'Hendek darbeye direniştir, özyönetim diktatörlüğün panzehiridir'
14:09
JINHA
ANKARA - Parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen HDP EŞ Başkanı Selahattin Demirtaş, "Ortada halk olarak kabul edilmemiş bir topluluğun hak talebi var. Devletin bu hak talebinde karşı tankla topla saldırısı var. Bugün Kürtlerin küçümsediğiniz barikat, hendek dediğiniz şey darbeye karşı direniştir. Özyönetim diktatörlüğün panzehiridir. Bu demokratik halk yönetimi talebidir o yüzden dinlemek istemiyorlar. O tanka topa karşı direnen halkın yanındayız" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, yarın Rusya'ya gidecek. Rus gezisi öncesi parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Eş Başkan Selahattin, gündeme dair açıklamalarda bulundu. HDP Grup Başkanvekillerinin de katıldığı toplantıda Selahattin, özyönetim ve Kürt meselesine ilişkin, "Kürt sorunu çözüldü de bizim mi haberimiz yok? Özyönetim diktatörlüğün panzehiridir. Şırnak halkı özyönetim değil de diktatörlük ya da başkanlık sistemi ilan etseydiler kutlayacaklardı. Halkın ilanları tek adamlığı boşa çıkarıyor bunu istemiyorlar. Tanka, topa karşı direnen halkın yanındayız" dedi. Selahattin, şunları kaydetti:
"Hükümet sözcüleri konuyu anlamaktan uzak derin bir cehalet örneği sergiliyorlar. Bir hendek sorunu varmış gibi 'Bedeli ne olursa olsun bunları kapatacağız, ezeceğiz, bitireceğiz' gibi yüzyıllık Kürt sorunu bitirebilecekleri yönünde bir saflık gösteriyorlar. Bazen inanmakta zorlanıyor, bu kadar görüşme diyalogdan ve yaşan acılardan sonra hükümetin bu yaklaşımına şaşırıyoruz. Kürt sorunu çözüldü de bizim mi haberimiz yok?
Aynı sözler, aynı manşetler
PKK dağa çıktığında yine 3-5 çapulcu dediniz, krimal bir vaka olarak gördünüz ve bugüne geldi. Bu kadar süreden beri devletin kafası hiç mi değişmez, yaşanan acılardan hiç mi ders çıkarılmaz? O gün ne söyleniyorsa açın bakın bugün hükümet yetkilileri aynısını söyleniyor. Aynı manşetler atılıyordu. Kimi silip süreceksiniz, Kürtlerin duygu dünyasındaki karşılığı nedir? Bunu hesaplayan var mı? Başbakan'ın hakaretlerinin Kürtlerde karşılığı nedir bunu hesaplayan var mı? Hesaplıyorlarsa bu acaba hükümetin umurunda mı? Öyle gözüküyor ki umurunda değil.
'Teröristler öldürüldü' deyip o insanları katli vacip olarak gösteriyorlar'
Kara Kuvvetleri'nin 10 bine varan askeri ile haritaların önünde operasyonlar yapıyorlar. 150 bin nüfuslu ilçeler abluka altında ve bunu başarı öyküsü olarak anlatıyorlar. Ortada büyük bir fiyasko vardır. 'Suriye'de halkına karşı tank kullanan yönetim meşru değil' diyen hükümet bugün kendi ilçelerine tank sokmuş halkına tank atışı havan topu atışı yapıyor. Balkona çıkan, sokağa çıkan, kafasını pencereden çıkaran keskin nişancılarla öldürülüyor. Bir kaç saat sonra 'Teröristler öldürüldü' deyip o insanları katli vacip insanlar olarak gösteriyorlar. Devlet bu konuda kararlı olabilir, yakabilir, yıkabilir. Bunları daha ağır bir şekilde yapabilir. Ama hiçbir şey kazanamaz. Bunu unutuyorlar.
'Kürtlerin bu örgütlü iradesini kırmaya çalışıyor'
Cizre'de, Silopi'de mesele gerçekten 10-20-30 PKK'li olsaydı şimdiye kadar çözülmüş olmaz mıydı? Halk bu özyönetim arkasında olduğu için hepsi hedef haline getirilmiş. Ortada 3-5 çapulcu terörist yok. Ortada halk olarak kabul edilmemiş bir topluluğun hak talebi var. Devletin bu hak talebinde karşı tankla topla saldırısı var. Hendekler ondan sonra ortaya çıktı. Şırnak'ta özyönetim istiyoruz diyen belediye eşbaşkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri tamamı tutuklanmış, içeri atılmış, hepsi müebbet hapisle yargılanıyor. Ne hendek vardı ne barikat? Başbakan bunu itiraf ediyor, 'İlçe ilçe operasyon yapma kararı almıştık' diyor. HDP tabanın iradesi kırılmak isteniyor. Biat etsinler isteniyor. Çünkü AKP 7 hazirandan sonra bir tek Kürtlerden çekiniyor. Başka örgütlü güç kalmamıştı. Şimdi Kürtlerin bu örgütlü iradesini kırmaya çalışıyor.
'Hendek dediğiniz şey darbeye karşı direniştir'
Bugün Kürtlerin küçümsediğiniz barikat, hendek dediğiniz şey darbeye karşı direniştir. Darbe yapılmıştır. koalisyon kurulmasına Meclis'in açılmasına izin verilmemiştir. Toplum korkutulmuş, Ankara ve Suruç'ta katliamlar yapılmış, yeniden tek başına iktidar elde edilmiştir. Buna karşı toplum sessiz mi kalacak? Katliamlara karşı halk kurbanlık koyun gibi mi davranacak? Güvenlikçi politikalardan bugün vazgeçerlerse toplum bugün barışçıl politikalardan yanadır.
Saraybosna örneği: Özyönetim diktatörlüğün panzehiridir
Saray Bosna'da 4 yıl boyunca abluka yaşandı ne yaptı oradaki insanlar. Hendek kazdılar, barikat kurdular, perde astılar, yer altına tüneller kazandılar. Aynı şeyi Davutoğlu bugün kendi ülkesinde ilçelerine de yapıyor. Özyönetim nedir? Gelsinler dinlemek istiyorum dese ne kaybeder hükümet. Kendi halkı ile konuşamayan hükümet tankı topu göndereceğine ne kazanacak. Genelkurmay Başkanı'nı göndereceğine sen git. Dinle ne kaybedersin. Siyasetçi sensin sorumluluk sende. Siyasi sorumluluk mevkiinde olan sensin. Bu çaresizliğin acizliğin göstergesidir. Özyönetim diktatörlüğün panzehiridir. Bu demokratik halk yönetimi talebidir o yüzden dinlemek istemiyorlar. Şırnak halkı özyönetim değil de diktatörlük ya da başkanlık sistemi ilan etseydiler kutlayacaklardı. Halkın ilanları tek adamlığı boşa çıkarıyor bunu istemiyorlar.
'Direnen halkımızın yanındayız'
Suriye'de Kürtlerin güçlenmesini istemiyorlar. Bu ne kadar yanlış. O tanka topa karşı direnen halkın yanındayız. Barikatlar çoğalsın diye değil… Başbakan ne bekliyor, AKP oraya tankla topla girecek onların yanında mı yer alacaktır. Yüzde 100'e yakını bizim tabamız olan yerlerde savaş ilan edeceksin, bizde yanında yer alacağız. Çok safmış Davutoğlu, aynı şeyi İzmir, Antalya ve Kayseri'ye yapsan oradaki halkların yanındayız. HDP konuşulamayacak bir parti değil, çözüm önerisi olmayan bir parti değil. Çözüm sürecinde iyi niyetini çabasını ortaya koymuş parti biziz. Dolmabahçe sürecine gelinmişse HDP'nin büyük katkısı var. Barış için en çok katkısı olan partiyiz."
(sy/fk)