Şırnak milletvekilleri İçişleri Bakanı'na sordu: Sorumlu kim?
15:21
JINHA
ANKARA - Cizre'de 9 gün süren asker, polis ablukasına halkın yanında olan HDP Şırnak milletvekilleri Cizre'deki katlamları ve 9 günlük uygulamaları İçişleri Bakanı'na sordu.
HDP Şırnak milletvekilleri Aycan İrmez, Faysal Sarıyıldız, Leyla Birlik ve Ferhat Encü, Cizre'de 9 gün süren sokağa çıkma yasağı kararını İçişleri Bakanı Selami Altınok'a sordu. Önergede, Valiliğin yasak kararından sonra ilçede bütün iletişim kanallarının kesildiği, ilçenin tümüyle polis ablukasına alındığı ve giriş çıkışların yasaklandığı belirtilerek, "Kamu görevlilerinin görev ve yetkililerinin engellenmesi ve sokağa çıkma yasağının yetki sınırlarını aşan derecede uygulanması, iletişimin ve ulaşımın sağlanmasının engellenmesi ile birlikte onlarca yurttaş AKP ve Saray'ın özel savaş güçleri tarafından katledilmiş, evleri bombalanmış, çocuklar sokakta oynarken taranmıştır" denildi.
'Sağlıkçılar hastanelerden uzaklaştırıldı'
İlçe'de sağlık ocaklarının asker ve polise tahsis edildiği, bütün okul ve yurtların devletin özel güvenlik güçleri ve başka illerden getirilen 200 keskin nişancı ile doldurulduğu, yurttaşların savaş esirlerine dahi uygulanmayacak, düşman hukukuna dahi rahmet okutacak gayri ahlaki bir politika ile esir alındığı belirtilen önergede, "Hizmet vermekle görevli yetkililer engellenmiş, ilçeye su vermek için vanaları açmaya giden belediye personeli gözaltına alınmıştır. Cizre Devlet Hastanesi'ndeki sağlık çalışanları kolluk kuvvetlerince tehdit edilmiş, darp edilmiştir. Güvenlikleri olmayan sağlık çalışanları hastaneden alenen uzaklaştırılmıştır. Yaralıların tedavisi de bu şekilde engellenmiş ve ölmeleri için aleni bir çaba sarf edilmiştir. Bu barbarlıkla da yetinmeyen Saray'ın özel savaş güçleri trafoları kullanılmaz hale getirerek ilçeyi elektriksiz bırakmışlardır. Tüm bu insanlık dışı, hukuk dışı, ahlak dışı uygulamaları yerinde tespit etmek isteyen ve aralarında Eşbaşkanımız, bakanlarımız ile milletvekillerimizin bulunduğu bir heyet, polis ve askerler tarafından Cizre ilçemize sokulmamıştır" diye kaydedildi.
Milletvekilleri İçişleri Bakanı'na şu soruları yöneltti:
* 4 Eylül 2015 ile 12 Eylül tarihleri arasında Şırnak'ın Cizre İlçesinde kaç sivil yurttaş yaşamını yitirmiştir? Yaşamını yitirenlerin yaşları ve isimleri nedir? Yaşamını yitirenlerin ölümleri nasıl gerçekleşmiştir?
* 4 Eylül 2015 ile 12 Eylül tarihleri arasında Şırnak'ın Cizre İlçesinde Sokağa çıkma yasağı ile başlatılan ambargo ve savaş politikasıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşam hakkını koruyan, gayri insani muamele yasağını ve kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını düzenleyen; özel yaşam, aile yaşamı, haberleşme ve konutuna saygı gösterilmesi hakları, bağlamında Anayasa'nın 17, 19, 20, 21 ve 22. Maddeleri ihlal edilmiş midir? İhlal söz konusu ise bu ihlalin siyasi, idari ve askeri sorumluları kimlerdir?
* Cizre'de öldürülen yurttaşlarımızın cenazeleri yasak nedeniyle günlerce gömülememiş cenazeler derin dondurucularda ve buzlara sarılarak bekletilmiştir. Bu insanlık, vicdan ve hukuk dışı uygulama toplum hafızasında ve vicdanında derin izler bırakmıştır. Toplum nezdinde büyük bir infiale neden olan bu duruma hangi gerekçe ile izin verilmemiştir?
* Gömülemeyen cenazeler, nerede nasıl ve hangi koşullarda tutulmuştur?
* İlçede ilan edilen yasak ile yaşamsal ihtiyaçların karşılanamaz hale getirilmesi hayati tehlikeler doğurmuş, yurttaşların yaşamlarını yitirmesine neden olmuştur. Yurttaşların zaruri ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için, yaşamını yitirmesine değin varan bu yasak, hangi yasal maddelere dayandırılmaktadır? Söz konusu yasal düzenleme yaşamsal ihtiyaçların dahi karşılanmaması şeklinde mi düzenlenmiştir?
*. Meclisin, siyasi partilerin ve vekillerin temel görevlerinden biri de yaşanan hak ihlallerinin takipçisi olmak iken, ilçeye gitmek isteyen Bakanlarımız ve milletvekillerimiz engellenmiştir. Bu engel ilçede yaşatılan katliamın, uygulanan ambargonun ifşa edilmesinin engellenmesi amacını mı taşımaktadır? Değilse, bu engelin gerekçesi nedir?
* Bakan ve milletvekillerinin yasama dokunulmazlığı olmasına rağmen ilgili polis ve askerlerin bakan ve milletvekillerine müdahale etmesinin nedeni nedir? İlgili polis ve askerler hakkında açıkça anayasayı çiğnemeleri nedeniyle herhangi bir adli veya idari soruşturma açılmış mıdır? Başlatıldı ise söz konusu soruşturma hangi aşamadadır? Başlatılmadı ise gerekçesi nedir?
* Görevlerini yerine getirmeye çalışan kamu çalışanlarının, sağlık görevlilerinin ve itfaiye çalışanlarının korkutularak sindirilmeye çalışılmaları, tehdit edilmeleri, gözaltına alınmaları ilçe halkının tüm yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamalarını engellemeye yöneliktir. Bu resmen ve fiilen 'bir halkın kırımı' politikasıdır. Bu durumda Türkiye'nin de tarafı olduğu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin tüm bu vahşet sarmalıyla ihlal edilmesinin, Uluslararası görünürlükte, Türkiye tarihine kara ve kanlı bir leke olarak geçeceği aşikardır. Söz konusu yasal ihlaller için herhangi bir soruşturma başlatıldı mı? Bununla ilgili ne gibi önlemler aldınız?
* İlçede kaç yurttaşımız diyaliz hastasıdır? Kaç diyaliz hastasının sokağa çıkma yasağı yüzünden tedavisi aksamıştır? Buna bağlı olarak yurttaşlar ne tür sağlık sorunları yaşamışlardır?
* Yasak boyunca kaç ev zarar görmüştür? Yasak boyunca herhangi bir şekilde evleri ve malları zarar gören yurttaşlarımızın zararları karşılanacak mıdır? Karşılanacaksa nasıl karşılanacaktır?
* Uygulanan yasak ile yaşanan tüm hak ihlallerinin, yaralanmaların ve can kayıplarının siyasi, idari sorumluları kimlerdir?
* Bakanlığınıza bağlı kolluk kuvvetlerinin insanlık ve hukuk dışı uygulamaları nedeniyle istifa etmeyi düşünüyor musunuz?
(gc)