Leyla İmret: Beni halk seçti, görevimin başındayım

09:04

Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - Devlet tarafından görevden alınan ancak oyları ile seçildiği Cizre'de özyönetim ilanı ile görevine fiili olarak devam eden Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Leyla İmret, "Ben halkın iradesi ile belediyede yerimi aldım. Hileyle, zorla kimsenin oyunu istemedim. Cizre halkı bana ne zaman git derse giderim. İçişleri Bakanının verdiği karar kişi olarak beni etkilemedi. Türkiye'de hukuk sisteminin işlemediğinin farkında olarak halkın içinde çalışmaya devam edeceğim" dedi.

Kürdistan topraklarında AKP eliyle gerçekleştirilen savaş nedeniyle çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Savaş diğer bir yüzünü de DBP'li belediye eşbaşkanlarını tutuklayarak ve görevden uzaklaştırarak gösterdi. Tüm saldırılara rağmen görevinin başında olan ve Cizre'nin halkın ilan ettiği özyönetimi sahiplenen Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Leyla İmret'le konuştuk. Leyla, "Bizler hayat geçirilmek istenen kirli politikanın farkındayız. Özyönetim halkın en meşru hakkıdır ve özyönetimini ilan eden bir halkın karşısında değil yanında olurum. Bunu kabullenmeyen AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı biz eşbaşkanlara karşı başlattığı savaşı kaybedecektir" dedi.

'Hendeklerin gündemleştirilmesi katliamı meşrulaştırma çabasıdır'

7 Haziran seçimlerinden önce katliam politikasının devreye koyulduğunu dile getiren Leyla, saldırılar sonrası Kürt halkının kendini korumak adına özyönetimlerini ilan ettiğini ifade etti. 24 Temmuz tarihinde medya savunma alanlarının bombalanması ve Kürt halkına karşı başlatılan linç girişimlerine karşı bir tepki olarak hendeklerin hayata geçirildiğini söyleyen Leyla, saldırıların meşrulaştırılması adına hendeklerin gündemleştirilmesinin halkı kandırmaktan başka bir amacının olmadığını belirtti. Leyla, "Katliamların ilk adımları Cizre'de hayat geçirildi. 12'nci günde Silvan'daki abluka kaldırıldı. Cizre'de bizlere yaşatılan acı bir kez daha Silvan üzerinden yaşatılmak istendi. Ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Halk sokağa çıkma yasağında hem katlediliyor, hem de temel ihtiyaçları karşılayamıyor. Nitekim yaşamı ellerinden alınmaya çalışıyor. Bu ne hukuk ne vicdan ne de insaniyette yeri yoktur. Bu şekilde Kürt halkını teslim alamazlar. Bu şekilde bizi korkutamazlar. Çünkü Kürt halkı ne istediğini bilen bir halktır" diye konuştu.

'Yarın çok geç olabilir'

Kürt halkının isteğinin açık ve anlaşılır olduğuna değinen Leyla, Kürt halkının artık kimliğiyle, kültürüyle tanınmak istediğini kaydetti. Kürt halkının kendi yaşadığı alanda söz hakkı sahibi olmak istediğinin altını çizen Leyla, "Onlar da artık mahallesinde, memleketinde beraberce, özgür bir şekilde yaşamak istiyor. Kendi yaşamlarında söz sahibi olmak istiyorlar ve buda en doğal haklarıdır. Bunun bedeli öldürülmek olmamalı, infaz olmamalıdır. Dünya'da ve Türkiye'de demokratım diyen herkesin bu konuda artık uyanması ve söz sahibi olması gerekir. Yarın çok geç olabilir. Bugün Kürdistan'da bir halk olarak katliamla karşı karşıyayız. Bunun son bulması gerekir" dedi.

'Kelepçe üzerinden yaygara koparan medya vekili görmedi'

Kürdistan topraklarında ve Türkiye'nin genelinde demokrasinin konuşulması gerektiğine dikkat çeken Leyla, "Artık bu şekilde gündeme gelmek istemiyoruz. Silvan başta olmak üzerek Kürdistan'ın dört bir yanında yaşanan bu katliamların son bulmasını istiyoruz. Biz herkesin, ezilmiş halkların sesini duyulmasını istiyoruz. Türkiye'de yaşanan en büyük sorun Kürt halkının haklarının verilmemesidir" diye belirtti. Manisa'da iki kadının kelepçelenerek gözaltına alınmasının ardından Cumhurbaşkanı dahil medyanın bile günlerce konuştuğunu ifade eden Leyla, "Türkiye'de kadınlar devletin polisi tarafından sürekli olarak darp edildi. Kelepçe ile tutuklanan kadınlara yapılan doğru değildi belki ama bir ülkenin vekiline gazlı saldırı yapılmasının konuşulmaması uygunsuzdur. Kelepçelenen örtülü kadınlar için yaygara koparan medya ne oldu da Figen Yüksekdağ'ın şans eseri kafasını sıyıran gazı görmedi. Artık yalan siyaset bırakılmalı ve gerçekler konuşulmalıdır bu ülkede" diye kaydetti.

'Hileyle, zorla kimsenin oyunu istemedim'

Görevden uzaklaştırılmasının ardından hayatında bir şey değişmediğini dile getiren Leyla, belediyelerin kendileri için amaç değil araç olduğunu söyledi. Leyla, "Ben halkın iradesi ile belediyede yerimi aldım. Hileyle, zorla kimsenin oyunu istemedim. Cizre halkı bana ne zaman git derse giderim. İçişleri Bakanının verdiği karar kişi olarak beni etkilemedi. Türkiye'de hukuk sisteminin işlemediğinin farkında olarak halkın içinde çalışmaya devam edeceğim" diye konuştu.

(fk)