Çağlar Demirel: 'Özyönetim oy kaybettirdi' diyenler dönüp o kentlerdeki oranlara baksın
09:00
Bêrîtan Elyakut/JINHA
AMED - "Özyönetim'in HDP'nin oylarını düşürdüğü yönündeki tartışmaların bilinçli bir algı yönlendirmesi olduğuna dikkat çeken HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel, bu iddiayı ortaya atanlara dönüp Cizre, Silvan, Nusaybin, Lice, Yüksekova'daki oy oranlarına bakmalarını önerdi.
1 Kasım seçimlerine ilişkin tartışmalar sürüyor. AKP'nin tek başına iktidar olacak oy oranını alması ve HDP'de yaşanan iki puanlık düşüş üzerine yorum yapan çevreler ise "Özyönetim oy kaybettirdi" değerlendirmesini öne sürdü. Bu iddiayı ortaya atanlara dönüp Cizre, Silvan, Lice, Yüksekova'daki oy oranlarına bakmalarını öneren HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel, halkın özyönetimini ilan ettiği alanlarda oylarını ya koruduklarını ya da yükselttiklerine dikkat çekti. Medyada yansıyan haberlerin ve söylemlerin gerçeği yansıtmadığına vurgu yapan Çağlar, özyönetim ilan eden halkın kimin kendilerine baskı ve saldırı gerçekleştirdiğinin farkında olduğunu bilerek oy kullandığının altını çizdi.
'1 Kasım'da seçim kampanyaları ikinci plana atıldı'
Gerçek seçim sonucunun 7 Haziran seçimlerinin olduğuna vurgu yapan Çağlar, 7 Haziran'da halkın tüm baskı, patlama ve saldırılara rağmen halkın iradesin ortaya koyduğunu söyledi. Çağlar, 7 Haziran'da tüm saldırılara rağmen HDP'nin seçim kampanyası yürüttüğünü ancak 1 Kasım seçimlerinde halka dönük saldırılardan kaynaklı seçim kampanyasını ikinci plana attıklarını ifade etti. Türkiye halklarının 7 Haziran'da AKP'ye tek başına iktidar olma şansını vermediğini beliterek, "Parlamentoya giden ve halkın iradesini hiçe sayan bir AKP hükümeti 7 Haziran'ı farklı bir boyuta evirtti. 7 Haziran'ın ardından 8 Haziran'da AKP'nin seçimi yok saydığının ve yeni bir seçime gideceğinin sinyallerini verdi. 5 aylık süreç içerisinde nasıl bir politika izlendiğinin iyi bir şekilde irdelenmesi gerekiyor" dedi.
'Seçim hükümeti savaş hükümetine dönüştürüldü'
5 ay içerisinde AKP'nin devletin tüm imkanlarını kullanarak HDP'yi baraj altında bırakmak için çalıştığını kaydeden Çağlar, AKP'nin seçim hükümeti olarak kurduğu hükümeti de savaş hükümetine dönüştürdüğünü söyledi. Baskı, zulüm, tehdit, korku devletin bütün imkanlarını topyekûn kullanılarak halkın üzerinde tedirginlik yaratan bir sürecin başlatıldığına vurgu yapan Çağlar, HDP'nin bu saldırılar karşısında seçim çalışması yürütmeye çalıştığını belirtti. Tüm alternatif basınlara ambargo uygulandığını dile getiren Çağlar, TRT başta olmak üzere bütün kanalların AKP'nin hizmetine sunulduğunu vurguladı. Medya aracılığıyla korku zincirinin örüldüğüne dikkat çeken Çağlar, "Savaş süreciyle birlikte HDP ve seçmenleri üzerinde bir korku unsuru oluşturuldu. Kürdistan'da sokağa çıkma yasakları ilan edilerek insanlar katledildi. Birçok siyasetle uğraşan arkadaşlarımız ve halkımız gözaltına alınarak tutuklandı. Bu saldırıların iyi anlaşılması ve görülmesi gerekiyor" diye konuştu.
'AKP'de halkı sindiren bir politika söz konusuydu'
Yoğun saldırıların ve baskıların yaşandığı alanlarda sağlıklı bir seçim çalışmasının nasıl yürütüleceğini soran Çağlar, saldırılar yüzünden halkın yanında yer almayı ve seçim çalışmalarını ertelemeyi esas aldıklarını söyledi. Muhtarlarla bir araya gelinerek korku zincirinin büyütüldüğünü söyleyen Çağlar, kendileriyle görüşen muhtarların büyük bir tehditle karşı karşıya olduklarını dile getirdiklerini belirtti. 5 aylık süre zarfı içerisinde oy kullananların sayısının artmasının şaibeli olduğunun altını çizen Çağlar, askerlerin görevli oldukları sandık başında oy kullanmasının araştırılması gerektiğini vurguladı. AKP'nin istikrarsızlık üzerinden gelişen bir iktidarı hedefleme peşinde olduğunu kaydeden Çağlar, "Korku zinciri yaratarak AKP tarafından 'bölgede oy alamazsam, tek başıma iktidar olmazsam görürsünüz halinizi' tehdit söz konusuydu. Yaşam hakkını engelleyen hukuki olmayan bir uygulamayla halkı sindiren politika söz konusudur. 5 ay içerisinde yoğun bir devlet terörüyle karşı karşıya kaldık" diye belirtti.
'Özyönetimlerle oy oranımızı kaybetmedik'
Silvan, Varto, Hakkari, Sur, Lice, Nusaybin'de ilan edilen özyönetim ilanlarının gerçekleşmesiyle birlikte sokağa çıkma yasağının ilan edildiğine dikkat çeken Çağlar, özyönetimi hazmedemeyen devlet terörünün bu alanlarda katliamlara imza attığını ifade etti. 1 Kasım'da AKP'ye istediğini vermeyen il ve ilçelerde 3 Kasım günü katliam politikasının yeniden devreye koyulduğunu vurgulayan Çağlar, özyönetimler üzerinden HDP'nin oyunu kaybettiğini söyleyenlerin yalan söylediğini aksine oylarını daha fazla yükselttiklerini ya da koruduklarını belirtti. Özyönetimleri başka alanlara yansıtma biçimlerinin önemli olduğunu dile getiren Çağlar, "Özyönetim ilan eden halk kime neden oy verdiğini çok iyi biliyor. Özyönetimi bilmeyenlere nasıl bir algı yaratmak isterseniz o şekilde görür ve o şekilde yorumlar. Özyönetimleri havuz medya farklı bir şekilde ele alıp Batı'da bulunan halkada öyle yansıttı" dedi.
'1 Kasım seçimleri tarihe baskı ve zulüm şeklinde geçecek'
MHP'nin bittiğini ve tamamen AKP'ye kaydığını dile getiren Çağlar, AKP'nin MHP ile anlaştığını ve bu partinin tabanına oynadığını ve katliamlar üzerinden bir siyaset algısı yarattığını kaydetti. Zor koşullara rağmen HDP'nin barajı aşmasının bir başarı olarak görülmesi gerektiğini belirten Çağlar son olarak şunları dile getirdi: "Bizlerin baraj sorununun olmamasından kaynaklı oluşan rehavet ve kampanya yürütemememiz nedeniyle halka inememe, hayata geçirilmek istenen süreci kavratamamamıza neden oldu. 1 hafta da bir seçim kampanyası olamaz. 1 Kasım 2015 seçimlerini tarih baskı, zulüm, katliam ve şiddetlerle dolu olarak geçecektir. Çünkü bunu tüm kamuoyu görüp algıladı. Hala itirazlarımız var ve olacakta. Çok düşük oy kayıplarımız bulunuyor. SEÇBİS sistemi ile bize sayılması gereken oylar bazı partilere yazılmış. Kesin sonuçlar YSK tarafından açıklanana kadar itirazlarımızı yapacağız. Bizim mücadelemiz yaşamın her alanında demokratik siyasette de devam edecektir. Bundan sonra ki süreçte HDP olarak bir araya gelip nasıl bir yol izleyeceğimizi kendi çerçevemizde belirleyeceğiz. Biz hiçbir zaman için mücadelemizden vazgeçmedik. Yükümüz ağır bu ağır yükü sırtlanarak başaracağımıza inanıyorum."
(fk)