CHP'li kadın vekiller: Burada sivillerin zarar gördüğü bir savaş var
09:04
JINHA
AMED - CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, Türkiye'de 7 Haziran'dan sonra iktidar tarafından, umudun öldürülmeye, birlikte yaşam kültürünün vazgeçilebilir bir şey olduğunu ısrarla söylemeye çalışıldığını söyledi. Gamze Akkuş İlgezdi ise Sur'da gördüğü manzarayı anlatarak, "Sivil halka çok büyük zararı dokunur bir savaş yaşanıyor burada" dedi.
Sur'da yaşanan ablukayı yerinde görmek ve incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır'a CHP'li 6 kadın vekilden oluşan heyet, ziyaret sonrası ajansımıza açıklamalarda bulunarak gözlemlerini paylaştı. Heyet içerisinde yer alan CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Sur'da çok acı bir tabloyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Biz gezerken çatışma sesleri duyuluyordu. Dolayısıyla gün içerisinde bir hekim olarak aklıma şu geldi, ev ziyaretleri yaptığımda küçük çocukları gördüm, çocuklardaki travmanın derinliğini hissettim. Savaş yeri gibi bir yerde yaşamak o küçücük yüreklerinde beyinlerinde, nasıl algıladılar kim bilir ve yarınlarına nasıl taşıyacak çocuklar bunu bu acı bir tablo" dedi
'8-9 yaşında ölen çocuklar terörist değil!'
Basın özgürlüğünün sınırlandığı bir ülkede bilgiye rahat erişilemediğinden kaynaklı olarak, Diyarbakır'a gelerek buradaki halkla görüşmelerinin kendileri için daha iyi bir bilgi kaynağı oluşturduğunu söyleyen Gamze, "Özellikle sabah muhtarlarla yaptığımız toplantıda gördük ki 4 gündür cenazenin kalkmadığı yerler var, hala 6 tane cenazenin bir yerde bekletildiğini aktardı muhtarlar bize. Küçücük çocuklar, yaşlı anneler ölüyor, 8-9 yaşında ölen çocukların terörist olması mümkün değil. Sonuçta sivil halka çok büyük zararı dokunur bir savaş yaşanıyor burada" şeklinde konuştu.
'Diyarbakır ağlıyor'
Diyarbakır'a ilk girdiği andaki hissettiklerini aktaran Gamze, "Diyarbakır'a daha önceden de gelmiştim. Ama bu sefer uçaktan indiğim anda Diyarbakır'ın ağladığını hissettim, Diyarbakır öksüz ve yetim bırakılmış durumda. Bence tüm meclisteki vekillerin el ele verip bu yarayı sarması gerekiyor. Bu çok büyük sorumluluk gerektiriyor ve bu sorunu hep birlikte çözeceğimize inanıyorum. CHP olarak da biz kadınlar ikinci aşamada gelip sivil halkla buluşmayı bu nedenle istedik ve bunun devamı da gelecektir. Çözüm yeri meclistir. Herkesin elini taşın altına soktuğu ülkenin bu yarayı sarmak istemesiyle ilgilidir. Dolayısıyla biz ilerleyen süreçlerde buna hizmet eden adımlar atacağız. Dilerim barış ve özgürlük içinde yarınları hep birlikte kucaklarız" diye kaydetti.
'Kadın ve çocuklarını sesini duymak için geldik'
CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ise, çatışma ve savaş ortamında en eziyet çeken en zor koşulları göğüslemek zorunda kalan kadın ve çocukların seslerini duymak için geldiklerini ifade ederek, "Ağırlıklı olarak sivil kesimle birlikte olmak, kadınlara çocuklara ulaşmak istedik. Ev ziyaretleri gerçekleştirdik, sokağa çıkma yasağının olduğu yerdeki muhtarlarımızı dinledik, yasakların olmadığı ama fiili olarak adeta bir resmi yasak varmışçasına yaşam hakkı engellenen mahallenin muhtarlarını dinledik ve ailelere erişmeye çalıştık. Özellikle ev ziyaretleri bizim için amacına ulaşmış oldu. Küçük çocuklarla birebir temas kurmak onları dinlemek fırsatı da bulduk. Benim konuştuğum küçük arkadaşım okulunun yandığın ve bu sebepten okula gidemediği için çok üzgün olduğunu söyledi. Küçük çocuklardan Efe ise polis olmak istediğini ve okumak istediğini söyledi. 'Neden polis olmak istiyorsun' diye sorduğumuzda ise 'polislerinde iyi olabileceğini göstermek istiyorum' cevabını verdi. Bizi en etkileyen yanıtlardan biriydi" diye konuştu.
'Erişemediğimiz halde bizi bu kadar etkileyen ağır kaygılar oldu'
Suruç katliamıyla başlatılan şiddet sarmalının ardından araştırma yapmak için geldiklerinde aynı deneyimi yaşadığını anlatan Zeynep, "O zaman da bir esnaf 'Biz hiç kimsenin canının yanmasını istemiyoruz bu savaş bitsin barış istiyoruz' demişti. Katliamın ardından şiddetin son bulması için yaptığımız çağrı AKP ve MHP oylarıyla reddedilmişti. Eğer o gün bizim sesimiz çıkabilseydi sözümüz oylarla engellenmeseydi, bu komisyon kurulabilseydi, aradan geçen iki ziyaret arasında bu kadar şok etkisi yaratacak bir değişim bende burada kişisel olarak deneyimlememiş olacaktım. O zaman kolay değil üzüntülü bir zamandı ben yine tarumar olarak dönmüştüm. Ama şimdi artık kelimeler yetersiz. Üstelikte Sur'a girmeye çalıştık ama engel oldular çatışma var diye. Erişemediğimiz halde bu kadar bizi etkileyen bu kadar ağır bir kaygının endişenin, üzüntünün, acının, mağduriyetin olduğu bir alandan dönmek hakikaten tarifsiz bir zor dönüş olacak bizim için" şeklinde ifade etti.
'Çözüm toplumsal mutabakatla olacak'
"Biz yaşanan bu süreci yerinde görmek ve halkın kendi ağzından kendi sesinden okumak için geldik. Gördüğümüz manzara şu, 'nasılsınız' diye soruduğumuzda hiç kimse usulende olsa 'iyiyiz' diyemedi. Bizde o duygularla geldik" diyen CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, yaşanan savaş sürecine ilişkin çözüm yollarını büyütmek amacıyla geldiklerini belirtti. Nurhayat, "Barışın daha çok seslendirilmesi gerektiğini toplumun her kesiminin bölgesel veya ırk, mezhep, etnik köken, dil her neyse herhangi bir ayrım yapmadan her kesimin sadece insan olarak bu barışı daha çok haykırması gerektiğini düşünüyoruz. Ülkenin her yerinden geçmesi gerektiğini biliyoruz" dedi. Çözümün toplumsal mutabakatla olacağını söyleyen Nurhayat, "Bunu meclisteki çalışmalarımızla da sürdürüyoruz. Bu çalışmalara devam edeceğiz. Burada yaşanan sonuçlarla alakalı olarak meclise gelen önergeleri ayrım yapmadan destekliyoruz. Kendi partimizde burada yaşanan ölümlerle ilgili araştırma önergesi verdi. İnsani duygularla çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye kaydetti.
'Umudu öldürmeye çalışan iktidara karşı şunu söylüyoruz: umut var'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke ise Türkiye'nin sesini duyurmak için geldiklerini dile getirerek, "Bu sorunlar bütün Türkiye tarafından konuşuluyor, ve buna ortak çözüm üretme kaygısının duyuluyor olması gerektiğini düşünüyoruz. Burada kısıtlar varsa eğer bu kısıtların aşılması içinde buradayız. Basının özgür olmadığı bir yerde, siyasetin basının yerine ses duyurma yükümlülüğü olabiliyor" dedi. Birlikte yaşayan ve kaygıları ortak olan bir coğrafyada Kürt halkının sesini meclisten tüm Türkiye'ye duyuracaklarını söyleyen Selin, "Bir İzmir milletvekili olarak bu kaygının sadece doğunun olmadığını söylemek istiyorum. Türkiye 7 Haziran'dan sonra maalesef umudun öldürülmeye çalışıldığı, birlikte yaşam kültürünün vazgeçilebilir bir şey olduğunu ısrarla bize söylemeye çalışan bir iktidarla karşı karşıya. Bizde buna karşı şunu söylüyoruz, umut var, Türkiye bir arada yaşayan bir arada birbirinin sorunlarını önemseyen birlikte çözüm üreten bir ülkedir. CHP batıyla doğuyu bir araya getiren bir etkendir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
'Devletin görevi vatandaşlarının can güvenliğini sağlamaktır'
Selin, Taybet İnan'ın cenazesinin 7 gün sokakta bekletilmesine ilişkin konuşarak şunları söyledi: "Hukuk diyoruz. Hukuk derken şunu kastediyoruz. Bir devletin en önemli özelliği bütün vatandaşlarının can güvenliğini sağlamaktır. Koşullar ne olursa olsun. Nasıl bir şiddet ortamı olursa olsun, can güvenliğini sağlamaktır. Biz insan hakları ve bunları koruyacak bir hukuk derken bunu havada bir kavram olarak söylemiyoruz. O yüzden de bizzat gelip dinlemek ve söylemek istedik. Devlet bütün vatandaşlarının sağlıkla yaşadığı, yaşam haklarının tehdit edilmediği ve temel ihtiyaçlarına erişebildiği bir düzeni sağlamakla yükümlüdür. Biz hukuk derken de özgürlük derken de demokrasi derken de bunu kastediyoruz. Biz bu kaygıları bir çözümle umuda dönüştürülebilmesi içinde somut bir adım atmaya geldik."
(dk-rt/fk)