JINHA

COLEMERG - Şemdinli'de asker ve polis saldırılarıyla harabeye dönen Şapatan Mahallesi'nde incelemelerde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Şemdinli'de bir kez daha gördükki başlatılan savaş vatanı ve ülkeyi savunmak adına başlatılan bir savaş değildir. Halkımızla birlikte bizleri zorla yönetmek isteyenlere karşı doğal ve meşru kendi kendimizi yönetme hakkını kullanacağız" dedi.


Hakkâri'deki temaslarının ardından Yüksekova oradan da Şemdinli ilçesine geçen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile HDP milletvekillerinin yer aldığı heyet çok sayıda yurttaş tarafından ilçe girişinde karşılandı. İlk olarak Şemdinli Belediyesi'ne geçen heyet, ardından çatışmanın yaşandığı ve top mermisinin düştüğü Şapatan (Altınsu) Mahallesi'nde incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Figen Yüksekdağ, "Burası bir savaş cephesi değil, sivillerin yaşadığı yaşamını sürdürdüğü bir köyün manzarasıdır" dedi.

'Vatanı milleti Şapatan köylülerine karşı mı savunuyor?'

Gözler önündeki acı manzaradan Türkiye'yi yönetenlerin hiçbir şekilde sonuç çıkarmadığını dile getiren Figen, "Önümde bir top, füze mermisinin düştüğü bir çukur, arkamızda duvarları yıkılmış berhava olmuş bir ev var. Duvarları delik deşik olmuş evler var. Birçok yerde aynı manzaraları görüyoruz. Doğuda insanların yaşam alanları ve evleri hedef alınarak vuruldu. Ve Tekeli taburundan geliştirilen sistematik olarak sivil halka yönelik olarak sürdürülen bir saldırı bir operasyon hareketi var. Şemdinli'de bir kez daha gördükki başlatılan savaş vatanı ve ülkeyi savunmak adına başlatılan bir savaş değildir. Türkiye'nin askeri güçleri kulluk güçleri saraya bağlı operasyon güçleri vatanı milleti Şapatan köylülerine karşı mı savunuyor? Sorumuz bu ve bu soruya cevap veremiyorlar" diye konuştu.

'Saraydaki çok iyi bilsin ki…'

Dün akşam saatlerinde Yüksekova'da Ali Kaval adlı gencin infaz edilmesine de değinen Figen, şöyle devam etti: "Saraydaki şunu çok iyi bilsinki, ona hizmet eden AKP'nin bölge halkı nezdinden Kürt halkı nezdinde dürüst vicdanlıktan yana Türk halkları nezdinden artık hiçbir hükümleri kalmamış ve hiçbir meşrutiyetleri kalmamıştır. 1 Kasım'da bizi zorla seçime sürüklüyorlar ve 1 Kasım'da cevabı alacaklardır. Bir işgalci orduya karşı memleket ve vatan savunması yapılmıyor. Halkın evleri vuruluyor, yaşam yerleri tahrip ediliyor. Halkın evlatları, çocukları, kadınları, gençleri katlediliyor. Sarayın siyasetine de bizlere dayatılan savaş ve zulüm iktidarına da asla ve asla boyun eğmiyoruz."

'1 Kasım'da esaslı cevabı vereceğiz'

Bölge ve bütün Türkiye halklarının zulüm ve savaş iktidarı karşısında doğal meşru haklarını sonuna kadar kullanması gerektiğinin altını çizen Figen, özyönetim hakkının da bunun parçası olduğunu ifade etti. Figen, özyönetime ilişkin şu vurguları yaptı: "Halk kendi kendisini yönetme hakkını ve bu yönlü talebini ortaya koymuştur. Bir taraftan memleketi savaşla, zorla yönetmek isteyenler var, bir tarafta da kendisini demokrasiyle, barışla, katılımcı siyasi anlayışla yönetmek isteyenler var. Kendi yaşam alanlarını korumak, savunmak için yönetmek isteyenler var. Halkımızla birlikte bizleri zorla yönetmek isteyenlere karşı doğal ve meşru kendi kendimizi yönetme hakkını kullanacağız. Ve bu hak için direnmek meşrudur. Barış istiyorsak eğer, barış için el ele vermemiz gerekmektedir. Biz bugün bütün Türkiye halklarıyla birlikte Şemdinli'nin evlatlarıyla el ele vereceğimiz bir siyasi mücadele çizgisinin mesajını veriyoruz. Bu ortak vatana ve bu ortak vatan içerisinde bizlerin Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla Çerkez'iyle bütün uluslardan inançlardan halklarıyla birlikte yaşama idealimize düşman olan buna karşı çıkan tek bir merkez vardır ve onun güdümündeki AKP iktidarıdır. 1 Kasım'da bu cennet topraklarda size bu cenneti çok görenlere esaslı bir cevap vereceğiz."

'Bir devlet kendi halkına savaş açmıştır'

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne değinerek, AKP'nin Kürdistan halkına karşı savaş başlattığını dile getirdi. Yüksek, "Bunun gerçeği budur. Bir devlet kendi halkı karşısında savaş çıkarmıştır. Bu bir normal hal değildir, bu bir savaş görünümüdür. AKP'nin bu savaşı neden başlattığını hepimiz ve herkes iyi biliyor. Bu savaşın nedeni ve amacı nedir iyi biliyoruz. Burada bir savaş yaşanmıştır. Bu savaşta kendi iktidar ve koltukları için Türk halkının fakir çocukları olan askerleri burada halkın üzerine göndererek öldürtüyorlar. Biz onların da ölmesini istemiyoruz. Bugün Dünya Barış Günü ve biz barış istemlerimizi dile getirmek istiyoruz. Bütün dünya için barış gerekmektedir, barış içinde yaşamak istiyoruz" dedi.

Heyet temaslarının ardından Van'a hareket etti.

(ht/fk)