'Kadınların 'bizde varız' diyebilmesi için özyönetim'
17:44
JINHA
SÊRT - Siirt'te de özyönetimin tartışıldığı toplantıda konuşan HDP Milletvekili Hatice Seviptekin, "Bugün kadınlar öldürülüyor, tacize tecavüze uğruyor, kadın bedeni savaş silahı olarak kullanılıyor. Vali erkek, kaymakam erkek, başkanlar, cumhurbaşkanları vekillerin çoğunluğu erkek. Bunların son bulması için de özyönetim olmalı ki kadınların da her yerde temsiliyeti olsun. Artık özyönetim inşasıyla, eşit temsiliyetin kabulüyle bizler de varız diyeceğiz" dedi.
DBP, DTK ve KJA tarafından organize edilen ve yerel bileşenlerle "özyönetim" konusunda tartışmaların yürütüldüğü toplantılar dizisi Siirt'te devam etti. İki gün boyunca sürecek olan Siirt Belediyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen programa DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Halil Aksoy, DTK Üyesi Mehmet Taş, HDP Siirt milletvekilleri Kadri Yıldırım ve Hatice Seviptekin ile milletvekili adayları Besime Konca ve Fatih Dalğalı, Siirt Belediye Eşbaşkanları Belkıza Beştaş Epözdemir ve Tuncer Bakırhan, ilçe belediye eş başkanları HDP-DBP il yönetimi, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, MAPER ve İHD gibi kurumlardan temsilcilerin yanı sıra çok sayıda kent sakini katıldı.
'Özyönetim bir kıyamet senaryosu değil'
Açılış konuşmasını yapan Siirt Belediye Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, özyetimin açıklamaları sonrası kentlerin tahrip edilip sivillerin yaşamını yitirdiğini dile getirdi ve kimi yayın organları ile sistem ve hükümetin yönlendirmesiyle özerkliğin yanlış anlaşıldığını söyledi. Dünyanın 24 ülkesinde özerklik biçimlerinin uygulandığını ifade eden Tuncer, bu ülkelerin demokrasi açısından en gelişmiş ülkeler olduğunu ve Kürtlerin de şu an içinde bulunduğu çatışmalı ortamı demokratik özerklikle, özyönetimle çözebileceklerini düşündüklerinin altını çizdi. Tuncer "Kürtlerin çözüm önerileri sundukları için katliamla karşılanmaları kabul edilir gibi değil. Böyle bir sistem, böyle görev ve sorumluluklar iflas etmiştir. Özyönetim bir kıyamet senaryosu değil. Ülkenin demokrasi açısından yararınadır" diyen Bakırhan, bunu ilan eden kent sakinlerinin dinlenmesi ve "Bu kaosu çözebilecek anahtar mıdır?" diye sormak gerektiğinin altını çizdi.
'Geleceğimiz artık bizim elimizde'
Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Ortadoğu'nun yeniden şekillendiği gibi Türkiye'nin de yeniden şekillenmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getirerek, "Bu yeniden şekillenme ve kader tayin edici dönemde Kürtler de geleceklerini tartışmak zorunda. Kendi geleceğimiz bundan 100 yıl önce başkaları tarafından belirlendi ve sınırlar çizilip, inançlar birbirinden ayrıldı. Elinde silah olanlar tarafından bütün halkların kaderi tayin edildi. Araplar da bizi iyi anlamalı. Şu an hali hazırda çok sıcak gelişmelerin yaşandığı Suriye, Rojava sınırında bizi bir tek bir tren hattı ayırıyor. Ama hepimiz akraba, komşuyuz. Diğer bölgeler için de aynı şey geçerli. Bizi birbirimizden ayırdılar" ifadelerini kullandı. "Artık merkezden yönetilmek istemiyoruz. Kendi kimliğimiz dilimizle var olmak istiyoruz. Bütün yaşamsal konusunda özerklik olsun diyor. Bu bir fikirdir" diyen Kamuran, "Sen çıkıp başkanlık sistemi olsun dediğinde kimse senin kafana silah dayadı mı?" diye sordu. Kamuran, "Geleceğimiz şu an içinde bulunduğumuz bu noktada. Sınırdayız. Halklar mı yoksa diktatörler mi kazanacak bunun belirleneceği bir dönemdeyiz. Ve biz çözümün yerel demokrasi olduğuna inanıyoruz" diye konuştu.
'Özyönetimle kadınlar bizler de varız diyeceğiz'
HDP Siirt Milletvekili Hatice Seviptekin ise konuşmasına 6-7 Ekim olaylarında hayatını kaybedenleri anarak başladı. Kadınların artık iradesini eline alması gerektiğinin altını çizen Hatice, "Kadınlar artık her alanda var olmalı. Kadınların içinde bulunmadığı meclis, sivil toplum örgütü, parti hiçbir şey artık kabul edilemez. Kadınların içine girmediği sistemi de kabul edemeyiz. Bu yüzden özyönetim kadınlar arasında çok daha fazla tartışılmalı ve çok daha iyi anlaşılmalı. Şimdi eşit temsiliyetin kabul edilmediği Türkiye aynı zamanda ilk seçme ve seçilme hakkının kadınlara verildiği ülkedir. Ama bunun hiçbir şekilde devamı gelmedi. Bugün kadınlar öldürülüyor, tacize tecavüze uğruyor, kadın bedeni savaş silahı olarak kullanılıyor. Bunların artık yaşanmaması için kadınların artık kendilerini temsil etmeleri ve kendi kendini yönetmeleri şart. Bugün baktığımızda her yerde erkekler var. Vali erkek, kaymakam erkek, başkanlar, cumhurbaşkanları vekillerin çoğunluğu erkek. Artık bunların bir son bulması gerekiyor. Bunların son bulması için de özyönetim olmalı ki kadınların da her yerde temsiliyeti olsun. Artık özyönetim inşasıyla, eşit temsiliyetin kabulüyle bizler de varız diyeceğiz" şeklinde konuştu.
Toplantının ilk günü soru-cevap bölümü ile son buldu.
(şö/fk)