Nursel Aydoğan: Kürt halkının artık ölümlere tahammülü yok
08:22
Şehriban Aslan / JINHA
AMED - Öz yönetimin ilan edildiği yerlerde devlet tarafından günlerce uygulanan sokağa çıkma yasakları devam ederken, halkın da direnişten vazgeçmediğini söyleyen HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, "Müdahalenin dozu arttıkça insanlar ölümü gözü alarak direniyor. Fakat Kürt halkının artık ölümlere tahammülü yok" dedi.
Kürdistan'da 'Öz yönetim'in ilan edildiği yerlerde devlet tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasakları devam ediyor. Mardin'in Nusaybin ve Derik ilçesinde süren sokağa çıkma yasakları yurttaşları hem maddi hem de manevi açıdan büyük zarara uğratıyor. Öz yönetim alanlarında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarını değerlendiren HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, "Türkiye'nin iç hukukunun da sokağa çıkma yasağı ile ilgili bir madde yok" dedi.
'Bir bütünen halk zarar görüyor'
Sokağa çıkma yasaklarının öz yönetimlerle birlikte başladığını ifade eden Nursel, "Devlet barikatları hendekleri ortadan kaldırabilmek için yasaklar yapıyor. Sözde halkın can ve mal güvenliğini korumak amacıyla yapılıyor. Fakat yasak esnasında yapılan operasyonlara baktığımız da aslında bir bütünen halkın zarar gördüğünü görebiliyoruz. En yakın örneğini Silvan'da yaşadık. Neredeyse üç mahalle yerle bir edilmişti. Halkın bütün yaşam alanları kullanılamaz hale getirildi. Bunlar da yetmezmiş gibi mahallelerde yaşayan onlarca sivil insan yaşamını yitirdi. Artık yapılan her sokak yasağı halkın can ve mal güvenliğine kast ediliyor" şeklinde konuştu.
'Sokağa çıkma yasağı ile ilgili bir madde yok'
Nursel, "İlan edilen bu yasakların hepsi kanun dışıdır" diyerek Türkiye'nin iç hukukunda sokağa çıkma yasağı ile ilgili bir madde olmadığına dikkat çekti. "Ancak olağanüstü hal ve sıkıyönetim durumlarında ilan edilebilir. Ama 1950'ler den kalma bu yetkiyi kullanıyorlar. Mezopotamya Hukuk Derneği ve Özgür Hukukçular Derneği Silvan ve Cizre'den hareketle yaptığı çok ciddi çalışmalar var. Araştırmalar ve çalışmalar da AKP Hükümetinin yaptığı can kayıpları nedeni ile Uluslar arası Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak duruma gelmiştir. Belki AKP hükümeti gücünü kullanarak bunu engelleme durumuna girebilir. Fakat bu tür davalar zaman aşımına uğramayan davalardır. Elbet hesap verecektir" diyen Nursel, şu anda hem Nusaybin'de hem de Derik'te yaşananların ifade verme durumlarını ortaya koyduğunu belirtti.
'Bu olaylar bu şekilde devam edemez'
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye Başbakanı Esat ile halkını katlettiği için görüşmediklerini belirten Nursel, "Başbakan ve Cumhurbaşkanı önce kendilerine dönüp baksın. Özyönetimin ilan edildiği yerlerde ve devletin uyguladığı şiddet ve baskı halkın nasıl zulüm gördüğünü gösteriyor. Başbakan ve Cumhurbaşkanın yaklaşımı resmen, 'tencere dibin kara senin ki benden kara' misaline dönüşmüş. Bu olaylar bu şekilde devam edemez. Devletin halkın neden bu hendekleri yaptığın kendini koruduğunu oturup halkla konuşması lazım ki bir çözüm geliştirsin" diyerek hükümetin acil olarak halk ile görüşüp taleplerini dinlemesi gerektiğine dikkat çekti.
'Kürt halkının artık ölümlere tahammülü kalmadı'
Nursel, öz yönetimlerin ilan edildiği yerlerde halkın direnişten vazgeçmediğini ve sahiplendiğini söyledi. Müdahalenin dozu arttıkça insanların ölümü göze alarak direndiklerini vurgulayan Nursel, "Başbakan hep, 'karşılıklı oturup konuşamayacağımız ve halletmeyeceğimiz mesele yok' diyor. İşte şu an da tam yapılması gereken budur. Kürt halkının artık ölümlere tahammülü kalmadı. Olaylar esnasında hayatını kaybeden askerler ve polisler memleketlerinde toprağa verildikten sonra Kürtlere ayrı bir kin ve öfke oluşuyor. Diyebiliriz ki iki halk birbirine cenazelerle kırdırılmak isteniyor. Buda bu ülkenin ve halkların geleceği açısından vahim bir durumdur" şeklinde konuştu.
(dk)