'Kürdistan halkı AKP'nin faşizan tavrına karşı direniyor'
09:09
JINHA
İSTANBUL- HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel bölgede yaşanan ablukaları, polisin gerçekleştirdiği sivil infazları ve halkın direnişini değerlendirerek, "Kürdistan halkı AKP'nin faşizan tavrına karşı direniyor" dedi.
Dokuz gün süren abluka ve direnişin ardından, Cizre'de halk 'dimdik ayaktayız' mesajı verdi, ardından devlet yeniden Cizre'de sıkıyönetim ilan etti. Diyarbakır'ın Sur ilçesinde de sokağa çıkma ve ilçeye giriş çıkışlar yasaklandı. HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel bölgede yaşanan operasyonları hükümetin tutumunu ve polisin gerçekleştirdiği sivil infazları değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çözüm sürecini devre dışı bıraktığını ve savaş konseptini devreye koyduğunu söyleyen Sebahat, "Kürdistan halkı AKP'nin faşizan tavrına karşı direniyor. Kamuoyunda farklı bir yansıma var. Sanki iki tarafta savaşıyor gibi yansıtılıyor. Savaş kararı alan bir AKP ve AKP'nin savaş kararına direnen bir halk var. Bunun doğru anlaşılması gerekiyor" diye konuştu.
'Cizre bu ablukayı kırdı ve kazandı'
AKP'nin Kürt halkına uyguladığı faşizan tutumun göstergesi olarak, Lice, Silopi, Cizre ve dün en son Sur'da yaşananlara işaret eden Sebahat, "35 günlük bebekten 80-90 yaşına kadar insanlar hedef haline geldi. Keskin nişancılar şehrin her yerinde sokağa çıkan herkesi katlettiler. Bunlara yardım etmek isteyenleri de engellediler. Yaralıların hastaneye taşınmasını engellediler. Bunları bir kenara bırakalım hastane görevlilerine şiddet uyguladılar" şeklinde konuştu. Cizre'de sokağa çıkma yasağının kalkmasının ardından, öldürülen sivillerin cenazeleri kitleler halinde gömülürken 'savaş devam ediyor' diyen Sebahat, "Halk savaşa karşı direndi. Cizre bu ablukayı kırdı ve kazandı. Ama şimdi aynı politikayı Sur'da ortaya koyuyorlar. Sur'da 17 yaşında bir genç katledildi. Zihniyete baktığımızda nasıl bir yaklaşım olduğunu çok net olarak görüyorsunuz" diye belirtti.
'Kürdistan'da insanlar, kendi hayatları ve gelecekleri için direniyorlar'
Yaşanan saldırılar ve katliamlarla hükümetin Kürt halkına mesaj vermek istediğini dile getiren Sebahat, "Mesajda tamamen direnişi kırmaya yöneliktir. Zaten bunu Tayyip Erdoğan çok net olarak söyledi. Tayyip Erdoğan'ın önündeki tek engel Kürt halkıdır. Türkiye, Bu 12 Eylül rejimi ile devam edemez ama bu Tayyip Erdoğan'ın istediği bir rejim anlayışı değil, direnen halkın istediği gibi çok kimlikli, inançlı bir yapı ve demokratik ulus Kürdistan perspektifinde ancak bu faşizmden kurtulabilir" dedi. Sebahat, Kürdistan'da insanların kendi hayatları, gelecekleri için direndiğini belirterek, AKP'nin tek adamlık politikasına karşı Kürt halkının direnerek yeni yaşamı korumaya çalışmasının doğru anlaşılması gerektiğine dikkat çekti.
'Cizre, Kobané ruhu ile direndi ve kazandı'
Sebahat, "Kobané'deki IŞİD'e karşı direnişin de böyle bir anlamı vardı. Kobané'de, IŞİD şahsında kapitalist, modernistlerin arkasına saklandılar. Kobané'liler de bu güçlere karşı yeni bir yaşama sığındılar, direndiler ve kazandılar. Sadece Kürt halkı için değil dünyanın her yerinde Kobané'nin etkisini görülüyor" diyen Sebahat, Cizre ve Sur'da yaşananlara da bu perspektiften bakılması gerektiğine işaret etti. Savaş ortamının, AKP'nin savaş politikasından vazgeçip bir an önce müzakere masasına dönmesiyle gerçekleşeceğini ifade eden Sebahat, "28 Şubat'ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın öne sürdüğü 10 ilkenin önemini hayata geçmesi, Türkiye'nin demokratikleşmesi, yaşamın yeniden inşası demektir. AKP'nin istediği daha çok ölüm daha çok zulüm ve kendi iktidarlarını güçlendirme ve sarayda rahat oturmaktır. Savaş savaşı doğurur. Bu perspektiften bakınca durum çok daha net anlaşılıyor" şeklinde konuştu.
Son olarak devletin savaş politikasında vazgeçmesi gerektiğini dile getiren Sebahat, "Kürt hareketi barış ve ateşkes çağrılarına cevap verdi. Devletin savaş politikasından vazgeçtiğini Kürt halkı ve Türkiye halkları ile yeni bir hukuk kurmaya hazır olduğunu söylemesi gerekiyor" sözlerine yer verdi.
(ro-en/dk/fk)