DTK: Zulme karşı herkes ses vermeli

11:23

JINHA

AMED - Demokratik Toplum Kongresi (DTK), son 6 ayda 17 ilçede 117 gün sokağa çıkma yasağı ile şehirlerin ablukaya alındığını belirterek, "Bütün halkımızı, demokratik- sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası toplumu, kendine insanım diyen herkesi yaşadığımız bu zulüm karşısında ses vermeye, tavır ve tepki ortaya koymaya çağırıyor, duyarlı olmaya davet ediyoruz" dedi.

DTK, son dönemde Kürdistan'da yaşanan devlet saldırılarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şunlar belirtildi: "7 Haziran seçimlerinden sonra diyalog ve müzakere sürecinin bitirilerek, halkımıza karşı top yekun ilan edilen savaş altıncı ayı geride bıraktı. Halkımız, 90'lı yılları geride bırakan, büyük insanlık suçlarının, "faili meçhul" cinayetlerin, şehir merkezlerinin bombalandığı, her gün kadın, yaşlı, genç, çocuk denmeden onlarca sivil insanımızın katledildiği, Kürt siyasetçilere ve kurumlarına karşı yoğun gözaltı ve tutuklamaların gerçekleştirildiği yeni bir savaş konsepti ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Halkımızın son derece demokratik ve haklı bir talep olarak dillendirdiği kendi kendini yerelden yönetme isteği uluslararası ve evrensel hukuk kuralları çiğnenerek askeri ve polis şiddeti ile bastırılmak istenmektedir. Halkımızın bütün meşru ve demokratik hak talepleri ve bu uğurdaki mücadelesi tamamen kriminalize edilerek, devlet terörü toplumun bütün dinamiklerini bastırmak, sindirmek ve tasfiye etmek için harekete geçirilmiştir. Diyarbakır Baro başkanı Tahir Elçi'nin katledilişinde bir kez daha yaşadığımız gibi, Kürdistan halkının demokratik mücadelesinin meşruiyetini savunan aydınlarımız, kanaat önderlerimiz ve kurumlarımız devlet yöneticileri, basın ve medya kuruluşları tarafından linç kampanyalarına tabi tutulmuş, hedef gösterilmişlerdir.

Sıkıyönetim dönemlerinde dahi yaşamadığımız, hukuki dayanakları da olmayan sokağa çıkma yasakları, İllerin ve İlçelerin abluka altına alınması tamamen rutin hale getirilerek, halkımızın yaşamı karartılmak istenmektedir. Son altı aylık süreçte 17 ilçemizde 117 gün süren sokağa çıkma yasakları ve şehir ablukaları yaşanmıştır. Su ve elektrik şebekeleri kesilerek, gıda ihtiyaçlarını temin etmesi engellenerek, halkımız tam anlamıyla karanlığa, açlığa ve susuzluğa mahkûm edilmek istenmektedir. Kürdistan sokakları ve caddelerinde "Esetullah timleri" ve JİTEM ekipleri kol gezmekte, halkımıza terör estirmekte, cinayetler işlemekte, can güvenliğini ortadan kaldırmaktadırlar. Geldiğimiz nokta, halkımızın sabrının taştığı bir noktadır. Yapılan bütün bu zulme, işkenceye, baskıya ve katliamlara karşı, topyekun bütün halkımızın, demokrasi güçlerinin, kendine insanım diyen herkesin demokratik-meşru tepkisini örgütlü bir biçimde ortaya koymasının hayati önem taşıdığı günlerden geçmekteyiz. Böylesine tarihi bir kavşakta bütün demokrasi güçlerinin halkımızın yanında saf tutması halkımıza ve demokratik kazanımlarımıza karşı sürdürülen imha savaşını boşa çıkartmanın ve ülkemizde demokratik-adil bir barış ve çözüm sürecinin yeniden başlamasının güvencesi olacaktır.

Zor bir dönemden geçtiğimiz bir gerçekliktir. Geçmişte olduğu gibi bu dönemde de bütün bu zorlukları aşacak yegane güç halkımızın ortaya koyacağı irade, güçlü refleks, duyarlılık ve örgütlü birlikteliği ve potansiyelini harekete geçirme kabiliyetidir. Bu temelde kurumlarımızın , Sokağa çıkma yasaklarına, şehir ablukalarına ve her türlü hak ihlallerine karşı geliştireceği demokratik-meşru eylem ve etkinlikler karşısında duyarlılık göstermek, katılım sağlayarak güç vermek demokrasi mücadelemizin kazanması açısından hayatidir.

Bu temelde bütün halkımızı, demokratik- sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası toplumu, kendine insanım diyen herkesi yaşadığımız bu zulüm karşısında ses vermeye, tavır ve tepki ortaya koymaya çağırıyor, duyarlı olmaya davet ediyoruz."

(fk)