Pervin Buldan: AKP, özyönetim talebinden vazgeçmeyen Kürtlere bedel ödetiyor

09:02

Sibel Yükler-Duygu Erol/JINHA

ANKARA - HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, 'özyönetim' ilan edilen illerde HDP'ye çok fazla oy çıkmasının insanların hem HDP'yi hem de özyönetimi sahiplenmesi olarak gördüğünü belirtti. Ancak bu bölgelerde yaşanan katliam ve çatışmaları devam etmesini ise AKP hükümetinin Kürt halkına bedel ödettirmeye çalıştırması olarak değerlendiren Pervin, buna rağmen Kürt halkının onurlu direnişi olduğunu ve AKP'nin Kürtlerin taleplerine saygılı olmak zorunda olduğunu kaydetti. Mecliste de çalışmaların devam edeceğini söyleyen Pervin, HDP’li kadın vekillerin oluşturmuş oldukları kadın grubunu yeniden işlevsel hale geleceğinin haberini verdi.

HDP Milletvekili Pervin Buldan, 7 Haziran seçimlerinden sonra KCK'nin eylemsizlik kararına karşılık askeri ve siyasi operasyonların tekrar devam etmesi, özellikle bölgede sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte sivil insanların katledilmesi ve HDP'ye yapılan saldırılar üzerinden AKP'nin pirim elde etmeye çalıştığını belirtti. Pervin, 1 Kasım seçimlerinin kadın temsiliyetindeki düşüşünü 'Türkiye açısından büyük bir ayıp" diye nitelendirirken, HDP'li kadın vekillerin, oluşturduğu kadın grubunu yeniden işlevsel hale getirerek meclise damga vuracağını kaydetti.

'7 Haziran halkların, 1 Kasım siyasilerin seçimi'

7 Haziran'dan sonra AKP iktidarı tarafından yaratılan savaş ortamını ve 1 Kasım seçimlerinin ardından oluşan tabloyu JINHA'ya değerlendiren HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, 7 Haziran seçiminin halkların seçimi; 1 Kasım seçiminin ise siyasilerin seçimi olduğunu kaydetti. 7 Haziran'da Türkiye halklarının HDP'yi yüzde 13.7'lik bir oran ve 80 milletvekiliyle parlamentoya gönderdiğini ve bunun göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Pervin, ancak erken seçimin AKP'nin tek başına iktidar olamamasından kaynaklandığını söyleyerek, "Cumhurbaşkanı, başkan olma sevdasıyla birlikte bu ülkeyi bir kez daha seçime götürdü" dedi.

'AKP, kaos yaratarak pirim elde etti'

7 Haziran'dan sonra Türkiye'de bir kaos ortamı yaratıldığını, hükümet yetkililerinin 'eğer AKP'yi tek başına iktidar yapmazsanız bu ülke kaosa gider' sözlerinin de bunun bir göstergesi olduğunu belirten Pervin, " 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra hem KCK'nin eylemsizlik kararına karşılık askeri ve siyasi operasyonların tekrar devam etmesi, hem de özellikle bölgede sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte sivil insanların katledilmesi, metropollerde de HDP'nin il ve ilçe teşkilatlarına yapılan linç girişimleri, saldırılar ve yakmalar Türkiye'de bir kaos yaratmak amacıyla yapıldı. AKP bunun üzerinden pirim elde etmeye çalıştı" diye konuştu.

Türkiye'nin 5 aya yakın bir sürede istikrarsızlık sürecine girdiğini söyleyen Pervin, "Ekonomi anlamında çok büyük sıkıntıya girdi ve bana kalırsa, Türkiye'de insanlar 1 Kasım seçimlerinde bu istikrarsızlık nedeniyle AKP'yi bir kez daha tek başına iktidar olmasını sağlayacak bir güce yöneltti" dedi.

'Devlet, gelen cenazeler üzerinden bir algı yaratmak istedi'

Bölgede AKP tarafından çıkarılan çatışmalı sürecin Türkiye'nin batısındaki seçmen açısından etkili olduğunu düşünen Pervin, batıdaki seçmenin Kürdistan'da yaşanan çatışmalı sürece aslında onay vermediğini belirterek, "Bütün bunlar devletin çatışmalı sürecinden kaynaklanan gelişmelerdi. Devlet, gelen cenazeler üzerinden bir algı yaratmak istediği için böyle bir sonucu da elde etmiş oldu. Dolayısıyla, 1 Kasım seçimlerinin siyasilerin seçimi olduğunu düşünüyorum. 7 Haziran seçimi halkların seçimiydi, 1 Kasım seçimi siyasilerin seçimi oldu. AKP, başından beri yaratmak istediği o kaos ortamını kullandı ve bu doğrultuda da batıdaki seçmenden oy almayı ne yazık ki başarabildi" diye konuştu.

'Kürtler özyönetim taleplerinden vazgeçmedi'

7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi 1 Kasım seçimlerinde de özyönetim ilan edilen bölgelerde HDP'ye oyların yüksek olduğuna dikkat çeken Pervin, AKP'nin Kürdistan'da başlattığı savaşı devam ettirmesini, "Bir bedel ödetilmeye çalışılıyor" diye yorumladı. Demokratik özerkliğin ilan edildiği yerlerde oy düşüşlerinin çok fazla yaşanmamasını, insanlar hem HDP'yi özyönetimi sahiplenmesi olarak gören Pervin, "Bu da AKP tarafından kabul edilmeyen bir gerçeklik. AKP, 7 Haziran seçimlerinden sonra katliam politikalarını devreye koyduğu zaman bunun hesabını da yaptı. Çatışmaları devam ettirmek, ölümleri gerçekleştirmek, bunun üzerinden halkı yıldırmak ve bezdirmek açısından bunu yaptı. Fakat halk yaşanan ölümlere, çatışmalara rağmen hem HDP'yi hem de özyönetimleri sahiplendi.

'Direnen ve onurlu bir halkla karşı karşıya geldik'

Dolayısıyla AKP hükümeti, özellikle Kürdistan'da HDP'ye çok fazla oy çıkan yerlerde bu tür çatışmaları devam ettirdi. Yüzde 90'ların üzerindeki Gever'de, Nusaybin'de, Cizre'de, Sur ve Silvan'da HDP'ye yüksek oranda oy çıkmıştı. İnsanlar, 7 Haziran'dan sonra da demokratik özerlik ve özyönetim taleplerinden vazgeçmedi ve sürdürdü. AKP yönetimi ise, bu özyönetim ilanı olan yerlerde Kürt halkına bedel ödettirmeye çalışıyor" diye konuştu.

"Fakat, ödenen bedeller karşısında Kürt halkının onurlu direnişi var. 7 Haziran öncesinde de böyleydi, 1 Kasım sonrasında da böyle olacak" diyen Pervin, Cizre'de 23 sivil insan katledildiğinde sokağa çıkma yasağının hemen ardından heyet olarak Cizre'ye gittiklerinde orada direnen ve onurlu bir halkla karşı karşıya geldiklerini söyledi.

'AKP Kürtlerle müzakere etmezse kaos sürer'

AKP'nin bundan sonra yapacağı tek şeyin Kürtlerin taleplerine karşı daha onurlu bir duruş sergilemek ve bu sorumluluk karşısında farklı bir gidişat içerisine girmek olduğunu kaydeden Pervin, "Bu sorunu öldürerek, yakarak, yıkarak değil, yasalar çıkararak, konuşarak , diyalog sağlayarak ve aynı zamanda müzakere ederek çözmesi, Kürtlerin taleplerine saygılı olması gerekiyor. AKP eğer bundan sonra bunu yapabilirse Türkiye'deki kaos ortamı dediğimiz süreç gerçekten biter. Ama bunu yapmayıp, karşısına silahlı güçlerini çıkararak ve kamu düzenini gerekçe göstererek çatışmalı süreci devam ettirirse kaos ortamı yaşanmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.

'Kadın temsiliyetinde düşüş Türkiye açısından bir büyük ayıp'

7 Haziran seçimleri meclis tarihinin en yüksek kadın vekil sayısına sahipti. Ancak 1 Kasım seçimlerine gidilen süreçte AKP'nin kadın adayları adeta yok sayarak sayısını düşürmesi ile kadın aday sayısı oldukça düştü. 1 Kasım seçimlerinin ardından ise meclisteki kadın vekil sayısı 98'den 82'tye düşmüş oldu. Partilerin kendi içerisinde en yüksek kadın vekil oranına sahip olansa HDP oldu. HDP'nin eşit temsiliyet ilkesini elinden geldiğince korumaya çalıştığını belirten Pervin de, kadın milletvekili sayısının toplamda düşmesini Türkiye demokrasisi açısından çok sıkıntılı buldu.

'Kadın vekil sayısı, Türkiye’deki kadına yaklaşım açısından bir gösterge'

Kadın temsiliyetinde ki düşüşünü 'Türkiye açısından büyük bir ayıp" diye nitelendiren Pervin, "Çünkü kadınların bulunduğu her ortam, her alan sorunların çözümü açısından çok daha kolaylaştırıcı. Dolayısıyla TBMM’ de kadın oran sayısı ve kadın milletvekili sayısının düşmesi Türkiye’deki kadına yaklaşım açısından da bir gösterge aslında. Kadınları yok sayan, kadınların sesini kesmek isteyen bir zihniyet kadınların TBMM’de olmasına da karşı olan bir zihniyettir" diye değerlendirmede bulundu.

HDP'nin kadın milletvekili sayısının kendi içinde diğer partilerin kadın milletvekili sayılarına oranla çok yüksek olduğunu ancak kendileri açısından da istedikleri sonucu elde etmemiş olabileceklerini belirten Pervin, "Çünkü biz 'fermuar sistemi' nden bahsediyoruz ve yüzde 50 oranındaki bir temsiliyet ile aslında parlamentoya girmeyi hedeflemiştik. Fakat bu oranı bizde tutturamadık. Bizim açımızdan da belki verilmesi gereken bir eleştiri ve özeleştiri noktası var" dedi.

'Kadın vekillerimiz sıcak savaşın ortasından gelen kadınlar'

Bu dönem TBMM’de HDP’li kadınların parlamentoya damgasını vuracağını ifade eden Pervin, kadınların yaşadıkları sorunlar açısından TBMM’de yapılacak olan ne varsa HDP’li kadınların bu konuda birçok çalışma yapabileceğini söyledi.

HDP'de milletvekili olan kadınların yaşamın her alanında yaşanan bütün sorunları bilen kadınlar olduğunu, hatta sıcak savaşın yaşandığı ortamlardan gelen ve kadınların yaşadığı mağduriyeti, baskıları ve şiddeti bilen kadınlar olduğunun altını çizen Pervin, sadece mecliste değil, aynı zamanda meclis dışında da kadın sorunlarıyla ilgilenen bir parti olduklarını belirtti.

HDP kadın grubu kuracak

HDP'li kadın vekiller daha önceki dönemde kadın grubu kurmuş, ancak yaşanan süreçten ötürü çok işlevsel olamamıştı. TBMM’de bundan sonraki süreçte de HDP’li kadınların bir grup kuracağını bildiren Pervin, "Zaten 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra böylesi bir grubun gündeme geldiğini biliyoruz. Ve bu grup 7 Haziran’dan sonra parlamento çok açık olmadığı için işlevsel olamadı. Dolayısıyla bu seçimlerden sonra yani yeni dönemde HDP’li kadın vekiller oluşturmuş oldukları o kadın grubunu işlevsel hale getirecekler. Ve bu dönem TBMM’ne kadın vekiller damgasını vuracak" dedi.

(fk)