Pervin Buldan: Sayın Öcalan'sız ve HDP'siz süreç mümkün değil

09:01

Duygu Erol / JINHA

ANKARA - HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, Kürt sorununun çözümü aşamasındaki en büyük adımın, PKK Lideri Abdullah Öcalan'la yapılacak görüşmelerin kaldığı yerden başlamasıyla atılacağını ifade ederek, son dönemde basında yer alan, "Bundan sonraki süreçte HDP ve Öcalan olmayacaktır" şeklinde çıkan yazıların ardında AKP'nin bu sorundan ve sorunun çözümünden vazgeçmesi olabileceğini belirtti.

Barış ve müzakere süreciyle birlikte son dönemlerde medyada çıkan "Öcalan HPD ve PKK'yi eleştirdi" yönünde haberlere ve yazılara ilişkin değerlendirmede bulunan İmralı Heyeti'nde yer alan HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, yazılan haberlerin kendilerine teyit ettirilmediğini belirterek, bunların devlet ve hükümet manipülasyonu olduğunu kaydetti. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı ile başlayan ve 3,5 yıl süren barış ve çözüm sürecinin kaldığı yerden devam etmesi adına gerekli şartların ve diyalogların oluşması için baskı unsuru olacaklarını ifade eden Pervin, "Mecliste bazı yasaların çıkmamasından kaynaklı da sürecin tıkandığını düşünüyorum. O yüzden sürecin ilerleyebilmesi için gerekli mekanizmalar ve yasaların çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Ve bu yasaların çıkmasıyla birlikte bu süreç tekrar ele alınıp şekillenebilir" dedi.

'PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın müzakereye geçme konusunda büyük çabaları oldu'

"Bu süreç Sayın Öcalan'ın çağrısı ve girişimleri sonucunda başlayan bir süreç ve yaklaşık 3,5 yıl devam etti. Bu 3,5 buçuk yıllık süreç içerisinde Sayın Öcalan'la 33 kez görüşme gerçekleşti. Ve bu görüşmelerin hemen akabinde Kandil'de KCK yetkilileri ile de görüşmeler yapıldı. Ama aynı zamanda devlet ve hükümet yetkilileri ile de görüşüldü" diyen Pervin, sürecin başından beri Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözümlenmesinin amaçladığının yanı sıra Türkiye ve Ortadoğu'da yeni bir strateji olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın müzakereye geçme konusunda büyük çabaları olduğunu ifade eden Pervin, sürecin her şekilde diyalog sürecinde kaldığına değindi.

'9 maddelik deklarasyon bu sorunun çözümüne büyük ölçüde katkı sağlayacaktı'

Görüşmelerin 3,5 yıl boyunca PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapıldığını ve bu süre zarfında konuşulacak her konunun tartışıldığına dikkat çeken Pervin, her konunun masaya yatırılmasına rağmen bir mutabakat sağlanmadığını ifade etti. "9 maddelik deklarasyon bu sorunun çözümüne büyük ölçüde katkı sağlayacaktı. Fakat Dolmabahçe'deki açıklamadan hemen sonra cumhurbaşkanı tarafından bu süreç rafa kaldırıldı ve kendi deyimiyle buzdolabına konuldu" diyen Pervin, gelişen 3 yıllık süreç içerisinde Türkiye'de barışa yönelik gelişen umutların, atılan bütün adımların ve yaratılan inançların büyük bir etki yarattığını belirtti.

Türkiye'de bu süreç içerinde hiçbir cenazenin gelmediğinin altını çizen Pervin, "Bekli de bizler açısından en önemli olan şey de bu. Fakat bugün barış ve müzakere sürecinin buzdolabına konulmasıyla birlikte bir kez daha çatışmalı süreç devreye girdi ve yine cenazeler gelmeye başladı" dedi.

'Müzakereye geçilmemesinin sebebi devletin katı tutumu'

Pervin, başlatılan süreçte müzakereye geçilmemesinin devletin ve hükümetin katı tutumuyla gerekli mekanizmaları devreye sokmamasından kaynaklı olduğuna değinerek, "Mecliste bazı yasaların çıkmamasından kaynaklı da sürecin tıkandığını düşünüyorum. O yüzden sürecin ilerleyebilmesi için aslında biraz önce de ifade etmeye çalıştığım gerekli mekanizmalar ve yasaların çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Ve bu yasaların çıkmasıyla birlikte bu süreç tekrar ele alınıp şekillenebilir" diye belirtti. Bundan sonra AKP hükümetinin nasıl bir yöntem izleyeceğini bilmedikleri için yeni hükümet kurulduktan sonra kendi cephelerinden tekrar görüşmeleri ve diyalogları gerçekleştirmeye yönelik çalışmaları başlatacaklarını açıklayan Pervin, sürecin tekrar başlaması için gerekli şartların ve diyalogların oluşması için baskı unsuru olacaklarını ifade etti.

'Kadınlar, sürecin ilerlemesi açısından çok büyük bir etki yarattı'

Sürecin başladığı günden beri önemli rol oynayan kadınların bundan sonrada tekrar devrede olmaları gerektiğini vurgulayan Pervin, şunları kaydetti:

"Burada sürecin devam etmesi açısından kadınların da büyük bir rolü ve misyonu olduğunu ifade etmek istiyorum. Kurulan bazı komisyonlar oldu; KÖM, Barış için Kadın Girişimi. Bütün bu yapılar sürecin ilerlemesi açısından önemli görevler üstlendiler ve bunu da yerine getirdiler. Alanlarda oldular, görüşmeler gerçekleştirdiler, tartışmalar yürüttürdüler bu süreç nasıl sağlıklı bir şekilde ilerleyebilir ve kadınlar bu konuda neler yapabilir açısından. Ben bu süreçte özellikle kadınların sürecin ilerlemesi açısından çok büyük bir etki de yarattığını düşünüyorum. Sürecin ilerlemesi açısından kadınların bir araya gelmesi ve örgütlü bir şekilde sürecin sağlıklı bir evreye dönüşmesi açısından kadınlara büyük bir sorumluluk düştüğünü de ifade etmek istiyorum. Başından beri kadınlar vardı, bundan sonra da olmalıdır. Eğer bu süreç ilerleyecekse ben bir kez daha kadınların baskısıyla, üstlenmiş olduğu sorumlulukla birlikte ilerleyeceğini düşünüyorum."

'7 Haziran'dan sonra görüşme yapılmadı basındaki haberler doğru değil'

Son günlerde basında yer alan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın HDP'yi ve PKK'yi eleştirdiğine dair yazılara değinen Pervin, "Zaten 7 Haziran'dan sonra Sayın Öcalan ile görüşmeler yapılmadı. En son 5 Nisan tarihinde görüşmüştük Sayın Öcalan ile. Ben ve Sırrı Süreyya Önder, iki kişi gitmiştik. Ve en son yaptığımız görüşmede Sayın Öcalan bu sürecin ilerlemesi açısından bir dahaki gidişimizin İzleme Heyeti ile birlikte olması gerektiğini ifade etmişti. Yani İzleme Heyeti'nin katılacağı bir toplantı aslında müzakereye geçiş tarihi olarak belirlenecekti. Fakat bu bir türlü gerçekleşmedi. Yani o tarihten sonra adaya gidilmedi, adaya sadece heyet değil, ailesi de gönderilmedi. Sayın Öcalan'ın avukatları zaten uzun bir süredir gitmiyor. Dolayısıyla birkaç gündür basında Sayın Öcalan'ın HDP ve PKK'yi eleştirdiği yönünde çıkan yazıların ve yapılan açıklamaların da ben doğruyu yansıtmadığını düşünüyorum" açıklamalarında bulundu.

'Bu tür haberler devletin manipülasyonudur'

Yapılan açıklamaları ve yazıları devletin manipülasyonu olarak değerlendiren Pervin, halkta farklı bir algı oluşturulmaya çalışıldığına değindi. Kendilerinin direkt görüşmedikleri sürece ya da ailesinden veya avukatları tarafından bir görüşme gerçekleşmediği sürece bu tür söylemlerin doğruluğuna inanmayacaklarının altını çizen Pervin, şu açıklamalarda bulundu: "Sayın Öcalan bunu kime söyledi ya da ne zaman söyledi, kim gitti Sayın Öcalan'ın yanına, kime söylendi bu sözler. Eğer varsa bir gerçeklik payı bu basınla, kamuoyuyla direk paylaşılmalıdır. Yani Sayın Öcalan'ın ağzından bu tür şeyler söylenmiş gibi yansıtılması gerçekten büyük bir ayıp. O yüzden adaya gidişle birlikte Sayın Öcalan'a bunları teyit edeceğiz, yapılan açıklamaları, kendisine sorabiliriz, ama ben bu tür yapılan açıklamaları tamamıyla devletin ve hükümetin manipülasyonu olarak değerlendiriyorum. O yüzden eğer varsa böyle bir şey hükümet yetkilileri ya da devlet yetkilileri direk basının karşısında biz bu tarihte adaya gittik, Sayın Öcalan'la görüştük diyebilir, hatta isimde verebilirler. Kim gitti, kim görüştü ve bunları Sayın Öcalan kimlere söyledi. Bütün bunlar şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmazsa bunların doğruluk payı yoktur demektir" açıklamalarında bulundu.

'AKP Kürt Sorunu'ndan vazgeçti'

Kürt sorununun çözümü aşamasındaki en büyük adımın, PKK Lideri Abdullah Öcalan'la yapılacak görüşmelerin kaldığı yerden başlamasıyla atılacağını ifade eden Pervin, son dönemde basında yer alan, "Bundan sonraki süreçte HDP ve Öcalan olmayacaktır" şeklinde çıkan yazıların ardında AKP'nin bu sorundan ve sorunun çözümünden vazgeçmesi olabileceğini belirtti. Pervin "Öcalan'sız, Kürtlersiz ve Kürt Özgürlük Hareketi olmadan sorunun çözülmeyeceğini herkes biliyor. Bundan sonraki süreç açısından AKP'nin müzakereyi bir an önce başlatması gerektiğini düşünüyorum. Heyette olan isim olarak bütün görüşmelere katıldığım için gidişatın nasıl olabileceğini de tahmin ediyorum. O nedenle AKP bir an önce sayın Öcalan'la görüşmeleri başlatmalı ve müzakereye bir an önce geçmeli" dedi.

'Bu sürecin aktörü İmralı Adası'ndadır'

"Müzakereye geçebilmek için de bazı mekanizmaların devreye girmesi gerekiyor. Sayın Öcalan'ın da böyle bir talebi var. İzleme heyetinin çok acil bir şekilde kurulması gerekiyor ve izleme heyetiyle birlikte İmralı Heyeti'nin adaya giderek müzakereleri başlatması gerekiyor. Bunun dışındaki herhangi bir yol ve AKP'nin alacağı farklı bir yöntem bu sorunun çözümüne çok katkı sağlamayacaktır" açıklamalarında bulunan Pervin, 'Bundan sonra bizim muhatabımız Kürt halkıdır' söylemlerini hatırlatarak sorunun halkının muhataplığı olmadan zaten çözülemeyeceğine, ancak bunun yeterli olmayacağını belirtti. Pervin, bu çözümün siyasi alanları ve İmralı Adası'nda bu süreci başlatan bir aktörün varlığına vurgu yaparak "Sayın Öcalan'ı bu sürecin dışında tutarlarsa bu süreç hiç kimsenin isteyeceği şekilde yürümeyecektir. O nedenle Sayın Öcalan'sız ve HDP'siz süreç mümkün değil" şeklinde konuştu.

' Biran önce görüşmeler başlasın, müzakereye geçilsin'

Sürecin ve görüşmelerin başlamasıyla birlikte İmralı Adası'nda HDP milletvekilleriyle birlikte kendisinin de bu heyet içerisinde yer aldığını hatırlatan Pervin, başından beri bu sürece tanıklık ettiklerini ve bir beyin oluştuğunu ifade etti. Pervin, oluşan bu beyni sürecin dışında tutmaları durumunda çözüm ve sonuç alınmayacağını belirterek, "AKP'nin bundan sonra yapması gereken bir an önce görüşmeleri başlatmak, müzakere geçmek ve gerekli mekanizmaları devreye sokmak" dedi.

(sy/dk)