Bedia Özgökçe: Demokrasiyi getirecek tek parti HDP
09:03
Nişmiye Güler-Medya Cebe/JINHA
WAN - Van'da kadın katliamlarına karşı yürüttüğü mücadele ile tanınan avukat Bedia Özgökçe 1 Kasım seçimlerinde HDP'den aday. Demokrasiyi getirecek tek partinin HDP olduğunu belirten Bedia, "Anadolu'daki bütün kültürler bir zenginliktir, bunu geliştirmek, bütünleştirmek yerine yok eden ve diktatörlüğe doğru giden bir anlayış var. HDP bir bütün olarak bunun karşısında yer alıyor" dedi.
Türkiye genelinde ve Kürdistan'da yapılacak 1 Kasım genel seçimlerinde HDP Van Milletvekili Adayı olan Bedia Özgökçe, 1975 yılında Van'da doğdu ve ailesiyle birlikte yaşamının büyük bir bölümünü Van'da geçirdi. Bedia, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun. Van'da kadın hakları konusunda çalışmalar yürüten Bedia, ayrıca İnsan Hakları Derneği Van Şubesi'nde aktif olarak yer aldı. Hala İHD'nin kurucu yönetim kurulu üyelerinden biri olan Bedia, kentte özellikle kadın katliamlarına karşı mücadelesi ile biliniyor. 2004-2006 yılları arasında baro yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Bedia, aynı tarihte DEHAP'ın il genel üyesi olarak seçildi ve çalışmalarına beş yıl boyunca devam etti. O dönemde Van İl Genel Meclisindeki ilk ve tek kadın üye olan Bedia, o dönemlerde ayrımcılık konusu üzerine çalıştı. Bedia, sonrasında bir dizi kadın avukat arkadaşıyla beraber Kadın Hakları Merkezi'ni kurdu. Kadınlara ücretsiz hukuki yardım hizmeti sunan merkezin çalışma şekli bölgede örnek bir model oldu. Son olarak HDP'den milletvekili adayı olan Bedia, seçim çalışmalarına devam ediyor.
'Hak ihlalleri bendeki farkındalığı yükseltti'
Hayatının büyük bir bölümünü Kürdistan'da geçirdiğini belirten Bedia, bölgede yaşanan sorunlara tanık olduğunu ifade etti. Haksızlıkların bütün yakıcılığı ile Kürtlere yönelik olduğunu ve hayatının her kademesinde ayırımcılığı hissettiğini kaydeden Bedia, özellikle sivil toplum alanında çalışmalar yürütürken, haksızlıkların daha fazla farkına vardığını söyledi. Bedia, "Biz insan hakları savunuculuğu yaparken devletin bireylere yönelik ayrımcılık ve haksızlık politikaları üzerine mücadele veriyorduk. Hak ihlallerini görerek bu gerçekliklerde kendini bulan biriyim. Devletin Kürt halkına dönük inkar ve imha politikaları bendeki farkındalığı yükseltti" diye konuştu.
'Demokrasiyi getirecek tek parti HDP'dir'
HDP'nin her yönüyle ezilen halkların temsilcisi olarak gördüğünü söyleyen Bedia, HDP'nin demokrasiyi amaç edinmiş bir tüzüğe sahip olduğunu belirtti. Bedia sözlerine şöyle devam etti: "Toplumun var olan sorunlarına kulaklarını tıkarsanız meşrutiyetinizi kaybedersiniz. Türkiye tarihine bakıldığı zaman, yalnızca ulus-devlet modelini benimsemiş ve tekçi bir yaklaşımı var. Bizim kocaman bir toplumumuz var, bir çok farklı kimlik, din, dil ve kültürler var. Türkiye bunları yaşatmaya yönelik değil yok etmeye yönelik bir tavır sergiliyor. Ama başta Kürt halkı olmak üzere bu bölgede izlediğimiz siyaset, Türkiye'nin sistemine karşı, tekçiliği reddeden, yok eden değil yaşatmayı savunan bir modeli savunuyoruz. Anadolu'daki bütün kültürler bir zenginliktir, bunu geliştirmek, bütünleştirmek yerine yok eden ve diktatörlüğe doğru giden bir anlayış var. HDP bir bütün olarak bunun karşısında yer alıyor. Bu yüzden HDP bana çok yakın geliyordu. Demokrasiyi Türkiye'ye getirecek tek parti olan HDP'yi tercih ettim ve adayı oldum" şeklinde konuştu.
'Savaşı Haziran'dan önce başlattılar'
HDP'nin seçimlerde yüzde 10 barajının altında kalacağına dair fikirlerin ileri sürüldüğünü hatırlatan Bedia, "Yasama, yürütme, yargı ve yandaş basın bir elde toplandı. Bir demokrasi modelinden bahsetmek mümkün değildi. O dönem ki anketle HDP'nin barajı aştığını gösterince onlar için ilk defa tehlike sinyalleri başlamış oldu. Bu kaos ve savaşın fitili daha o dönemlerden ateşlendi. Onlar için bu savaş 7 Haziran'dan önce başlamıştı" diye konuştu. Bedia, 7 Haziran seçimleri öncesinde HDP'nin birçok ilde bulunan binalarının yakıldığını, linç girişimlerinin yaşandığını anımsatarak, tüm bu yaşananalara rağmen, HDP'nin barajı aştığını ve sandıktan halkın iradesinin çıktığını söyledi.
'Hükumet devletleşti'
Bedia, 7 Haziran'ın ardından savaş planlarının devreye sokulduğunu belirterek, bir kaos ortamının yaşatıldığını dile getirdi. Özellikle Dolmabahçe mutabakatından bir ay sonra "Özel güvenlik yasası"nın kabul edilmesiyle beraber Kürdistan'da hak ihlallerinin giderek arttığını belirtti. Bedia, "özel güvenlik yasası" ile birlikte bölge genelinde "özel güvenlik bölgeleri"nin ilan edilmesiyle beraber yaşananları şu şekilde anlattı: "Özel güvenlik bölgeleri ilan edilerek hiçbir dönemde rastlamadığımız pervasız, acımasız ve direkt olarak yaşam hakları ihlal edilmeye başlandı. Özellikle siviller öldürüldü ve insanlığa karşı suçlar işlenmeye başlandı. Sokağa çıkma yasakları ile birlikte Kürt halkının üzerinde işkencenin her türlüsü uygulandı. O dönemden bu güne 800'ü aşkın can kaybı yaşandı. Sadece siviller değil, asker, polis, gerilla şahadetleri bir bütün olarak yaşandı. Bu can kayıplarını göze alacak kadar cinnet geçiren bir psikoloji var iktidarda. Bir devlet düşünün ki kendi topraklarında yaşanan can ve mal kayıplarının önüne geçmek yerine, bu yaşanan katliamlara destek versin. Hükümet devletleştiği için bu bir devlet politikası haline geldi. Bu kaosun nedenini bütün halklar çok iyi gördü ve biliyor."
'Kaos ile oy devşirmeyi amaçlıyorlar'
Haziran seçimlerinin tekrarlanmasını planlı bir süreç olarak gören Bedia, 45 günlük koalisyon görüşmelerinin layığı ile yerine getirilmediğini söyledi. Koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz bırakılmasının nedenini, Cumhurbaşkanının anayasal yetkisini kullanarak 1 Kasım seçimlerine karar vermesi olduğunu ifade etti. Başlatılan savaşın "saray savaşı" olduğunu kaydeden Bedia, "Amaç yalnızca bütün ülkeyi bir kaosa sürüklemek ve bu kaostan oy devşirmektir. Yaşanan bu kaosu AKP'nin yandaş basını, HDP'nin istediği gibi asılsız haberler ile her gün yayınlıyor. Ama görüyoruz ki asker ve polis cenazelerinde yakınlar Tayip Erdoğan'a seslenerek yüksek sesle itiraz ediyor. İnsanlar artık çözüm sürecinin tekrar başlatılmasını ve o masaya geri dönülmesini istiyor. Bizler de bunu savunuyoruz" dedi.
(dc/fk)