Öz yönetim, halkın sokağındaki kilit taşına kadar karar verebilmesidir
09:01
Beritan Canözer- Bêrîtan Elyakut / JINHA
AMED - Öz yönetimin önemine dikkat çeken Akdeniz Belediyesi Eşbaşkan Yardımcısı Sebahat Gençtarih Cebe, "Biz öz yönetimimiz ile birlikte o yerdeki, o yereldeki halkın dili, bakış açısı, beklentisi, sokağındaki kilit taşına kadar kendisinin belirlemesini istiyoruz. Bunun için de biz öz yönetimleri çok önemsiyoruz ve öz yönetimler korkulacak şeyler değil" dedi.
Kürdistan kentlerinde sivil halka karşı savaş başlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kurmayları, savaşı daha da derinleştireceğe benziyor. Halk tüm saldırılara karşı öz yönetimini ilan ederek, öz savunmasını oluşturuyor. Öz yönetim ilanlarını devlete meydan okuma tarzında ele alan geçici hükümetin algısını değiştirmek için DBP Yerel Yönetimler "Hep birlikte öz yönetime" şiarıyla Diyarbakır Sümerpark'ta iki günlük tartışma kürsüsü kurdu. Akdeniz Belediyesi Eşbaşkan Yardımcısı Sebahat Gençtarih Cebe, öz yönetim ile ilgili ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
'Doğrudan demokrasi diye bir şey kalmadı'
Sebahat, çekirdek aileden mahalleye kadar dünyada yaşayan kocaman bir aile olduklarını söyleyerek, "Buna sadece Türkiye içerisinde bakmak gerekmiyor. Biz parti olarak mahalle meclisleri kurmak için uzun yıllar çalışmalar yürüttük ve bu dönemde de mahalle meclislerimizin çoğu kuruldu. Aslında burada mahalle meclislerinden itibaren düşünmek gerekiyor. Benim evimdeki sorunu benim ailem bilir, benim beklentilerimi benim ailem bilir yine en yakınımdaki komşum bilir, sokağımdakiler bilir ve ondan sonra da mahalledekiler bilir. Eski Yunan'da sizin de bildiğiniz gibi çok daha az insan vardı. Demokrasinin beşiği dediklerimiz eski Yunan'lardır. Toplamda 100, 200 ya da bin kişi var. Ve bir konu hakkında bu bin kişiyi toplayıp bir karar alabiliyorsun. Çoğunluğun kararını orada belirleyebiliyorsun. Fakat şuan milyonlar var değil mi? Ve şuan ki sisteme göre nüfus çok fazla olduğu için artık doğrudan demokrasi diye bir şey kalmadı" ifadelerinde bulundu.
'Vali ve kaymakamlar halk tarafından seçilmeli'
Şu an dolaylı demokrasi yürüten ve bu dolaylı demokrasiyi de faşizanca kullanan bir ülkede yaşadıklarını belirten Sebahat, "Bugüne kadar bizim halkımız bizim seçmenimiz doğru bir şekilde temsil edilmedi. İlk defa HDP ile bu halkın iradesi meclise taşındı. Halkın ne ihtiyaçlarının, ne fikirlerinin ne de ne istediklerini hiç sorulmadığı son 30 yıllık süreçte ortadadır. Benim evimdeki sorunu devlet biliyor mu? Bir gün gelip soruyor mu halimi? Hayır. Hastamdan haberi var mı? Hayır. Evde kadın şiddet görüyor, bundan haberi var mı? Hayır. Bunu kim bilir? O sokaktaki, o mahalledeki bilir. Mesela şuan bize vali ve kaymakamlar atanıyor. Bu vali ve kaymakam hükümette kim varsa onun tarafından seçilen ve koltuğa oturtulandır. Bence kimse vali ve kaymakam olmayı kabul etmemeli. Düşünsenize sizi oraya getiren hükümet canı sıkılınca sizi görevinden alabiliyor ya da sizi sürgün edebiliyor. Bu yüzden vali ve kaymakam halk tarafından seçilmeli ve halkın taleplerini yerine getirmelidir. Vali ve kaymakam halka hizmet etmek için vardır, hükümetin kuklası olmak için değil" diye konuştu.
'Öz yönetimler korkulacak şeyler değil'
İktidarların halkın üzerinde kılıcını sallamasını istemediklerine dikkat çeken Sebahat, sorun çözme odaklı birilerinin halka hizmet etmesi gerektiğini söyledi. Şuan ki iktidarın bunu istemediğini ifade eden Sebahat, "Bunun nedeni iktidarın tek devlet, tek millet ve tek dil mantığıyla bakıyor olmasıdır. Bu yüzden halkın kendini yerinden yönetmesi iktidarın zoruna gidiyor. Bakın İsviçre'de 24 kanton var. Her birinin yönetim şekli, dili, fikri ayrı ama orada hiç savaş yok. Orada kimse dilinden, dininden, düşüncesinden dolayı öldürülmüyor. Demek ki öz yönetim o kadar da korkunç bir şey değil. Papua Yeni Gine'de en az 89 farklı dil konuşuluyor ve orada kimse çıkıp kendi diliyle ilgili farklı bir bayrak sallamıyor. Bizim ülkemizde ırkçılık tırmandırılmış. Biz öz yönetimimiz ile birlikte o yerdeki, o yereldeki halkın dili, bakış açısı, beklentisi, sokağındaki kilit taşına kadar kendisinin belirlemesini istiyoruz. Bunun için de biz öz yönetimleri çok önemsiyoruz ve öz yönetimler korkulacak şeyler değil" sözlerini dile getirdi.
'Halk devlete değil, devlet halka muhtaç'
35 günlük bebeğe kadar yönlenmiş bir savaş ortamının olduğunu dile getiren Sebahat, "Biz bunların hepsini gerçekten nefretle kınıyoruz ve öz yönetimin doğru algılanmasını bekliyoruz. Partimiz öz yönetimin yerellerde de uygulanması için zaten elinden geleni yapıyoruz. Bizim de yerel yöneticiler olarak yapmamız gereken öz yönetimlerin aslında öcü olmadığını anlatmak. Türkiye'nin batısından doğusuna yapılabilecek en iyi sistem olduğunu anlatmaya çalışmak. Kendileriyle, mahalleleriyle, sokaklarıyla, evleriyle ilgili tüm kararları kendilerinin verebileceğini onlara anlatmak istiyoruz. Hükümetten bir şeyler beklemek zorunda olmadıklarını, devletin halka muhtaç olduğunu bilmeleri gerekiyor" sözlerine yer verdi.
(kt/mg)