'Eylemsizlik kararına karşılık gelmeli'
09:53
Duygu Erol/JINHA
ANKARA- Üniversite öğrencisi genç kadınlar KCK'nin eylemsizlik kararına bir an önce karşılık gelmesi gerektiğini belirterek, devletin katliamcı tutumundan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
Ankara Üniversitesi öğrencileri, KCK'nin ilan ettiği tek taraflı eylemsizlik kararından sonra Ankara Tren Garı'nda 10 Ekim'de gerçekleşecek olan Barış Mitingi'ne yönelik saldırıyı eylemsizliğe, çatışmasızlığa yönelik saldırılar olarak değerlendiriyor. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri Züleyha Kandöker ve Dilan Baycan devletin Kürdistan coğrafyasında bir savaş ilan ettiğini ve PKK'yi bu savaşın içine çekmek için sivil katliamlara başvurulduğunu ifade etti. Züleyha, devlet şiddetinin artık metropollere taşındığını belirtirken, Dilan halkın temel hakkı olan barış hakkı olduğunu ve bu hakkın muhatabının devlet olduğunu ifade etti.
'PKK'yi bu savaşın içine çekmek için elinden geleni yapıyor'
"7 Haziran'dan itibaren devlet ve hükümet seçim sonuçlarını kabul etmeyip HDP nezdinde Kürdistan bölgesinde topyekun bir savaş başlatmıştır. PKK'yi de bu savaşa çekmek için elinden geleni yapmıştır. Ve halen yapmaktadır" diye belirten Züleyha, Cizre, Nusaybin ve Suruç'ta sivil halkın katledilmesiyle birlikte halka 90'lara dönüldüğünün mesajının verilmeye çalışıldığının altını çizdi.
'Metropollere taşınan bir devlet şiddeti var'
Züleyha, Kürt halkının ve Kürt güçlerinin bu savaşı kabul etmediğini ve bunun karşısında öz savunmaya geçtiğini ifade etti. Devletin PKK ile mücadeleyi sivil katliamlarla vermeye çalıştığını belirten Züleyha "Metropollere taşınan bir devlet şiddeti var. Ankara'da bir patlama oldu. Bu patlama tam da PKK'nin ateşkes ilan ettiği saatlerde gerçekleşti. Devlet bunu PKK'yi bölgede bertaraf edemediği için sivil ölümlerle tehdit etmeye başladı" dedi.
'Topluma mesaj verilmeye çalışılıyor'
Türkiye toplumunun ve özelliklede Kürt halkının gözü dönmüş devlet güçleriyle karşı karşıya kaldığının vurgusunu yapan Züleyha Türkiye toplumuna "Eğer bizi iktidara taşımazsanız bu vahşetleri de yaşayacaksınız" mesajının verilmeye çalışıldığını bunun da Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Van Mitingi'nde "Beyaz Toroslar"ı tekrar gündeme getirmekle açıktan yaptığını belirtti. Devlet bu mesajlarla gelenek haline getirdiği katletmeyle emek ve demokrasi güçlerini, PKK'yi açıktan tehdit etmektedir diyen Züleyha, "Bu katliamlar karşısında PKK'nin ateşkes ilan etmesi değerlidir. Ama biz artık bu ölümler karşısında devletin durmasını istiyoruz. Bunun için de mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz" dedi.
'Her şeye rağmen barış isteyen bir kitle var'
Patlamadan sonraki devlet yetkililerinin "AKP'nin oyları artmıştır" ve "Bu ölen insanların şayet terör örgütü ile ilişkisi yoksa ailelerine belli bir maddi tazminat yardımı yapılabilir" açıklamalarını hatırlatan Dilan, yapılan bu açıklamalara rağmen bir kitlenin hala barış çağrısında bulunduklarını belirtti.
'Devlet çıkıp ateşkes çağrısında bulunamaz'
Hükümet tarafından sürekli ateşkes çağrısı yapılığını anımsatan Dilan, "Öncelikle İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde bir topluma bir hak olarak tanına barış hakkı var. Barış hakkı da kimden talep edilir, barış hakkının temel uğraşanı devlettir. Bir barıştan bir devletten bahsediyorsak bir devlet çıkıp ona buna ateşkes çağrısı yapamaz, toplum bunu devletten talep eder" şeklinde konuştu.
'KCK açık kapıları her zaman bıraktı'
Devletin seçimleri bahane edip bu tür katliamları yapmayı alışkanlık haline getirdiğini vurgulayan Dilan, "KCK-PKK sivil politikalar yapacağını defalarca söyledi açık kapılar bıraktı, bunun için adımlar attı. Ama ne olacaktı sivil politika yapsaydı ne olacaktı? Mecliste bir sivil temsil kazanacaktı, bu halk katliamları görmeyecekti. Devletin sürekli savaşı kışkırtmasının altında iktidarı korkutma kaygısı var" diye belirterek, halk olarak barış çağrısının herkese rağmen yinelenmesi gerektiğine dikkat çekti.
(he/dk)