'Hiçbir saltanat halkların seçimini değiştiremez'

11:30

JINHA

ANKARA - HDP Eş Genel Başkanları Ankara'da seçim beyannamesini deklere etmeye başladı. Açılış konuşmasını yapan Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ, Kürt kentleri başta olmak üzere AKP'ye oy vermeyenlere savaşla karşılık verildiğini, tüm ölüm ve kandan Saray ve AKP'nin sorumlu olduğunu belirterek, "Biz kazanacağız, hiçbir saltanat halkların seçimini değiştiremez. Başka bir dünya başka bir Türkiye mümkün" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 1 Kasım seçimlerinde "Büyük İnsanlık, Büyük Barış" ana sloganı etrafında "İnadına Barış, İnadına HDP" sloganıyla yarışacağı adayları tanıtım ve seçim beyannamesini deklare etmek amacıyla Ankara'da buluştu. Ankara Hiltonsa Oteli'nde gerçekleşen aday tanıtım ve beyanname toplantısına Türkiye ve Kürdistan'dan gösterilen 550 milletvekili adayının tamamı Eş Genel Başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın yanı sıra parti kurmayları, gazeteci, aydın, sanatçı, birçok konuk katıldı.

Beyannameyi deklere etmek amacıyla Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ sahneye çıkarak gelenleri ve halkı selamladı.

Figen Yüksekdağ beyanname öncesi konuşma yaparak şunları dile getirdi:
"Büyük insanlığın büyük yürüyüşünü başlattığımızda saflarımızda biriken enerji Türkiye'ye ufuk açmıştır. Yarınından korkan, gelecek güvencesi olmayan Türkiye toplumunda emeğinin, adalet, eşitlik isteğinin karşılığını alamayan bütün Türkiye halkları, yani bizim çoğul halimiz Halkların Demokratik Partisi'nde kendi rengini gördü. HDP sadece bir kişi, bir lider, bir grup değil, HDP bütün halkların çoğunluğunu ve birliğini temsil ediyordu. Birbirinden koparılan halkların nasıl kardeşçe bir araya gelebileceğini gösteriyordu. Türkiye toplumunun yeni bir ışıkla, yeni bir siyasetle aydınlanmasını istemediler. Karanlıktan beslenenler, iktidarlarını kan üzerinden, zorbalıkla kuranlar aydınlıktan, ışıktan korkarlar.

'7 Haziran başarabileceğimizi gösterdi'

HDP 7 Haziran'daki büyük seçim başarısının elde etmeden önce bu ışığı görmüş ve bunun etrafında buluşmuştur. Bütün Türkiye toplumu yaşamını değiştirebileceğini biliyordu. Bütün Türkiye halkları değişimin özgücü olduğunu gördü. Sorun çözmeyen, sorun üretmekten başka bir şey yapmayan bir siyasi iktidar vardı. HDP ile bütün Türkiye halkları değişimin öncüsü oldu. HDP Türkiye'de demokratik geleceğin adresi oldu. Her türlü kuşatmaya, yasağa, sansüre, ablukaya rağmen, HDP'nin milyonlardan oluşan gönüllüler ordusu yani Bizler, tüm ezilen halklar ve inançlar, bir bütün insanlığımızla büyük insanlığın değişim gücü olabileceklerini gösterdiler. Hiçbir zulüm kalesinin, zulüm saltanatının yıkılmaz olmadığını gösterdiler. Hiçbir saldırı aygıtının ve sonu gelmeyeceği düşünülen hiçbir iktidarın yara almaz ve baki olmadığını gösterdiler. 7 Haziran'ın en büyük başarısı buydu. Mümkündür ve başarabiliriz. Başka bir dünya ve başka bir Türkiye mümkün. Bizler yan yana, emek emeğe olduğumuz sürece değiştirebiliriz ve alternatif bir yaşamı var edebiliriz. Esas korktukları buydu. Türkiye toplumunun bu kadar güçlü şekilde demokrasiyle buluşmuş olmasıydı.

'Saray'ın saltanatına sığınanlar korktu'

7 Haziran'da karşılarında baskıyla zorbalıkla, yalanla hileyle yönetemeyecekleri bir halk olduğunu gördüler. Bütün diktatörlerin korktukları kendi kendini yönetme bilincine sahip bir halktır. 7 Haziran seçim sonuçları bize bu gerçeği resmetti. Bu gerçeğin güzelliği, görkemi Saray'ın saltanatına sığınanları, haksızlık, yolsuzluklar içinde yaşamayı kendisine yedirenleri fazlasıyla ürküttü.

7 Haziran'dan itibaren sanki sandığa gidilmemiş hiçbir şey olmamış gibi davrandılar. Aradan 6 ay geçtikten sonra Türkiye halkları seçimle karşı karşıya. Saray ve AKP iktidarı 1 Kasım seçimlerinde iktidar hırsını tatmin edecek bir sonuç elde etmeyi düşünüyor. Bunu çok net ifade ediyoruz: Yine başaramayacaksınız. Sizin günleriniz doldu, sizin süreciniz bitti. Artık Saray ve AKP hükümetinin siyasi anlayışı Türkiye'nin geçmişinde kalacak bir süreç olacak. Türkiye halkları 7 Haziran'da çoğulculuğu seçti. Toplum bu kadar güçlü bir seçimi yaptıktan sonra hiçbir saltanat bu seçimi değiştiremez.

'Seçimle geldiler seçimle gitmek istemiyorlar'

Saray ve AKP seçimle iş başına geldiler ama seçimle gitmek istemediler. Savaşla yönetime gelmek ve tek başına iktidar olacakları sonuç elde etmek istiyorlar. Kan ölüm ve gözyaşının tek sebebi sarayın iktidar hırsı ve o iktidarı sürdürmek için mevcut egemen siyasetin her şeyi göze alması. 'HDP barajı geçerse Türkiye'de kaos olur' demişlerdi. Seçimden sonra da '400 vekil verseydiniz yaşanmayacaktı' dediler. İşte bu kadar açık, yüzsüzce ilan edilmiş bir savaş var karşımızda.

'22 çocuk öldürüldü'

Geride kalan aylarda yüzlerce insanın ölümüne yol açan 7 Haziran seçimlerinden sonra 22 çocuğun katledilmesine yol açan çok koyu bir karanlığa, ölüm siyasetine mahkum edilmiş Türkiye, 400 vekili vermeyenlere, 400 vekil isteme yüzsüzlüğü gösterenler tarafından bugün savaşla cevap veriliyor. Özellikle Kürt illerinde yenilgisinin acısını halklarımıza çıkartmaya çalışıyor. Bizlere dayatılan, bu savaş ve çatışma günleri içinde bizim sözümüz, bizim eylemimiz, dün olduğu gibi bugün de gayet net. Dün de barış dedik bugünde. Bizler hep beraber inadına barış inadına HDP diyoruz. Dün büyük insanlık dedik bugün büyük insanlık ve büyük barış diyoruz. Dün başaramayacaksınız sizi sultan, başkan yaptıramayacağız dedik bugün yine diktatör yaptırmayacağız diyoruz.

'Halkları birbirine düşman etmeye çalıştılar'

Savaştan bu yana bütün Türkiye halkları acıyla ölümle sınandı yeniden. Suruç, Cizre, Silopi, Silvan, Varto'da Türkiye'nin dört bir yanında saldırılarla karşı karşıya kaldık. Bütün Türkiye'de iç savaş çıkarmayı göze aldılar. Kürdü Türkü birbirine düşman etmeye çalıştılar. Sadece Kürt oldukları için lince uğrama saldırılarının talimatın verdiler vermeye de devam ediyorlar.
Bütün halklarımıza savaş açmış bir iktidar var karşımızda. HDP'yi baraj altında bırakacağız diyorlardı. En esaslı cevabımız şudur: 1 Kasım seçimlerinde onları baraj altında bırakacağız. Halklarımızın barış ve çözüm iradesinin kabullenmeyi öğrenecekler, demokrasi kültürüne göre hareket etmeyi öğrenecekler, bu iradeyi dikkat alacaklar, eğer dikkate almıyorlarsa gidecekler.

'Sözlerimizi tuttuk'

7 Haziran seçimlerde verdiğimiz her sözü tuttuk. İnancımızı, emeğimizi, kararlılığımızı her türlü koşulda koruduk. 1 Kasım seçimlerinden sonra da yeni bir yaşamı yeni bir geleceği hep birlikte inşa etme sözü veriyoruz. Diktatörleri tarihin çöplüğüne göndermenin, halkın doğrudan yönetime katılma ve yönetimi paylaşma iradesini zafere taşıma sözünü veriyoruz. Artık savaşla, ölümle ve kanla beslenen, ırkçılık ve kutuplaştırmayla ayakta durmaya çalışanlara karşı hepimiz büyük başarımızla, zaferimizle yanıt vereceğiz. Daha bilenmiş halimizle yeniden söz veriyoruz. Biz kazanacağız, halklarımız kazanacak, Türkiye'nin demokratik gücü kazanacak, inadına barış, inadına HDP , inadına zafer inadına mücadele."

(gc)