Beritan Canözer/ JINHA

AMED - Özyönetim ilanlarıyla birlikte sivil halka yönelik başlayan katliam ve saldırılara dikkat çeken KJA üyesi Gülbahar Alsoy, AKP'nin özyönetim ilanlarını savaş ilanıymış gibi yansıtmaya çalıştığını söyleyerek, tüm yıldırma ve yok etme politikalarına karşı kadınlar olarak direnişi büyüteceklerini belirtti.

Demokratik ülkelerde halklar kendi kendini yönetirken, Türkiye'de ise Kürtlerin bu talebi katliamlarla karşılığını buluyor. Kendi öz yönetimini oluşturmak isteyen Kürt halkına karşı savaş konsepti başlatan AKP, kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden sivil halkı hedefine koyarak, katliam politikalarını uyguluyor. 38 günlük bebekten, 75 yaşındaki yaşlı insanlara kadar herkesi 'terörist' ilan eden AKP, Silvan ve Nusaybin'de gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. Silvan'ı adete kuşatmaya alarak katliamlar yapan asker ve polisler, Nusaybin'de de sivil katliamlar yapmaya devam ediyor. Özyönetimler ve sivil katliamlar üzerine değerlendirme yapan KJA üyesi Gülbahar Alsoy, kadınların ve halkın bu süreçte oynayacağı rolü anlattı.

'Özyönetimler savaş ilanıymış gibi yansıtıldı'

Botan'da ilan edilen öz yönetim ilanlarının aslında yoğunlaşmış bir sürecin sonucu olduğunu belirten Gülbahar, uzun süredir tartışılan ve hazırlıkları yapılan bir dönem olduğunu ifade etti. Halkın kendi kendisini yönetmesine dönük demokratik bir sistem kurulması için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Gülbahar, "Bu temelde aslında Botan'da yapılan halk meclisleri ile halk meclisleri bünyesinde kadın meclisleşmelerinin oluşturulması çalışmaları yürütüldü. Bu temelde bir örgütlenme ve bir çalışma aslında başladı. Özyönetim ilanlarının olduğu süreç çok sıkıntılı oldu. Sanki tümden bir savaş ilanıymış gibi bir yansıma oldu ve aslında öyle değildi. Yoğunlaştığımız bir sürecin pratiğe geçme haliydi. Kurulan meclisler kendi yönetimlerine özellikle kadın boyutuyla açığa çıkardığı bir boyutu var. Annelerimiz, genç kadınlarımız ve gençlerimiz açısından halkın ihtiyaçlarını karşılayacak bir çalışma yürüttük" ifadesinde bulundu.

'Demokrasinin önünde hiçbir güç duramaz'

Öz yönetimlerin ekonomi, ekoloji ve sağlık boyutlarının da olduğunu dile getiren Gülbahar, "Öz yönetim denildiği zaman direkt akıllara silahlı bir çatışma alanı geliyor ama oysa ki öz yönetim o değildir. Devlet bilinçli olarak halkta böyle bir algı oluşturmaya çalışıyor. Öz savunma sadece silahları alıp çatışmak değil. O son aşamadır. Aslında öz savunma kendini tamamıyla var etmektir. Kadınların, gençlerin kendi hakkını savunmadır. Siyasi ve ideolojik alanda öz savunmanın güçlendirilmesi gerek. İlçelerde illerde özellikle kadın öncülüğünde kendini yöneten halk inisiyatifinin olduğu ve kendi kararlarını hayata geçirdiği bir sistem oluşturulacaktır. Demokrasinin önünde hiçbir güç duramaz. Buna karşı durmaya çalışan sadece bir yere kadar durabilir. Halk kendini yönetmekte de ısrarlı çünkü bunu yürüten halkın kendisidir. Öyle birilerinin dışarıdan gelip karar verdiği bir şey değildir. Halk kendi iradesini ortaya koyuyor ve halk bunu da gerçekleştirecektir" diye konuştu.

'Halk oyunu barıştan yana kullanacak'

Gülbahar, AKP'nin seçimi kaybetmesi ile beraber Kürt halkı için yeni ve farklı bir sürecin başladığını belirterek, sivil katliamlar yapılarak halkın korkutulmak istendiğini ifade etti. Gülbahar, AKP'nin halka 'oyunuzu barışa ve demokrasiye verirseniz ben de sizi ortadan kaldırırım' dediğini dile getirerek, "Halk buna müsaade etmeyecek. Halkı bu şekilde yıldıramayacak çünkü bu halk gençlerine, topraklarına, diline ve kültürüne aşık bir halktır. Erdoğan 400 vekil isteğini 550'ye çıkardı. Sanıyor ki halk seçimden önce savaş yoktu diye oyunu HDP'ye verdi. Evet, savaş yoktu ama Kürt halkının evine gene ateş düşüyordu, gene şehitleri geliyordu, gene gençleri katlediliyordu. Sadece çözüm süreci içerisinde neredeyse 150 şehit verdi bu halk. 1 Kasım'da da yine hep beraber göreceğiz. Halk oyunu barıştan ve demokrasiden yana kullanacak. Tüm yıldırma ve yok etme politikalarına karşı direnişini büyütecek" sözlerine yer verdi.

(mt/mg/fk)