Ayten Dersim: Hem sandığa gidelim hem de sandığı savunalım

09:01

Hasret Amed-Roj Umut/JINHA

HABER MERKEZİ - Halkların özyönetim ve öz iradesini sürdürmek için 7 Haziran'da el edilen başarının 1 Kasım'da daha ileri götürülmesi gerektiğini belirten KJK Yürütme Konsey Üyesi Ayten Dersim, mücadelenin temel dinamiği olan kadınlar ve gençlere "Hem sandığa gidelim hem de sandığı savunalım" çağrısı yaptı.

KJK Yürütme Konsey Üyesi Ayten Dersim 7 Haziran'dan bu yanan yaşan gelişmeleri ve 1 Kasım seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Halkın Kürdistan'da özyönetim taleplerinin önemli olduğunu kaydeden Ayten, "Kürt halkı, ilerici insanlık ve demokratik aydın kesimler bu süreci daha görkemli karşılamak daha kendi öz irade ve bilinci ile açığa çıkarmak açısından kendi kararlarını verdiler. Özellikle Kürdistan açısından başlayan halkımızın kendi öz iradesi, öz kimliği ve bilinci Kürt halkı açısından önemli bir süreci ifade etmektedir. Halk şu anlamda kararını kıldı. Bu karar 7 Haziranda gerçekleşti" dedi.

7 Haziran sonrasında devletin tüm saldırılarına karşılık Kürt halkının kendi kararını verdiği ve bunda da kesinlikle haklı olduklarını ifade eden Ayten, "Bu hükümet bu devlet halkımızın iradesini tanımadığı, inkâr ettiği, kimliğini tanımadığı müddetçe bu halk çözümsüz değildir. Kırk yıla dayalı özgürlük mücadelesi yürüten binlerce şehidi olan binlerce evladı bu dağlarda savaşan bir halkın ulaştığı bilinç düzeyi var bir halkın artık karar verme düzeyine geldiğinin ispatıdır. Bu anlamda biz halkımızın başlatmış olduğu bu öz yönetim inşa mücadelesini en içten özgürlük mücadelesini en içten duygularımızı selamlıyoruz ve yanlarında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Şimdi içinde bulunduğumuz seçim arifesi nasıl ki biz halklar olarak 7 Haziran'da kararımızı kıldık, tavrımızı belirledik bu hükümetin bu devletin bizim irademizi tanımadığını artık bu devleti kendi üzerimizde bir iktidar erki olarak kabul etmediğimizi gösterdik. Seçimlerimiz sonrası büyük bir kazanım zafer elde ettik bu öyle küçümsenecek basit ele alınacak bir şey değildir. Bunun karşısında Faşist devlet bu iradeyi tanımadı kabul etmedi müzakereye gelmedi oluşan masayı ayağı ile devirdi ve aylardır da hükümetsiz yürüyen bir devlet gerçekliği ile karşı karşıyayız" dedi.

'Kazanacak irade ve kararlılığa sahibiz'

"Biz halk olarak şunu belirttik biz kazandık. Kazandığımız yeterli mi gelecek yetinecek miyiz elbette değil" diyen Ayten, Kürt halkının sürekli bir direniş içerisinde olacağını belirterek şunları söyledi: "Kazanımlarımıza kazanım katacağız biz önderliğimizi özgürleştirene kadar mücadelemizi sürdürmek zorundayız. Halk olarak özgür kimliğimize ulaşıncaya dek mücadelemizi sürdürmek zorundayız. O anamda tekrardan bir seçim arifesindeyiz. Birkaç gün kaldı. Hepimiz tanık olduk, tüm devletler, tüm dünya insanı tanık oldu Bu devlet katliam dışında bize bir şey reva görmedi. Suruç katliamı, Amed katliamı en son olarak tüm halklar Ankara'da büyük bir barış yürüyüşü düzenlemek istediler. Bu barışa büyük bir katliamla cevap verdiler. Biz mücadele etmekle kararlı o da katletmekte yok edeceğini düşünüyor ki bu mümkün değil. Dünya tarihlerinde de görülmemiş hiçbir halk katliamlarla yok edilemez. Her katliam gerçekleştikçe demokratik kesimlerde halklarda daha bir mücadele azmi ve kararlılığı inancı açığa çıkmaktadır."

1 Kasım seçimlerinin stratejik önemde olduğunun altını çizen Ayten, "Halkımız öz yönetim ilanlarını gerçekleştirirken biz demokratik siyaseti inkâr etmiyoruz. Seçimler o anlamda şunu ifade ediyor. Biz halklarımızın siyasetini öz istem ve taleplerini yürütmek için biz bu siyaseti bırakmayacağız. Öz yönetimler demokratik siyasetsiz olamaz. Bunun için seçimlere yüklenmeliyiz halklar olarak yüklemeliyiz. Bizim için bir mücadele, kazanım zeminidir. Kendi irademizi kimliğimizi bu meclise koyma iddiasındayız" şeklinde konuştu.

'Onların çıkarı ölümden yana'

Hareket olarak seçimlerin sağlıklı yürüyebilmesi ve çatışmasız bir ortamda gerçekleşebilmesi için bir eylemsizlik kararı aldıklarına dikkat çeken Ayten, alınan karar rağmen operasyonların durdurulmasına karşılık daha da arttığına dikkat çekti. Ayten şunları dile getirdi: "Biz hareket olarak şuna hem eminiz hem kararlıyız istediğim zaman savaşı da çok görkemli yürütecek güce sahibiz ve aynı zamanda da tüm gücümüze de hâkimiz. Eylemsizlik kararını da alabilecek bir iradeye sahibiz. Fakat hükümetten yana devletten yana asla bu eylemsizlik kararımızı dikkate alan, ciddiye alan ve bu irade karşısında kendi üzerine düşeni yerine getirme yönünde herhangi bir adım atmadı. Aynı zamanda bu ilerici demokratik kesimlerden de bir baskı oluşturmadılar. Onlara da bir çağrımız olacak demokratik ilerici aydın kesimler yine sivil toplum örgütleri bu devleti ciddi bir baskı uygulamaları gerekirdi. Çünkü hareket olarak biz bir eylemsizlik sürecindeyiz. Ama operasyonlar durmadı. Her yerde çok yaygın ve kapsamlı bir operasyon gerçekleştirmekte. Bu gün Zagroslarda düşmanla 15 gündür kıran kırana bir savaş yürütüyoruz. Bunda biz sorumlu değiliz. Yarın cenazeler gidecek biz bunda sorumlu değiliz. Tekrardan çağrımızı yapıyoruz bu devlet bu savaş çığırtkanlığında vaz geçmek zorundadır. Kırk yıldır kazanmadığını son günlere sığdırarak kazanmak istiyor. Bizim çağrımız bir kez daha hem bu savaşı yürütmek isteyenlere hem de eylemsizlik geliştirin diyen bu kadar sivil toplum kurumlarına şu çağrımız var bu devletin yürüttüğü kirli savaş görün. Çünkü onun tek hesabı ve çıkarı ne kadar gerilla sivil insan öldürürsem benim çıkarım odur diyor."

'Özyönetim tüm halklar için geçerli'

Tüm halkların HDP de kendilerinin ifade edebilecek bir sisteme sahip olduğunun belirten Ayten Dersim "O yüzden bir taraftan seçimleri kazanmak uğruna tüm gücümüzü seferber edeceğiz ki bu Türkiye halkları açısından da öyledir. Öz yönetim ve demokratik sistem tüm halklar açısından geçerli bir sistem gerçekliğidir. Sadece kürdistan ya da Kürtler için değil. Çünkü biz bunu savunuyoruz bir Türkiye'nin demokratikleşmesinin mücadelesini yürütüyoruz. Biz Türk halkının da özgürleşmesi gerektiğine inanıyoruz. O anlamda kader ortaklığı, mücadele ve özgürlük ortaklığı var. Demokratik kesimler şunu iyi bilmelidir. AKP faşizmine kim muhalefet yaparsa ona yöneliyor kim doğruları savunursa ona yöneliyor. Bu güne kadar da bunu çok net gördük. Kürdistan ve Türkiye'nin tüm şehirlerinde demokratik ilerici genç kendi kaderini özgürlük mücadelesini bu sandığa gitmeyle göstermelidir. Serhat halkımız bunu 7 Haziran'da gerçekleştirdi. Artık Kürdistan'ın hiçbir yerinde AKP kalmamalı Amed, Dersim, Botan halkları bunu gerçekleştirdi. Biz halkımıza ve halklara sonuna kadar inancımız sonsuz ve güveniyoruz" diye kaydetti.

'Kadınlar ve gençler bu sürecin öncü gücüdür'

Halkların özgürlük mücadelesinde özellikle kadın ve gençlere büyük sorumluluk düştüğünü kaydeden Ayten, "Birincisi kadınlardır. Çünkü en çok mücadele etmesi gereken kadınlardır. Biz başından beri bunu savunduk HDP bir kadın partisidir. Sistemiyle, projesiyle, planlamasıyla tümden kadın partisidir. Kadınlarımızın her yerde seferber olması gerektir. Aynı zamanda da gençliktir de öncü güç. Dinamik gençliğin tüm istemlerine cevap verecek bir kapasiteye ve doğrultuya sisteme sahiptir. Kadınlar ve gençler tüm gücüyle seferber olmalı ve tüm kesimleri ikna etmeli ve kendi iradesini öz yönetimini ve sistemini savunur hale gelmelidir."

'Hem sandığa gidelim hem de sandığı savunalım'

Katliam ve yıldırma politikalarına rağmen halkın yılmadığını ve kararlı adımlarla ilerlediğini kaydeden Ayten son olarak şunları söyledi: "Biz de bu katliamlar karşısında şunu söylüyoruz biz özgürlüğümüzden irademizden önderliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Önderliğimizin özgürlüğü halkların kadınların gençlerin özgürlüğüdür. O zaman hep birlikte diyoruz ki özgürlük yolunun engebeli zikzaklı olduğunu da biliyoruz. Kırık yıldır bunu direnişini verdik. Gün direniş günü, kendi kimliğini savunuma günü gün özgürlüğün etrafında kenetlenme günüdür. Tekrardan bu özgürlük dağlarında halkımıza, tüm kadınlara tüm gençlere tüm ilerici demokratik insanlıktan demokratik siyasetten yanayım diyen tüm halklara çağrımız var. Hepimiz seferber olalım hem sandığa gidelim hem de sandığı savunalım bu vesileyle sonsuz bağlılığımızı da belirtmek istiyoruz."

(fk)