HDP hak ihlalleri raporu: İşkence yeniden devreye konuldu

15:06

JINHA

ANKARA - HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Eylül ayında yaşanan insan hakkı ihlallerine ilişkin hazırlanan raporu açıkladı. Raporda 90'lı yılları aşan düzeyde savaş hukuku uygulandığı belirtilerek, "Her yerde artarak devam eden bu sistematik işkenceler elbette başta AİHS olmak üzere iç hukuk kurallarına tamamen aykırılık teşkil etmekte ve fiilen mevcut yasalarca teminat altına alınmış temel insan haklarını yürürlükten kaldırmaktadır.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Eylül ayında yaşanan insan hakkı ihlallerine ilişkin hazırlanan raporu açıkladı. 90’lı yılları aşan düzeyde gözaltı, tutuklama ve yargısız infazların yaşandığı bir süreçte siyasal iktidarın adeta yurttaşlara yönelik savaş hukuku uyguladığına şahitlik edildiği belirtilen raporda, “Öncelikle belirtilmesi gereken, 22 Temmuz’dan bu yana il ve ilçe teşkilatlarımızdan aldığımız bilgilere göre bini aşkın kişi gözaltına alınmış, yüzlercesi ise sevk edildikleri hakimlikler tarafından tutuklanmıştır” bilgisi verildi.

Siyasi iktidarın 90’larda yaşanılan konsepti yeniden devreye soktuğu ve sivil katliamlarla yetinmeyen siyasal iktidarın, gözaltına aldığı yurttaşlara yönelik “yeni” baskı yöntemi olarak işkenceyi devreye soktuğu raporda Eylül ayı içerisinde gerçekleşen hak ihlalleri şu şekilde sıralandı:

* 2 Eylül tarihinde Adana’da adliye binası içerisinde bekleyen Mustafa Rençber ve yanındaki üç kişiye kolluk tarafından gereksiz yere bekledikleri gerekçesiyle kameralar önünde ağır darp gerçekleşmiş ve kolluğun açık bir alanda yapmış olduğu bu işkence neticesinde darp edilen vatandaşlar polise mukavemetten tutuklanmıştır.

* 6 Eylül tarihinde İstanbul’un Sultangazi İlçesi’nde gerçekleşen operasyon neticesinde gözaltına alınan 4 kişinin TEM Şube Müdürlüğü’nde işkenceye maruz kaldıkları vatandaşların müdafileri tarafından duyurulmuştur

* 8 Eylül tarihinde Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nde yol kontrolü yapan polisler araç içerisinde bulunan 5 kişiyi yol ortasında darp ederek gözaltına almıştır.

* 9 Eylül tarihinde Edirne F tipi Cezaevinde açlık grevi yapan tutsaklar, gardiyanlar tarafından darp edilmiştir.

* 12 Eylül tarihinde Van’da tutuklanan 17 yaşındaki M.K. cezaevinden gönderdiği mektupta Van Emniyet Müdürlüğü’nde darp edildiğini ve tacizle tehdit edildiğini belirtti.

* 17 Eylül tarihinde Bursa’nın Osmangazi ilçesinde 2’si çocuk 7 kişi örgüt propagandası yapmak iddiasıyla tutuklanmıştır. Tutuklanan çocuklar cezaevinde avukatlarıyla yapmış oldukları görüşmede Emniyet’te darp edildiklerini ve birçok hakaret ile tehdide maruz kaldıklarını ağlayarak avukatlarına anlatmışlardır.

*19 Eylül tarihinde Urfa'nın Viranşehir İlçesi’nde 14 Eylül günü Cumhuriyet Parkı'nda polislerin silahlı saldırısı ile gözaltına alınan 3 genç ile bağlantılı oldukları iddia edilen 2 kişiye, gözaltında işkence uygulandığı belirtildi.

* 21 Eylül tarihinde onlarca çevik kuvvet polisi avukat Ebru Timtik ve kendisine desteğe gelenleri döverek ve yerlerde sürükleyerek gözaltına aldı.

* 22 Eylül tarihinde Adana'da gözaltında cinsel işkence ve şantaja maruz kalan Figen Şahin'in tutuklu bulunduğu cezaevinde tedavisi yapılmayarak üzerindeki işkencenin devam ettiği ortaya çıktı. Figen Şahin’in Avukatı Beyhan Günyeli, gözaltında sürekli göğüslerine ve genital bölgesine vurulduğu için kanama geçiren Figen'i hastaneye götürmesi gereken 112 acil servis çalışanının, ‘Yalan söylüyorsun aç bacaklarını bakacağım’ diyerek psikolojik işkenceye devam ettiğini ve tedavisinin yapılmadığını söyledi.

Raporda yayınlanan işkence vakalarının, sadece son bir ay içerisinde gerçekleşmiş onlarca işkence vakalarının çok küçük bir bölümünü oluşturduğuna vurgu yapılan raporda, şu ifadeler kullanıldı:

“Halklarına karşı savaş hukuku uygulayan iktidar; tutuklamalar, OHAL'ler, yargısız infazlar ve sivil ölümlerle de yetinmemiş olacak ki, toplumsal muhalefeti ve demokrasi güçlerini sindirme yöntemi olarak işkenceyi yeniden ve yoğunluğunu arttırarak devreye koymuştur. Her yerde artarak devam eden bu sistematik işkenceler elbette başta AİHS olmak üzere iç hukuk kurallarına tamamen aykırılık teşkil etmekte ve fiilen mevcut yasalarca teminat altına alınmış temel insan haklarını yürürlükten kaldırmaktadır. Yapılan hukuksuzluklar ve insan hakları ihlalleri başta siyasal iktidar olmak üzere hiçbir sorumlunun yanına kar kalmayacaktır.”

(gc)