve Türkiye'nin bu olguya bakışı çok değişti" dedi.

'Biz eski biz değiliz'

Bu değişimden kaynaklı olarak devletin eskisi gibi başarılı olamayacağını söyleyen Melek "Artık Türkiye'nin her tarafında neler olup bittiği çok rahat izleniyor. Artık asker cenazelerinde ki tepkileri izliyoruz. Çünkü iktidarın yoksul insanları kendi çıkarları için savaştırdığı çok rahat görünüyor. 90'larda bu görünmüyordu, iktidar şiddeti kontrol edebiliyordu. Şiddetin algılanma süreci kontrol edilebiliyordu. Artık barış sürecinin neden bozulduğu çok açık. Biz eski biz değiliz. Eşitlik ve adaletten yana olan kesimler 90'larda ki ile aynı değil" diye ifade etti.

'İnancımızı kaybetmemiz üzerine siyaset kurgulanıyor'

AKP'nin 7 Haziran Genel Seçimlerinden sonra Kürt halkına yönelik başlatmış olduğu savaşın Kürtler'in birlikte yaşamaya dair inançlarını kaybetme riski doğurabileceğini söyleyen Melek, " Haksız da değiller ama biz bu inancı korumak zorundayız. Çünkü inancımızı kaybetmemiz üzerine de bir siyaset kurgulanıyor. Barış eylemlerinde daha az insan görüyoruz mesela. Bu insanların barış isteğinin az olmasıyla alakalı bir durum değil kendilerini çaresiz hissetmeleriyle alakalı bir durum. Çünkü öyle bir algı oluşturuluyor ki 'Ne yaparsanız yapın biz gitmeyeceğiz' diyorlar" diye belirtti.

'Barışı hayal etmekten başka çaremiz yok'

7 Haziran'da demokratik tepkisini gösteren 6 milyon insana "Sizin temsilcilerinizi tanımıyoruz" denildiğini ifade eden Melek "Demokratik yolların kapandığına dair bir algı oluştuğu zaman çaresiz hissediyor insan. Bizim yapmamız gereken bu algıyı kırmak çünkü barışı hayal etmekten başka çaremiz yok. Bu iktidar politikalarını kırabilmemiz için barış umudundan ve barışa yönelik siyasal irademizi göstermekten vazgeçmemiz lazım. Çünkü bu sorun yalnızca Kürtlerin sorunu değil. Kürt sorunu bu ülkede eşitsizliklerden sadece bir tanesi. Pek çok başka azınlıklara yapılan baskılar var, mezhepsel baskılar var, cinsel yönelimlere baskılar var ve sınıfsal baskı var. Biz tüm gruplar kolektif kimlik haklarımızı alıp hep beraber mücadele etmeliyiz" dedi.

'Başka seçeneğimiz var demek zorundayız'

"Bizim barışa eşitlik ve adaleti kurmak için ihtiyacımız var" diyen Melek, "O yüzden umudumuzu kaybetmememiz gerekiyor. Öldürmekle, baskılamakla bunun önüne geçemeyeceklerini biliyorlar ve asıl yapmak istedikleri şey bizi hareketsiz bırakmak. 'Şuanda size sunduğumuzdan başka seçeneğiniz yok' diyenlere 'Başka seçeneğimiz var' demek zorundayız. Barışı hayal etmekten asla vazgeçmemeliyiz çünkü bu siyasal irademizi teslim etmek anlamına gelir" diye konuştu.

(fk)