Figen Yüksekdağ: Bugün Kürdü yakan ateş yarın İstanbul'u, Denizli'yi de yakar

18:07

JINHA

AMED - Sur'da katliam girişimi olduğunu belirten HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Bugün Kürt'ü yakan ateşin kimse sanmasın ki kendini yakmayacağını. Bir yerde insanlar öldürülüyorsa, tarih yok ediliyorsa, katliam yapılıyorsa bu yangın her kesi yakar. İstanbul'u da yakar, Ankara'yı da yakar Manisa'yı da, Denizli'yi de yakar" dedi.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde devam eden ablukanın 11'inci gününde ilçeye tanklar ve askeri zırhlı araçlar girdi. Tankların girmesi ile beraber Sur'a dönük saldırılar da artarak şiddetlendi. Polis ve özel timler, bombaatar mermileriyle birçok yeri tahrip ederken, yoğun saldırılara maruz kalan ve yanmaya başlayan bir apartmanda ise yıkılma tehlikesi var. Sur'a yönelik katliam girişimlerine karşı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, vekiller ve DBP'li belediye eşbaşkaları Seyh Sait Meydanı'na yürüdü. Yürüyüşte "Bijî berxwedana Sur ê", "Direne direne kazanacağız", "Her yer Sur içi her yer direniş", "Gençlik cepheye misillemeye" ve "Katil devlet Suriçi'nden defol" sloganları atıldı.

Sur'da katliam yapılmaya çalışıldığını ve herkesin yönünü buraya dönmesi gerektiğini belirten Figen Yüksekdağ şu çağrıyı yaptı: "Bugün sınırında beklediğimiz Sur ilçemiz büyük bir katliam ile karşı karşıya. Öncelikle bu katliama rağmen hala orada mahallelerini, sokaklarını, evlerini koruyan ve direnen halkımızın mücadelesini selamlıyorum. Bu topraklarda, bu sokaklarda özgürce, kendi kimliğinle, iradenle, barış içinde yaşaman ve barışı istemen yasak ama tanklarla, toplarla bu topraklarda can almak serbest. Bu topraklarda son 5 ayda yüzlerce yurttaşımız yasak adı altında işgal edilen bu topraklarda yaşamını yitirdi. Adeta Türkiye'de halka karşı gayri resmi bir savaş yürütülüyor. Böyle bir bölgede bir siyasi iktidarın ne yapmaması gerekiyor sorusuna Sur, Silvan, Nusaybin, Cizre ve Derik örnektir. Aklı başında bir iktidarın huzursuzluk ortamı yaratması, insanları katletmesi ve ülkeyi kan gölüne çevirmesi mümkün değildir. Demokrasi olmadan barış olmaz. Öz yönetimlere iktidarın verdiği cevap katliamlar oldu. Onlar can almak için biz de barışı sağlamak için seferber olduk. Hendekler var bahanesiyle her yer çatışma alanına dönüştürüldü. Her evin içine bir korku imparatorluğu sokmaya çalışıyorlar. Buna asla boyun eğmeyeceğiz. Bu operasyonlara, askeri sevkiyatlara derhal son verilmelidir. Yeni bir katliama asla izin vermeyeceğiz. Batı kentlerine çağrımızdır; Bugün Kürt'ü yakan ateşin kimse sanmasın ki kendini yakmayacağını. Bir yerde insanlar öldürülüyorsa, tarih yok ediliyorsa, katliam yapılıyorsa bu yangın her kesi yakar. İstanbul'u da yakar, Ankara'yı da yakar Manisa'yı da, Denizli'yi de yakar. İşte bugün daha fazla geç olmadan, ateş evimize düşmeden Kürt halkıyla omuz omuza verme günüdür. Ve ben yeniden kültürüne, tarihine, diline, evine ve toprağına sahip çıkan halkın direnişini selamlıyorum."

(bc-mt/fk)