Aile Bakanlığı olarak Kürt illerinde öldürülen kadınlardan haberdar mısınız?

16:00

JINHA

ANKARA - HDP Milletvekili Gülser Yıldırım, 7 Haziran’dan bu yana devlet güçleri tarafından gerçekleştirilen sivil kadın ölümlerine ilişkin Araştırma Komisyonu talep etti. Gülser, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'na ise, "Kadına yönelik şiddetle mücadele eden Bakanlık olarak, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur başka olmak üzere Kürt illerine öldürülen kadınlardan haberdar mısınız?" diye sordu

HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, 7 Haziran’dan bu yana devlet güçleri tarafından gerçekleştirilen başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sivil ölümlerin engellenmesi ve çatışmalı süreçte kadınların yaşadıkları hakikatin ortaya çıkarılması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu önergesi sundu. Gülser, konuya ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yanıtlaması talebiyle soru önergesi de sundu.

'Kadın iradesi ve özgürlük mücadelesi hedef alınmakta'

Gülser, hakikatlerin ortaya çıkarılması için Araştırma Komisyonu kurulmasına dair gerekçeleri şöyle sıraladı: "Erkek egemen kurgunun ürünü olan savaş ve militarizm yükseldikçe bunun en vurucu ve yakıcı halini kadınlar deneyimlemektedir. Kürt meselesinin çözümüne yönelik politikasızlık ve çatışmacı ortam, bir yandan kadının çok boyutlu ezilmişliğini derinleştirirken bir yandan da kadın iradesi ve özgürlük mücadelesi hedef alınmaktadır. Yürütülen kirli savaşın bir parçası ve aracı olarak devletin güçleri tarafından kadınlara yönelik keyfiyetçi öldürme, cinsel şiddet ve işkence sistematik hale gelmiş, savaşın kadınlar üzerindeki etkisinin farkına varmanın aciliyeti giderek artmıştır.

'CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi yerine getirilmiyor'

Devreye konulan savaş neticesinde Suruç ve Ankara Barış Katliamında 38 olmak üzere toplam 65 sivil kadın kurşunların, roketatarların, bombaların hedefi olmuştur. Bizzat devlet güçleri tarafından açılan ateşle öldürülen kadınlara ilişkin cezasızlık politikası ise, bütüncül olarak kadın ölümlerinin standartlaşmasına ve olağanlaşmasına sebep olmakta, kadına karşı şiddetle mücadeleye ket vurmaktadır. Türkiye başta CEDAW (BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) ve İstanbul Sözleşmesi olmak üzere imzaladığı birçok sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemekte, dahası göz göre göre ihlal etmekte beis görmemektedir.Şimdiye kadar sivil katliamlara ilişkin yapılan resmi açıklamalarda, ölümler ya inkâr edilmiş ya da çatışma ve sakağa çıkma yasakları gerekçesiyle meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Faillerin tespitine ve yargılamasına dönük ise tek bir yasal işlem yapılmamıştır. Hukukun ve hakikatin ilkeleri altüst edilmiştir."


Siyasi, hukuki ve ahlaki bir sorumluluk gereği, devlet güçleri tarafından gerçekleştirilen başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sivil ölümlerinin engellemesi ve çatışmalı süreçte kadınların yaşadıkları hakikatin ortaya çıkarılması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını talep eden Gülser, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun yanıtlaması talebiyle sivil kadın ölümlerine ilişkin şunları sordu:

* Kadına yönelik şiddetle mücadele eden Bakanlık olarak, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur başka olmak üzere Kürt illerine öldürülen kadınlardan haberdar mısınız?

* Bakanlığınızın arşivinde Türkiye’deki çatışmalı ortamdan kaynaklı öldürülen sivil kadınlara ilişkin araştırma raporu var mıdır? Varsa elde edilen veriler, gerekli önlemlerin alınması için değerlendirilmekte midir? Böyle bir rapor yoksa bugüne dek neden hazırlanmamıştır?

* Kadın ölümlerine ilişkin istatistikleri nereden temin ediyorsunuz? Verilerinizin kaynağı nedir?

* Çok boyutlu sebepler ile tüm kadın ölümlerinin kayda düşmediği bilinmektedir. Sorumluluğunuz gereğince sivil kadın ölümlerine ilişkin hakikate ulaşabilmek amacıyla yaptığınız bir çalışma var mıdır?

* Çatışma koşullarında tırmanan kadın katliamlarını engellemek amacıyla eylem planınız nedir?

* Bugüne değin tarafınızca yaşanan savaş neticesinde öldürülen kadınlar ile ilgili yaptığınız tek bir resmi açıklama, kınama mevcut mudur?

* Savaş ve çatışma ortamı taciz, şiddet, göç, yoksulluk, ucuz iş gücü gibi kadın ezilmişliğini derinleştirmiş ve savaşın kadınlar üzerindeki etkisinin farkına varmanın aciliyeti giderek artmıştır. Savaşın kadınlar üzerinde yarattığı tahribatların onarılması amacıyla yaptığınız bir düzenleme bulunmakta mıdır? Böyle bir düzenlemeniz yok ise bunun zeminini neden oluşturmuyorsunuz?

(sy)