Politikacı kadınlar: Kadınlar daha ileri bir mücadele ile alanlarda olmalı

09:03

JINHA

İSTANBUL - HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, "Meryemleşerek, Zeynepleşerek bütün kadınları mücadeleyi daha da yükseltmeye çağırıyorum" derken, CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok da, "13 yıllık şiddet ekseninde inşa edilen şiddete karşı ortak mücadele şart" dedi. EMEP Genel Başkan Yardımcı Şükran Doğan ise Türkiye'de kadına yönelik şiddetin devlet odaklı devam ettiğine işaret ederek daha fazla mücadeleye çağırdı.

Kadına yönelik şiddetin hız kazandığı ve özellikle de bölgede devlet odaklı güçlerin çeşitli araçlarla kadın üzerinden toplumu düşürme yöntemli uygulamaları artarak devam ediyor. Bu yılki 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü bu çerçevede değerlendiren kadınlardan HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, EMEP Genel Başkan Yardımcı Şükran Doğan ve CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok'un ortak çağrısı, "Kadınlar bu yıl diğer 25 Kasımlara nazaran daha ileri bir mücadele vererek, daha örgütlü ve güçlü olarak sokaklarda, alanlarda olmalı" oldu.

'Hem kadın hem insanlık büyük bir vahşetle karşı karşıya'

Kadına yönelik şiddetin hem Ortadoğu'da hem de yeryüzünün bütün coğrafyalarında devam ettiğine dikkat çeken HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya "Hem kadının hem de bütün insanlığın büyük bir vahşetle karşı karşıya kaldığı karanlık bir dönem yaşıyoruz. Fakat bütün bu küresel kötülüklerin sebebi aslında erk yönetim anlayışıdır. Bundan dolayıdır ki bütün insanlık bir kaos ve vahşet girdabına sürüklenmiştir. Dolayısıyla biz antikapitalist, antiemperyalist mücadele içerisinde bir sonuç almak istiyorsak, kadın temelli bir yöntem geliştirmemiz gerekiyor. Kadına yönelik şiddeti ne kadar yeryüzünden yok edebilirsek, kadını bir özne olarak hayatın varlığı olarak ne kadar çok düşünebilirsek yeryüzünde ki insanlığın yaşadığı vahşeti ve şiddeti yok edebilme gücüne ve başarısına erişeceğiz" dedi.

'Meryemleşerek, Zeynepleşerek bu mücadeleyi yükseltmeliyiz'

Hüda, 25 Kasım vesilesiyle sadece Ortadoğu ve bölgede değil yeryüzünün bütün coğrafyalarında yaşayan kadınları selamladığını söyleyerek şunları aktardı: "Bütün kadınları onurlu bir kadın varoluşu üzerinden verdikleri mücadele ile bu mücadelenin öncüsü olan bütün kadınlarımızı saygıyla selamlıyorum. Bu bağlamda coğrafyamızda İslami kesimin kadınlarından Gonca Kuriş'i de anmak istiyorum. Kadının şiddetsiz savaşsız bir dünyada varoluşunu gerçekleştirebilmemiz noktasında ilhamımızın kaynağını yaşadığımız coğrafyamızdan ve tarihimizden alarak daha fazla Meryemleşerek, Zeynepleşerek bütün kadınları mücadeleyi daha da yükseltmeye çağırıyorum."

'13 yıldır kadına yönelik bir şiddet rejimi var'

Kadına yönelik şiddetin giderek arttığı gerçeğini artık herkesin deneyimlediğine işaret eden CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, bu ülkede şiddet sadece fiziksel şiddet demek değildir. Şiddet, yaşama hakkının kısıtlı olması, psikolojik şiddet, ötekileştirme, toplumda yok sayma yok etme olarak da karşımıza çıkıyor. Her alanda şiddete maruz kalıyoruz ve her alanda kadının yaşam içindeki yeri tehdit altında. Bu ataerkil ve şiddet odaklı anlayışın en temel destekçilerinden biride 13 yıllık şiddet ekseninde inşa edilen bir rejim, şiddet rejimi adeta" diye konuştu.

'Her alanda kadına yer açmalıyız'

AKP hükümetinin desteği ile özellikle İslami anlayış üzerinden kadının yok sayıldığına dikkat çeken Zeynep, kadının artık yok hükmünde konumlandırıldığını ve sadece meta olarak algılanmasının da eğitim yoluyla temellendirildiğini ifade etti. Yaşam içinde de kadına yönelik olumsuzlukların çoğaldığına vurgu yapan Zeynep, "Hazırlanan bu zemin sayesinde ve özelliklede bu zemini hazırlayan anlayışın hukuk çerçevesinde korunması ile ve daima erkeğin tahrik olma hakkının savunulması ile kaçınılmaz olan son, önümüze gelmiş durumda. Bu anlamlı günde bunun daha çok bilincinde olmak, daha çok bilinç yaratmak ve bununla sonuna kadar mücadele etmek zorundayız. Hepimiz toplumun her alanında daha çok kadına yer açmalıyız, kadını buna teşvik etmeliyiz ve farkındalık yaratmalıyız" diye konuştu.

'Devlet şiddeti ile erkek şiddetinin üstü örtülmeye çalışılıyor'

EMEP Genel Başkan Yardımcı Şükran Doğan da bu yıl ki 25 Kasım' ı diğer yıllardaki 25 Kasım'dan daha farklı ele almak gerektiğine değinerek, bir yandan erkek şiddetinin diğer yandan ise devlet şiddetinin çok yoğun olduğu bir dönemden geçildiğine işaret etti. Devlet şiddetinin ve savaşın sürdüğü bir ortamda erkekler tarafından yapılan kadına yönelik şiddetin üstünün örtüldüğüne ve yeteri kadar gündeme gelmediğine dikkat çeken Şükran sözlerine şöyle devam etti: "Mücadele boyutu ile kadının bu yaşananlara daha ileri bir aşamada karşılık vermesinin önünü kapatan bir savaş ortamı sürüyor çünkü, savaş şiddeti artırıyor. Bir yanıyla bu savaş ortamı kadına yönelik şiddeti görünmez kılıyor bir yanıyla da ona karşı mücadelenin de üstünü örten bir durum oluşmuş oluyor. Bunun yanı sıra kadına yönelik şiddeti de arttıran dolayısıyla bu şiddeti daha makul gösteren bir zihniyetle de karşı karşıya kalıyoruz. Bunun son örneklerini Silvan'da Nusaybin'de öldürülen kadınlarda, Varto'da gerillanın çıplak bedeninin sergilenmesinde, Silvan'da kadına yönelik 'Biz geldik kızlar' gibi kadını aşağılayan ve kadına her türlü şeyin yapılabileceğini makul gören, gösteren sözlerin duvara yazılması ile görüyoruz."

'Öldüren de kravatlı yargılayan da…'

Kadına yönelik şiddetin devletten bireye doğru olduğunu söyleyen Şükran, devlet tarafından zaten kadına yönelik şiddeti mübah sayan bir anlayışın olduğunu ifade ederek, bugünlerde kadına yönelik taciz, tecavüz, öldürme olaylarındaki davalarda zanlıların 'iyi hal' yada 'tahrik' indirimi aldığını çok sık görür olduk. Bunlar zihniyet olarak birbirlerini besleyen durumlar. Düşünün devletin hakimi, yargıcı kravat takıp ceketini ilikleyen birine 'iyi hal' indirimi uyguluyor. Çünkü zihniyet olarak aynılar öldüren de yargılayan da kravatlı" ifadelerini kullandı.

'Devletin örgütlü şiddetine dur diyebilmek için alanlarda olmalıyız'

Şükran, son olarak şiddetin giderek artmış olmasına ve özellikle canlı bomba korkusu ile kadınların toplu bir şekilde seslerini çıkartmaktan korkar hale getirilmeye çalışılır olmasına rağmen kadınların özellikle de bu 25 Kasım'da devletin örgütlü şiddetine 'dur' diyebilmek için daha örgütlü ve birbirlerini daha fazla kucaklayan bir mücadeleyle alanlarda olmaya çağırdı.

(ml/zd/mg)