Çağlar Demirel: Sorumlular tek tek yargılanacak

09:03

Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - AKP'nin Türkiye'de barış isteyen tüm halklara karşı katliam politikalarını devreye koyduğunu belirten HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel, iktidar aşkı için barışa darbe vurulduğunu söyleyerek, sorumluların tek tek yargılanacağının altını çizdi.

7 Haziran seçimleriyle birlikte 13 yıllık iktidarını kaybeden AKP, intikam alırcasına Kürt halkına karşı savaş konseptini devreye koydu. Savaş konseptiyle birlikte ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte bir yandan sivil katliamlar, gözaltı ve işkenceler yaşanırken, bir yandan da barış isteyen Türkiye'deki tüm halklara karşı bombalı eylemler yapılarak, en kanlı katliamlar gerçekleştiriliyor. Diyarbakır, Suruç ve Ankara ile devam eden bombalı eylemler sonucunda 150'ye yakın yurttaş yaşamını yitirirken, yüzlercesi ise çeşitli yerlerinden yaralandı. Katliamlara karşı tepkiler çığ gibi büyürken, HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel, yaşanan süreci değerlendirdi.

'Barış istekleri kana bulandı'

Suruç'ta planlanan katliamın nedenin çok iyi anlaşılması gerektiğinin altını çizen Çağlar, Türkiye'nin birçok kentinden gençlerin Kobanê'ye destek amacıyla Suruç'ta bir araya geldiğini ancak bu buluşmanın devlet eliyle kana bulandığını söyledi. Ankara'da gerçekleştirilen barış mitinginin de kana bulandığını ifade eden Çağlar, "Barış mitinginde barış taleplerinin öne çıktığı bir süreçte tamda başkent dediğimiz Ankara'nın göbeğinde o meydanda kuş dahi uçurtulmaması gereken mitingte devlet ve hükümet yetkilileri ne yazık ki barış mitingini bir kez daha kana buladılar. Bunları çok net incelemek ve değerlendirmek gerekiyor" ifadelerinde bulundu.

'İktidar aşkı için barışa darbe vuruldu'

AKP'nin başlattığı savaş konseptiyle yaşanan katliamların birkaç yönü ile ele alınması gerektiğini belirten Çağlar, birçok kent ve ilçede hayata geçirilen sokağa çıkma yasaklarıyla katliamların hedeflendiğini söyledi. 7 Haziran seçimlerinin arından AKP'nin iktidar ve saray korkusu yüzünden Türkiye'de bir kaos ortamını yarattığını kaydeden Çağlar, AKP'nin tüm barış yanlılarını hedefine koyarak, katliam politikasını hayata geçirdiğine vurgu yaptı. Çağlar, "Bu katliamları iktidar ve saraya olan aşk yüzünden barışa vurulan darbe olarak ele alıyoruz. Seçim hükümeti olan AKP'yi seçim hükümeti olarak değil geçici süreliğine kurulan hükümet, bir savaş hükümeti olarak ifade edebiliriz. AKP artık medya ayağını kullanarak savaş ve katliamlarını meşrulaştırma adına her yolu deniyor. Bizler her şeyin farkındayız bu iktidarın da sonu 1 Kasım seçimlerinden sonra kesinlikle gelecektir" diye konuştu.

'Mezarlıkların bombalanması kabul edilemez'

Çağlar, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin, müzakere masasının ortadan kaldırılması ve Dolmabahçe'de açıklanan deklarasyonunun yok sayılması ile birlikte sürecin hangi yöne evrileceğinin aslında çok net belli olduğunu dile getirdi. Kürt halkının topyekûn barış seferberliğine topyekûn savaş anlayışının hakim olduğunu söyleyen Çağlar, "Kürt halkının kırmızı çizgisi olarak ifade edilen şehit cenazelerinin bulunduğu alanın bombalanması, tahrip edilmesi kabul edilecek bir durum değildir. Kentlerde katliamlar, tutuklanmalar, işkenceler söz konusu. Bu baskılara boyun eğmeyen halk, 'Kentimizi de, kendimizi de, mahallemizi de biz yönetmek istiyoruz' dedi. Yaşanan bu polis terörüne karşı 'dur' demek için insanların kendilerini yöneteceği öz yönetimlerini ilan ettiler. Bu özyönetim ilanlarından sonra katliam planları hayata geçirildi" diye belirtti.

'Bombaları patlatan kimse Helin'i de katleden odur'

Katliamların tek amacının 1 Kasım'da yapılacak olan seçimde galip gelme hırsı olduğuna dikkat çeken Çağlar, iktidar olma uğruna seçim hilelerinin ve sandık taşıma gibi planların hayata geçirilmesi için programların hayata geçirildiğini kaydetti. Planlarının hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını gören AKP'nin kontra güçlerinden oluşan bir ekip oluşturduğunu belirten Çağlar, "Tam da KCK'nin eylemsizlik kararı aldığı gün Ankara'da bir bomba patladı. Bu bomba; 'biz kardeşliğe, barışa yokuz' demektir. Bu halk bunu kabul etmez. İçişleri Bakanı ve başbakan kukladırlar, bunun asıl gladyosu Cumhurbaşkanıdır. İslami adı altında bir kontra gücün oluştuğunu biliyoruz. Ankara'daki bombayı patlatan kimse Sur ilçesinde Helin'i katleden de odur. Bu devlet eliyle yapılan bir konsepttir, biz bunun peşini bırakmayacağız" şeklinde konuştu.

'Sorumlular tek tek yargılanacak'

Demokrasiyi Türkiye'ye benimsetene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade eden Çağlar, Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere katliamların tüm sorumlularının tek tek yargılanacağının altını çizdi. Silvan, Cizre, Nusaybin, Sur, Suruç ve Ankara'da yaşanan katliamların hesabının sorulacağına vurgu yapan Çağlar, valilikle yaptıkları hiçbir görüşmeye yanıt alamadıklarını ve bunun katliamlara ortaklık anlamına geldiğini kaydetti. Çağlar, "Sur ilçesinde biri çocuk 3 yurttaşımızı katlettiler, hastaneye götürülmelerini engellediler. Bizim baskı uygulamamız sonrası ambulanslar sokaklara girmeye başladı. Siz Sur'u Bağlardan ayıramazsınız. Sur ve Bağlar halkı akrabadırlar. Siz onları ayırmaya kalkarsanız karşınızda onların direnişini ve ayaklanmasını görürsünüz. Bu halk sizin katliam yapmanıza izin vermeyecektir. Akrabalarını, çocuklarını, yoldaşlarını katletmenize izin vermeyecekler" dedi.

(mg)