Figen Yüksekdağ: Türkiye halkları 7 Haziran'da öz yönetime destek verdi

12:04

JINHA

ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, AKP'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık ve iktidar arzusu nedeniyle ülkeyi yeniden seçime götürdüğünü belirterek, AKP'ye oy çıkmayan kentlerde halka savaş açıldığını söyledi. Yüksekova'da halkın tencera tava eylemine karşı tank, silah, panzerlerle cevap verildiğini belirten Figen, "Yüksekova, Şemdinli, Silopi, Varto, Silvan, Van, Diyarbakır ve sayısız kentimizde halkımız AKP'ye oy vermediği, Tayyip Erdoğan'ı başkan yapmadığı için cezalandırıyor" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ basına açık olan Parti Meclisi toplantısında, erken seçim, savaş politikaları, halka yönelik saldırılar, siyasi soykırım operasyonları ve seçim hükümetine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Figen, 7 Haziran seçimlerinin sonucunda, tekçiliğin, otoriter rejimin, baskıcı antidemokratik iktidarın karşısında halkların seçiminin geleceği aydınlatacağını düşündüklerini, bunu umut ettiklerini ancak 8 Haziran'dan itibaren Türkiye kamuoyunun tekçilik ve başkanlık sevdasına kapılmış iktidar tarafından erken bir seçime endekslenmiş bir siyasal gündem etrafından kilitlendiğini vurguladı.

'Türkiye erken seçime gitmek zorunda değildi'

Sarayın seçimlere doğrudan müdahalesiyle Türkiye'nin yeniden seçim gündeminin etrafında kilitlenmiş durumda olduğunu belirten Figen, "Türkiye 1 Kasım'da tekrar seçim yapmak zorunda değildi, savaşa ve çatışmaya sürüklenmek zorunda değildi. Türkiye toplumu 7 Haziran'da çoğulculuktan yana irade koydu. Bütün Türkiye seçmenleri ve Türkiye toplumu 7 Haziran günü aynı zamanda Türkiye'deki kötü gidişata seçim ve sandık yöntemiyle 'dur' dedi" diye konuştu. 7 Haziran seçimleri sonrasında milletvekili sayısı ve oranların Türkiye halklarının koalisyondan yana olduğunu gösterdiğini ama başta Saray olmak üzere AKP iktidarının tekillik algısını saplantı haline getirmesinden dolayı buna kulak vermediğini söyleyen Figen, "Tarihleri boyunca siyasetin seçim yoluyla yapılmasından dem vuranlar sandıklardan çıkan sonucu tanımadılar. Gayrı meşru siyasetin dayatılmasına yöneldiler. Madem tarihinizde, siyasetinizde seçim bu kadar önemliydi neden 7 Haziran seçim sonuçlarını tanımadınız ve gayri meşru bir siyaseti Türkiye'ye dayattınız" dedi.

'Başkanlık için her türlü hile ve provokasyonu yaptılar'

7 Haziran sonuçları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlık hayallerinin suya düştüğünü ve bu nedenle tüm topluma erken seçimi dayattığını belirten Figen, "Başkanlık hayalleri suya düşenler erken seçimi tüm topluma dayattılar. 'Erdoğan'ın başkanlığının önünü açmayan seçim sonucunu tanımıyoruz' dediler. 7 Haziran gününden bu yana yaşanan bütün gerilim, kaos bu nedene dayanıyor. 7 Haziran seçim sürecinde bir dizi AKP yetkilisi '400 milletvekili verin bu sorun huzur içinde çözülsün' diyerek HDP'nin baraj altında kalması için ve başkanlık yolunu açacak 400 milletvekili için her türlü hile ve provokasyonu yaptılar. Bugün de yine tüm Türkiye kamuoyunu karşısında çıkıp şu sözlere sığınabiliyorlar 'Eğer AKP tek başına iktidar çıksaydı bu savaş, bu gerilim, çatışma çıkmazdı' diyorlar. Geride bıraktığımız süreç içinde başkan olma rüyaları suya düşenler, tekçi iktidarın uğrunda yapamayacakları hiçbir şey olmadığını gösterdiler" dedi.

'Çatışmaların hazırlığı seçim öncesinde yapıldı'

Çözüm sürecini rafa kaldırıldığını, seçim öncesinde iktidarın bugün yaşanan çatışmanın ön hazırlıklarını başlatmış olduğunu söyleyen Figen şöyle devam etti: "Partimize dönük sayısız saldırı, baskı engelleme, bombalama, çalışanlarımızın tutuklanması, çözüm sürecinin bitirilmesi, askıya alınması, bugün gelinen aşamanın da habercisiydi. Bugün siyasi iktidarını güçlendirmekten uzaklaşanlar bu amaca ulaşmak için tekrar seçimi dayattılar. Saray'ın müdahalesiyle koalisyon seçenekleri devre dışı bırakıldı. Seçim hükümetinin kuruluşu Türkiye siyasetinin içinde bulunduğu krizi çözme özelliğine sahip değil. Bu tekçi, baskıcı yönetme haline halkımız müdahale ederek, Türkiye halkları müdahale ederek çözecek. İktidar kriz ve sorun üretmekten başka bir odaklanma noktası olmadığını gösterdi. Bu iktidar sorun çözme değil sorun yaratma çizgisinde."

'HDP olarak bu krizi çözme ile yüz yüzeyiz'

HDP olarak bu krizi demokratik iradeyle çözme sorumluluğu ile yüz yüze olduklarını, HDP'nin Türkiye'nin siyasetinde oynadığı tarihi ve güncel rolü bir kez daha oynamak, halkların barışçıl, demokratik siyasetinin önünü açmak durumunda olduğunu vurgulayan Figen, "İktidar Türkiye'yi uçuruma sürüklemeye yönelmişken bizler kendimizi buna karşı çok daha güçlü ortaya koyuyoruz. Bizim bu siyasetimiz çok yönlü baskılarla yanıt alıyor" dedi.

'AKP oy almadı yerlerde savaş ilan etti'

AKP'nin tabela partisi haline geldiği kentlerde çok ciddi baskı, gözaltı, tutuklama savaş ilanı yaşandığını, AKP'nin kendisine desteklemeyen halka savaş ilan ettiğini belirten Figen, 1 aydır bölgede yaşananların tek izahının bu olduğunu vurguladı. Figen, "Yüksekova, Şemdinli, Silopi, Varto, Silvan, Van, Diyarbakır ve sayısız kentimizde halkımız AKP'ye oy vermediği, Tayyip Erdoğan'ı başkan yapmadığı için cezalandırıyor" dedi. Bölgede "öz yönetim" açıklamalarına ilişkin de değerlendirme yapan Figen, halkın siyasete doğrudan katılma ifadesinin fişlendiğini, bölücülük gibi gösterildiğini belirterek, "Bizler de demokratik özerkliğe dayalı, halkın doğrudan siyasete katılmasının önünün açılmasına dayalı fikri savunduk ve bugün de aynı çağrıyı yapıyoruz. Yönetenler bu halkı yönetme liyakatini yitirmiştir. Artık halk kendi kendisini yönetecek, bu dayatmacı, otoriter siyaseti yönetecek. Bu dışlayıcı, zorba iktidar halkın iradesine saygı duymayı öğrenecek. Saray ve AKP hükümeti bugün bölge illerinde yükselen öz yönetim çağrılarına kulak vermeli. Bu sadece Kürt halkının çağrısı değildir. 7 Haziran seçim sonuçları ve verilen destek tüm Türkiye halklarının kendi kendini yöneten siyaset anlayışına verdiği destektir" dedi.

Halkın kendini yönetme talebinin artık iktidar tarafından anlaşılması gerektiğine vurgu yapan Figen, şunları söyledi: "Artık iktidar bunu anlamak için daha kaç defa savaş açacak, kaç defa gençlerin, çocukların ölümüne yol açacak. Türkiye artık sizin istediğiniz şekilde yönetilmek istemiyor. Siyasetin idari özerklik üzerine tanzim edildiği yaşam istiyor. Bu bütün Türkiye halklarının yararınadır. Bizler her alanda 'Bizler', 'halklar' çağrısı yaptık. Halkın özne olmasını, yaşam alanlarında kendisi için karar vermesini destekledik."

'Öz yönetim bir yıkım değildir'

Öz iradeleriyle karar almak hakkına sahip olsaydı Ege, İç Anadolu, Karadeniz ve diğer bölgelerde nükleer santral kurulmayacağını, zeytinliklerin, ağaçların imha edilmeyeceğini söyleyen Figen, "Silopi, Silvan, Varto, Şemdinli'de Kürt halkı yaşam alanları hakkında kendisi karar vermek istiyor. Bu bir yıkıcı, bölücü faaliyet değil, savaş ilanı değil. Kürt halkı ve toplumu daha güçlü biçimde Türkiye halklarıyla yaşamak istiyor. Kürt halkının bu demokratik çağrısı ve hareketine Türkiye halklarından koparmaya dönük baskı ve operasyonlarla karşılaşıyor" dedi.


'Bölücülüğü kumanda eden Saraydır'

Savaş politikasının Türkiye'yi bölünmeye götürecek bir yolun da açılması anlamına geldiğini ifade eden Figen, şunları kaydetti: "Türkiye halklarını ayrıştırma politikası izleniyor ve bunun kumandası Saray'dır. Bizler buna izin vermeyeceğiz. Bizleri bu ülkenin evlatları gençlerini, askerde, sokakta tüm yaşam alanlarında feda etmeyi göze almış olabilirler, onlar kendi sarayları için gençleri feda etmiş olabilirler ama bizler Türkiye halklarının bölünmesine, Türkiye'nin bölünmesine asla izin vermeyeceğiz.
En fazla bu nedenle bize saldırdılar. Tarihte ilk defa bu kadar güçlü şekilde HDP halkları birleştirdi. Türkiye'nin bölünme paranoyasını bitirdi, tüketti. Türkiye toplumu birleştiriciliğe, birlikte yaşama projesine oy verdi. Saldırılan, bombalanan HDP ve bizlerin bu barış içinde birlikte yaşama projesidir. AKP halkların birlikte yaşama çağrısına karşı operasyon başlatmıştır. Bizler de bunu görüyoruz ve bu savaş politikaları karşısında Türkiye halklarının birliğini savunuyoruz."

'Tencere tavaya kurşunla yanıt verdiler'

Yüksekova'da 3 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya ilişkin değerlendiren Figen, şöyle devam etti:

"Yüksekova'da askeri operasyonda 3 yurttaşımızı yitirdik. Şu an bölgede yaşanan durum tam olarak nedir? Yüksekova'da müdahaleden hemen önce halk sokağa çıkma yasağını protesto etmek için halkın tencere tavasına karşı tankla, panzerle, gaz bombası ve kurşunla çıktılar. Halkın tencere tava eylemine, sokağa çıkma yasağını protesto etmesine dahi tahammül edemeyen bir gözü kararmışlıkla karşı karşıyayız. Kentlerde insanlar sokaklara, evlerinin önüne dahi çıkamıyor. Çatışmaları durdurmak için canlı kalkan olan halkımız, barış annelerimizi hedef gösteriliyor, polisin saldırısıyla karşı karşıya kalıyor. Savaşa karşı barış için en geniş barış bloğuyla bu savaşa karşı duracağız. Tarih bir kez daha bizim önümüze görev koydu. Seçimlere bu ağır koşullarda girmek zorundayız.

'Halkın demokratik seçimi gasp edildi'

7 Haziran'da çözüm sürecini ilerletmek, siyasette demokratik kanal açmak mümkündü ama bu imkan Türkiye halklarının elinden alınmış, gasp edilmiştir. Biz gasp edilen, inkar edilen, halkın demokratik seçimine sahip çıkacağız. 7 Haziran'da yaşadıkları tattıkları yenilginin daha ağırını tadacaklar. Çünkü Tayyip Erdoğan'ın çok sevdiği laftır, 'Zulümle abad olanın ahiri berbat olur' Bunların ahiri berbat olacak. Bizler her yerde halkımızın demokratik öz yönetim hakkını savunacağız. Siyasetin bir kişinin, bir partinin tekelinde olmadığı, çoğulcu, demokratik halk iktidarını birlikte inşa edecek güce sahibiz. "

'Saray'a esaslı cevap vereceğiz'

Seçim çalışmalarının başlatıldığını ve kazanma ruh halinin hakim olduğunu belirten Figen, "Çok daha güçlü bir kazanımla Saray'a esaslı bir cevap vereceğiz" dedi. Figen seçim hükümetinde yer alacak bakanların da seçimin güvenliğini sağlamak için görev yapacağını belirterek,"Bir seçim hükümeti dahi olsa bizler bu kritik süreç içerisinde meydanı AKP'ye bırakmaya niyetli değiliz. Her yerde, her alanda görmek istemedikleri HDP'yi yani bizzat halkların kendisini burunlarının ucunda görmeye devam edecekler. Kabinede görev alacak arkadaşlarımız da 2 aylık süreç olsa bile dahi halkımızın gözü, kulağı olacak, savaş ve çatışma ortamında girilecek seçim sürecinin güvenli geçmesini sağlayacak.
Bizlere iktidarları uğruna savaşı dayatanlar 1 Kasım günü esaslı cevabı alacaklar. Eskiyen gitmeli ve yeni yaşam gelmelidir. HDP'nin fikri de yeni siyaset ve yeni yaşam demektir. Halkların demokratik yönetimi ve iktidarının kapısını hep birlikte açacağız.

Figen son olarak Hopa'nın afet bölgesi ilan edilmesi ve destek için çağrı yaptı. Ardından soruları yanıtlayan Figen hakkında "canlı bomba" şeklinde yapılan habere ilişkin de şu yanıtı verdi: "Yalan ve provokasyon haberleri Saray medyası tarafından yaptırılmış haberlerdir. Bu haberleri yapan basın organlarına, basın ilkelerinin etiğinin zerresinden haberdar olmayan asgari kriterleri bile gözetmeyen yalan ve provokasyonu tarz edinmiş bir yayın anlayışı var. Eşbaşkanlar olarak hep hedef gösterildik. Karalama ve yıpratma çalışmasının hedefi haline getirildik. Ama bunlar Türkiye kamuoyunda başarılı olan hareketler olmadı. Yanıt verme gereği görmüyorum. Bu gazete, gazeteci işi olarak görmüyoruz sadece. Yalanla ve doğrudan şiddet teşvik edilerek hedef gösteriliyoruz. Nasıl bugüne kadar partimize yönelik saldırının sorumlusu siyasi iktidarsa bundan sonra da sorumlusu bu haberleri yaptıranlar ve bu siyasete alet olanlardır" dedi.

(de-gc/fk)