'Halklar AKP'ye oy vermediği için cezalandırılıyor'
09:04
Bêrîtan Elyakut/JINHA
AMED - Kürdistan'daki sivil katliamları bilançosunun savaşın sivillere karşı yürütüldüğünü gösterdiğini belirten HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, katliamların HDP'ye oy veren alanlarda gerçekleştirildiğini söyledi. Halkın gücünü almayan hiçbir siyasal düzlem ve politikanın uzun vadeli sürmediğini ifade eden Sibel, savaşa son verilmesi çağrısı yaptı.
Kürdistan'da son üç ay içerisinde 78 sivil katledildi. Operasyonların ve katliamların iç içe geliştiği üç aylık süreçteki bilanço savaşın özellikle sivil halka dönük gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Yaşanan savaş sürecini ve özellikle sivillerin hedef alınmasını değerlendiren HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, AKP hükümetinin iktidar olduğu süre boyunca kadınları ve halkları ötekileştiren bir tutumunun olduğunu, bugüne kadar iktidar hesapları yaptığını şimdi de iktidarı için pervasızca saldırdığını söyledi.
'En fazla sivil ölümleri HDP'nin yüksek oy aldığı alanlarda yaşanıyor'
7 Haziran seçimleri boyunca halka dönük saldırılar yapıldığını hatırlatan Sibel, "HDP barajı aşarsa kaos olur" söylemleriyle saldırılarının daha fazla yoğunlaşacağını gördüklerini ifade etti. Sivil ölümlerin, asker ve polis saldırılarının yaşandığı merkezlerin HDP'nin 7 Haziran seçimlerinde yüksek oy aldığı merkezler olduğunu vurgulayan Sibel, "Bu yerlerde halkın iradesinin ve demokratik taleplerinin güvenlik güçlerince orantısız bir güçle bastırılmaya çalışılması orada yaşayan sivil halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Gelen haberler ve basına yansıyan görüntüler çok sayıda can kaybının yaşandığını, böyle devam etmesi durumunda sivil can kaybının artacağını göstermektedir. En son Yüksekova'da ve Cizre'de yaşanan sivil kayıplar bu tehlikeli gidişatın yol açacağı vahameti ve katliamı doğrular niteliktedir" diye konuştu.
'Halklar AKP'ye oy vermediği için cezalandırılıyor'
AKP hükümetinin "Eğer AKP tek başına iktidar kuracak şekilde seçimlerden çıksaydı bu savaş yaşanmazdı" sözlerini sarf ederek gerçek yüzünü gösterdiğini ifade eden Sibel, son süreçte geliştirilen savaş konseptinin tek nedeninin tek başına iktidar olamama hırsından kaynaklandığını kaydetti. Sibel, "Bugün halklara karşı ilan edilen savaşın ve başlatılan siyasi operasyonların ön hazırlıklarını ve girişimlerini başlatmış durumdaydılar. Partimize dönük sayısız saldırı, bombalama, çalışanlarımızın tutuklanması ve yine o süreç içerisinde çözüm sürecinin bitirilmesi askıya alınması bugünün gelinen aşamanın habercisi durumundaydı. 'Eğer AKP'ye oy verseydiniz bunlar yaşanmayacaktı' deme cüretini gösteriyorlar. Yüksekova, Silopi, Cizre, Varto ve Silvan'da halkımız AKP'ye oy vermediği Erdoğan'ı başkan yapmadığı için cezalandırılıyor" dedi.
'Öz yönetim ilanları saldırı gerekçesi yapıldı'
Kürdistan halkının ilan ettiği öz yönetim ilanının 'terörist' faaliyet olarak değerlendirildiğinin altını çizen Sibel, Kürt halkının fişlendiğini ve saldırı gerekçesi haline getirildiğini vurguladı. HDP olarak seçim kampanyası boyunca demokratik özerkliğe dayalı halkın doğrudan siyasete katılma kanallarının açılmasına dayalı bir fikri savunduklarını ve çağrıda bulunduklarını söyleyen Sibel, "Yönetenler bugün artık bu halkı yönetme hakkını yitirmiştir. Halkın yönetime talip olması kadar doğal bir şey yoktur. Halk bu antidemokratik siyaseti yönetecek. Bu dışlayıcı iktidar ve iktidar anlayışı da kendi halkı tarafından yönetilmeyi bilecek, bunu kabul edecek. Öz yönetim ilanı bahane edilerek sivil halkın katledilmesi kabul edilemez bir durumdur" ifadelerini kullandı.
'Barış demekten vazgeçmeyeceğiz'
Gözaltındaki işkencelerle halkın sindirilmeye çalışıldığının altını çizen Sibel, Adana'da gözaltına alınan Figen Şahin şahsında tüm kadınlara saldırı gerçekleştirildiğini söyledi. Orantısız ve pervasız bir şekilde halklara saldırıldığını belirten Sibel, halkın haksızlık karşısında direnişe geçmesiyle birlikte ölçüsüz bir şekilde saldırıların arttığını belirtti. Sibel "40 yılın tekrarı sonucundan bir şey çıkmaz ve artık onlar da bunun farkında. Hiçbir politikaları tutmuyor ve tutmadığından kaynaklı Türkiye halkları bugün Lice'ye gelip canlı kalkan oluyor. Bizler için önemli olan halkların barış ve özgürlük içinde yaşamasını sağlamaktır. Onlar savaş dedikçe biz barış demekten vazgeçmeyeceğiz" dedi.
'Asker anneleri artık çocuklarının Saray için öldüğünü biliyor'
Kürt annelerinin tüm infaz ve katliamlara rağmen "Bugün benim çocuğum katledildi ama yarın başka çocuklar katledilmesin" diyebildiğini belirten Sibel, iktidarların en çok bu annelerden ve barışa olan umutlarından korktuğunu dile getirdi. Sibel, yaşamını yitiren asker annelerinin artık çocuklarının sarayın iktidarı için öldüğünü bildiğine vurgu yaparak, artık vatan kutsaması üzerinden yaratılmak istenen algının tutmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı'nın artık Türkiye toplumunu da kaybettiğini ifade eden Sibel, "Halkın gücünü almayan hiçbir siyasal düzlem ve politika uzun vadeli sürmüyor ve Erdoğan kendine güvenen halkları da kaybetti. Ona inananlar artık şunu görebiliyor başkanlık uğruna her şeyi sildiğini ve yok ettiğini. Artık halklar eskisi gibi değil, bu halklar kendi içinde özgür yaşamın mücadelesini veriyor. Tüm saldırganlıkların sebebi de halklar arasında kurulan köprünün güçlenmesinden kaynaklanıyor" diye konuştu.
'Tecrit kaldırılmalı ve müzakereye derhal geçilmelidir'
Cumhurbaşkanı'nın "Anneler artık ağlamasın diye gerekirse baldıran zehiri içerim" sözü hatırlatarak, "İşin enteresan yanı 7 Haziran'dan sonra tüm anneler ağlıyor. Biz şunu söylüyoruz hiçbir anne ağlamasın. Canlı kalkan olduğumuz her noktada asker annesinin de gerilla annesinin de ağlamaması için o alanlarda bulunuyoruz. Eğer siz anneler üzerinden ayrım yaparsanız halkınıza karşı samimi değilsiniz. Anneleri anlamak istiyorsanız öncelikle bu savaşa son verilmelidir" ifadelerini kullandı.
Müzakere sürecinin biran önce başlatılması gerektiğine vurgu yapan Sibel, 5 Nisan tarihinden bu yana görüşmelerin kesildiği PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve müzakere için masaya oturulması gerektiğini vurguladı.
(gc)