Çimen Işık: Halkımızın öz yönetim talebini sahipleniyoruz

09:10

Beritan Canözer - Şehriban Aslan / JINHA

AMED - DBP Yerel Yönetimler halka açık tartışmalarla öz yönetimi tartışacak. Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Eş Başkanı Çimen Işık, halkın talebi doğrultusunda yerel yönetimlerin bulunduğu yerde belediye eş başkanlarının halkın iradesi olarak öz yönetim ilanına gittiğini belirterek bu talebin pratikçisi olacaklarını söyledi.

DBP Yerel Yönetimler, "hep birlikte öz yönetime" sloganıyla Diyarbakır'da 2 günlük tartışma programı hazırladı. 18-19 Eylül tarihlerinde Sümerpark'ta düzenlenecek programda halka açık tartışmalar yürütülecek. Ekonomik, sağlık ve eğitim politikaları da tartışılacak ve öz yönetimin nasıl sağlanacağı konuşulacak. Açılış konuşmasını DBP Demokratik Belediyeler Birlik Yürütmesi Eşbaşkanı ve DBB Eşbaşkanı Fırat Anlı'nın yapacağı programda, oturma eylemi, serbest kürsü, kültürel etkinlikler, canlı yayın açık oturum yapılacak. Tartışmalara, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, KJA Dernek Başkanı Ayla Akat Ata, DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle ve belediye eşbaşkanları katılacak. Kent meclisi, gençlik ve STK temsilcilerinden temsilciler de tartışmalarda yer alacak. Deklarasyon ardından Sur kent meclisine yürüyüş yapılacak. Düzenlenecek tartışma programına ilişkin bilgi veren Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Eşbaşkanı Çimen Işık, halkın öz yönetim talebinin her zaman arkasında duracaklarını belirterek, DBP'nin yerel yönetimlerine bağlı belediye ve parti eşbaşkanlarına dönük gözaltı ve tutuklama operasyonlarını da kabul etmeyeceklerini ve bunun için gereken hukuksal süreci başlattıklarını söyledi.

'İrade beyanında bulunmuştuk'

Yerel yönetimler olarak kendilerinin bir "öz yönetim" ilanına gitmediğini söyleyen Çimen, halkın talebi doğrultusunda yerel yönetimlerin bulunduğu yerde belediye eş başkanlarının halkın iradesi olarak öz yönetim ilanına gittiğini belirtti. Halkın ilan ettiği öz yönetimin pratikçisi olmaya başladıklarını ifade eden Çimen, "Biz yerel yönetimler olarak öz yönetimi yeni tartışmıyoruz. Yıllardır parti olarak da tartıştığımız bir konudur. Gündemimizde ve programımızda yer alan bir konudur. Yine yerel yönetimler olarak geçen yılın aralık ayında belli konferanslar yaptık ve bu konferanslarda da öz yönetimin olması konusunda kimi tartışmalar yürüttük. Kendi sözleşme modelimizi de yani yerel yönetimler sözleşmemizin de ana eksenini bu temel üzerine oturttuk. Seçimlere girerken de 1999'dan beri parti olarak girdiğimiz her seçimde temel şiarımız 'kendimizi de, kentimizi de biz yöneteceğiz' olmuştur. Bugün gelinen aşamada kentimizi sadece değil, kendimizi biz yöneteceğiz üzerinden halkımızın beyan ettiği iradeyi biz yerel yönetimler olarak bu anlamda sahipleniyorduk" ifadelerine yer verdi.

'Yerel seçilmişlerimiz inisiyatif alma hakkına sahip olabilmelidir'

Çimen, öz yönetimin ne olduğu ve nasıl olabileceği konusunda yıllardır tartıştıklarını belirterek, "Son dönemde gerçekleşen konferanslarda ve ara toplantılarda buna çok yer verdik. Öz yönetim halkın kendini her boyutuyla yönetmesidir. Belediyeler de devlete bağlı kurumlar olarak yıllardır böyle işletiliyor. Belediyelerin de bu yüzden yönettiği kentte yapacağı çalışmalara dair kendi başına karar alma inisiyatifi yok, bir yere kadar inisiyatifi var. Biz de şuan bunu tartışıyoruz; madem biz yerelde bir iradeysek, yüzlerce ya da yüz binlerce insan tarafından seçiliyorsa arkadaşlarımız ya da arkadaşlarımız bu iradenin bir parçasıysa o zaman kendi inisiyatifini alabilme iradesine de sahip olabilmelidir. Merkezi yönetimler ile değil, yerel yönetimler ile, yerelin ihtiyacına göre, yerelin talebine göre, yerelin kolektif ortak çalışmasına göre ortaya çıkmasını istiyoruz ve bunun mücadelesini, bunun siyasetini yürütüyoruz. Eşbaşkanlarımız da doğal olarak buna dahil oldular, içinde yer aldılar ve almaya da devam edecekler" diye konuştu.

'Öz yönetim ilanları en demokratik haklardan biridir'

Çimen, öz yönetim ilanlarının yandaş medya ve sistem tarafından illegalleştirilen bir duruma getirildiğini söyleyerek, bunun en demokratik haklardan birinin olduğunu vurguladı. Çimen, "Sadece Kürtler açısından da bunu öngören ve tartışan bir durumda değiliz. Amacımız şu ki; sadece Kürdistan'da değil gelin tüm Türkiye için bu sistemi tartışalım. Nasıl ki başkanlık sistemini Erdoğan tartışıp, bunu dikte ediyorsa biz bunu dikte etmekten ziyade bunu tartışıp bunun nasıl olabileceği konusunda kendimiz bir irade beyanı yapıyoruz ve bunu ortaya koyuyoruz. Eşbaşkanlarımıza yönelik baskı da aslında bunu maniple eden, bunu kendi amacından saptıran ve farklı bir algı oluşturmaya yönelik bir hedef göstermedir. Zaten bizim belediyelerimize, yerel yönetimlerimize ilk yönelim sadece tutuklamalar ile başlamadı. Seçimden hemen sonra kimi medya kuruluşları tarafından belediyelerimizin yaptığı kimi çalışmalara, belediyede çalışan kimi arkadaşlarımıza yönelik bazı haberler yapıldı" dedi.

'Halkı bastırarak sonuç alınamaz'

Çimen, yapılan yanlış haberlere ve hedef göstermelere dönük hukuksal girişimler başlattıklarını fakat herhangi bir cevap alamadıklarını dile getirdi. Çimen, yerel yönetimlere yönelik yaklaşımın bir konsept dahilinde oluştuğunu ifade ederek, "Öz yönetimler ile beraber bunu biraz daha illegalize eden, krimanilize eden bir yapı ve yaklaşım da ortaya çıkmış bulunmaktadır. Elbette ki biz bunun karşısında sönen, geri çekilen bir durumu da gelmeyeceğiz. Bunun için her türlü mücadelemizi de yürüteceğiz, tartışmaya devam edeceğiz. Halkımızla tartışacağız, seçimlerde bunun tartışılması için belki referandum yapma önerisi de çıkabilir. Bu tür tartışmalarımızı en meşru en demokratik yollarla da ortaya koymaya devam edeceğiz" dedi. Çimen halkın öz yönetim talebinin reddedilmeyeceğini belirterek, "Halkı bastırarak sonuç alınamaz. Halk bu talepleri dile getirdikçe ve bizim yerel yönetimlerimiz de bu yerlerde var oldukça halkın bu talebinin yanında her zaman duracaklar" diye konuştu.

Halka da açık bir yerel yönetim etkinliği olacak

"Öz yönetim" ilanlarının ardından yerel yönetimlere yönelik ciddi tutuklama ve gözaltına alma operasyonlarının yaşandığını ifade eden Çimen, "Biz de DBP'nin yerel yönetimleri olarak şöyle bir kararlaşmaya ulaştık; 18 ve 19 Eylül'de Amed'de Sümerpark'ta iki gün boyunca öz yönetimleri tartışma üzerinden bir kararlaşmaya vardık. DBP'nin bütün seçilmişleri, sivil toplum kuruluşları ve tüm halka açık bir tartışma süreci yaşanacak. 2 günlük tartışmamızın içeriği de şu şekilde gelişecek; bütün süreci ve yaşananları tartışmaya dönük bir bölümümüz olacak. Daha sonra belli saat aralıklarıyla oturma eylemine geçeceğiz. Bu oturma eylemleri sırasında 2-3 saatlik serbest kürsümüz olacak. Bunların yanı sıra kültürel etkinliklerimiz de olacak ve akşama doğru da açık oturumumuz olacak" ifadelerinde bulundu.

(gc/fk)