'Ezilmişlik biçimlerinin de bire bir mağduriyetini yaşamış biriyim'

09:03

Handan Tufan/JINHA

İZMİR - Emek ve kadın hareketinde yıllardır mücadele yürüten HDP İzmir Milletvekili Adayı Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürt ve Alevi kimliğiyle de tüm ötekileştirilen kesimlere dair söyleyecek söze sahip. Gülistan, "Bu anlamda bütün bu ezilmişlik biçimlerinin de bire bir mağduriyetini yaşamış biriyim. Bunun için her birisine dair ne söylemem gerektiğini de iyi biliyorum" diyor.

Toplumun tüm farklı kesimlerinden ve eşit temsiliyet anlayışıyla kadın adaylarıyla seçime gidecek HDP, kadınlardan büyük ilgi görüyor. Alevi, Kürt, emekçi ve kadın kimliğiyle İzmirli kadınların sesi olmayı amaçlayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, İzmir'de 2. bölge 2. sıra milletvekili adayı.
Emekçi bir ailede yetişen Gülistan, Dersim doğumlu ancak 1995 yılından bu yana İzmir'de yaşıyor. Evli ve 2 çocuk annesi Gülistan 17 yıllık hemşire. Adaylığına kadar KESK'e bağlı SES İzmir Şube yönetiminde yer alan, savaşa karşı birçok kadın oluşumlarında yer alan Gülistan, "Kadın ve emek mücadelesinde elimizden geleni yapıyorduk" diyor.

'Bu da bizi diğer siyasi partilerden ayıran bir özelliktir'

HDP'nin Türkiye siyasetinde yeni bir çıkışın adı olduğunu ifade eden Gülistan, "Bu toplumda yüzlerce ezilmişlik çeşidi var. Bir kadın olarak eziliyorsunuz, Alevi olarak eziliyorsunuz, emekçi olarak eziliyorsunuz. HDP bu anlamda ezilmişlik biçimlerini yan yana getiren, birlikte mücadele etmeyi, birlikte karşı koyuşu örgütleyen bir mücadele biçimidir. Bu anlamda çok anlamlı, çok değerlidir. Toplumdaki siyaset tek taraflı yürümüştür. Türkiye siyasetinde kendi kampını koruyan bir biçimi var. HDP buraya da bir müdahaledir. Sadece kendinden olanı değil, kendinden olmayanın da daha iyi bir dünya yaşamasını hedefliyor. Kapitalist sistemin hem doğa hem de insan üzerinde ciddi bir tahribatı var. HDP bu tahribatı da gören bir mücadelesi var. Diğer partiler gibi emekçileri bir tek seçimlerde hatırlamıyor. HDP'nin genel yaklaşımı emekçinin yaşamını düzeltmedir. Bu gün taşeron sistemi gibi modern bir kölelik vardır. Bu kölelik yasalarla tanımlanmış. Biz taşeron sistemini kaldırmayı hedefliyoruz. Bu anlamda HDP'nin ret ve kabul ölçüleri çok daha radikaldir. Bu da bizi diğer siyasi partilerden ayıran bir özelliktir" diye belirtti.

'HDP'nin bu kimlikle buluşması çok önemlidir'

2002'den bu yana İzmir'de emek, kadın ve siyasal mücadele yürüttüğünü ifade eden Gülistan, bir yerde yaşamanın oradaki sorunlara vakıf olmayı da beraberinde getirdiğini vurguladı. İzmir'deki sorunları da birebir bildiğini, etkilendiğini, ifade eden Gülistan, "İzmir HDP açısından önemli olan bir şehir. Toplumsal dokusu farklılıkların bir arada yaşamı için çok uygun bir zemin. Bu kent kendine dair dokusu olan bir kent. HDP'nin bu kimlikle buluşması çok önemlidir. 7 Haziran seçimlerinde 2 vekil çıkardık. Bu seçimlerde vekil sayısını artırabilirsek, ben inanıyorum ki İzmir'deki toplumsal atmosferde bunu olumlu anlamda karşılayacak ve değiştirecektir" dedi.

'Bütün kimliklerdeki sorunları birebir yaşamış biriyim'

Kadın, Kürt ve Alevi kimliğini hatırlatan ve bütün ötekileştirilen kimliklerin bire bir mağduriyetini yaşadığını ifade eden Gülistan, "Hem bir Kürt olarak, hem bir kadın olarak, hem bir emekçi hemde bir Alevi olarak bütün kimliklerdeki sorunları birebir yaşamış biriyim. Bunun için her birisine dair ne söylemem gerektiğini de iyi biliyorum. Bugün kadının toplumsal yaşamda dışlanmışlığı üzerine kendi yaşam deneyimlerimiz, kendi mücadele pratiklerimiz ortadadır. Bir emekçi olarak her gün alanlarda mücadele eden biri olarak, emek mücadelesinin neye tekabül ettiğini ve nasıl olması gerektiğini rahatça söz söyleyebiliriz" diye konuştu.

'Bu seçim savaşla barışın oylandığı bir seçimdir'

1 Kasım seçimlerin oldukça kritik olduğunu, savaşın ve barışın oylanacağını ifade eden Gülistan şunları söyledi: "Barış isteyen insanların katledilmesine bu toplumun asla sessiz kalacağını düşünmüyorum. Bu bir şekilde karşılık bulacaktır. Biz bu ülkede barış, özgürlük ve demokrasi isteyen insanlar olarak bu şekilde katledilmeyi hak etmiyoruz. Bizim taleplerimiz sadece kendimize dair şeyler değil, bu ülkede yaşayan herkese dairdir. Sandığa giden her kişinin bize oy verip vermemesinden öte elini vicdanına koyarak bu savaşı, bu kanı durduran bütün demokrasi güçlerine oy vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu seçim savaşla barışın oylandığı bir seçimdir."

(gc)