'Gelecek yüzyılda Kürt halkının statüsü olacak'
14:03
JINHA
AMED - DTK Genel Kurulu'nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hendek ve barikatların Ankara'nın çözümsüzlük ve katliam politikaları sonucunda ortaya çıktığını belirterek, her birey gibi Kürt halkının kendini yönetme hakkı olduğuna dikkat çekti. Selahattin, müzakere masasının devrildiğini ve öz yönetimin öz'ünün bile getirilmediğini belirterek, "Kürtler artık kendi coğrafyasında siyasi irade olacaktır. Kürdistan Ortadoğu'nun orta yerinde bir güneş gibi ışıldıyorsa dostlarımız, et ve tırnağız diyenler bundan mutluluk duymamalı. Güç verilmeli, omuz omuza olunmalı. Gelecek yüzyılda Kürdistan statüsü olacak, belki federal devletleri belki bağımsız devletleri olacak" dedi.
DTK'nın Olağanüstü Genel Kurulu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın konuşmasıyla devam etti. Selahattin, HDP'nin kurulduğu ilk günden bu yana öz yönetim hakkını kabul ederek, tüm halklar için meşru bir talep olarak gördüklerini söyledi. Seçim beyannamesinde de öz yönetimin önemli bir parça oluşturduğunu belirten Selahattin, "Barikat ve hendek sonucunda öz yönetim talebi oluştu" tartışmalarının yanlış olduğunu söyledi. Selahattin, "Barikat ve hendek öz yönetim istendiği için değil Ankara'da katliam kararlarına karşı yapıldı. Yoksa öz yönetim yeni bir talep değildir. Yüz yıllardır halkların istediği ve var olan bir taleptir" dedi. Ne yaşayacağına, ne yapacağına bir bireyin bile başkaları tarafından karar verilmesine isyan edeceğini vurgulayan Selahattin, 40 milyonluk Kürt halkının buna müsaade etmesinin de asla mümkün olmayacağını ifade etti.
Selahattin Demirtaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Köleler bunlara isyan etmiştir. Bir kişi bile bunu kabul etmezse Ortadoğu'nun en kadim halkı bunu nasıl kabul edecek? Bir tek genç bile bunu kabul etmez. Kürtçe Ortadoğu'da en çok kullanılan dillerden biri. Tek bir birey bile başkasının kendini yönetmesine izin vermezken böyle bir halk niye kabul etsin. Bugün yaşadığımız bu tarihsel kırılmanın sonuçlarıdır. Öz yönetim insanın onuruyla ilgili bir konudur. Köle gibi mi yoksa insan onuruyla mı yaşayacaksınız. Öz yönetim küçümsenemez, katliama karşı hendekteki, barikattaki duruş ve kavrayıştır. Bunu aklından bile geçirenleri yok edeceğim diyenlere hendek barikat çok değil. Ne yapacaklardı peki? Siyasetle çözelim desinler amenna. Masaya öz yönetimin öz'ünü bile getirmedirler. Zurnanın zırt dediği yerde dile getirdik. Dolmabahçe'de bunu dile getirdik işte orada kıyamet koptu. Dolmabahçe mutabakatını Sayın Öcalan, iğneyle kuyu kazar gibi sabırla o aşamaya getirdi. 16 yıldır küçük bir radyosu ve 3 kitabıyla bütün Ortadoğu dengelerini sizden iyi okuyan ve bunun alt yapısını, direnişini oluşturan bir lider karşısında hepiniz küçüldünüz. Bunların hepsini kendisi İmralı'da söyledi. Bunları gidin Ankara'da iyi anlatın diye heyetlerimize altını çize çize söylemiştir. Tarihi bir müzakere yapıyoruz bunu anlatın demiştir.
'Türkiye halklarıyla tarihimizi belirlemek istiyoruz'
Bir kez daha tarih tekerrür etsin istemiyoruz, Türkiye halklarıyla tarihimizi belirlemek istiyoruz. Diğer halklarında eşitliğini esas alacak bir çözüm geliştirelim demişti. Bugün hendekleri küçümseyenler 30'tdan fazla İmralı'da ziyaretimiz oldu. 2 buçuk yıl bizim yapmadığımız şey kalmadı. Ne oldu sonunda bizi barajın altında bırakmak için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Bombalar, katliamlar, tutuklamalar yaptılar. Siyasetçilerimizi yok saydılar, hor gördüler. Buna rağmen o zor koşullarda AKP'yi iktidardan düşürmeyi başardık. Ankara'da görüşmeye açık bir hükümet var da biz bunu değerlendirmiyoruz hendek kazdık sanıyorlar. Yok böyle bir şey. Biz yaşanan ölümlerden, kentlerin tarihinin yok olmasından en fazla biz sorumluyuz siyasetçiler olarak. Biz bunlardan memnun muyuz? Bizim eksikliğimiz, mahcubiyetimiz Ankara'ya karşı değil halkımıza, direnenlere karşıdır. Varsa eksikliğimiz onlara karşıdır.
'Öz yönetimi tartışmak günah mı'
Türkiye'de yönetim modeli tartışmak günah mıdır ya? Kuran'ı Kerim'i tartıştırıyorlar ama darbeci bir generalin kitabını tartışamıyorsunuz. Modelle ilgili herkesin bir fikri olabilir onlar da Başkanlık diyorlar ama biz asla özerkliği biz tartıştırmayız diyorlar. Kürtlerle ilgili herkes Kürtler dışında herkes söz söyleme hakkına sahip, bir tek biz konuşamıyoruz. Biz konuşmak istediğimizde hayır sizi pişman ederiz diyorlar. Herkes Kürt halkının statüsünü konuşabiliyor ama halkın kendisini konuşamıyor.
'Bu direniş zaferle sonuçlanacak'
Kürt gençleri bu bilinçle bu yaşananlarla yola çıkıyorlar. Zerrece Ankara'da konuşma umudu kalmadığı için, masayı devirip yerine tank koyduğu için isyan ediyor insanlar. Madem hasta ameliyat masasına yatırıldı, defalarca denedik ilaç verdik olmadı. Bu direniş zaferle sonuçlanacak, herkes halkın iradesine saygı duyacak. Bizler çocuklarımıza sorun bırakma utancını bırakmak istemiyoruz. 10 yıl 50 yıl sonra analarımız hala cenaze alıyorsa o çocuklar bize lanet okursa haklıdırlar. Gün bugündür. Devletin tankları, topları, orduları var doğru bizim kararlılığımız, haklılığımız, meşruiyetimiz var. Halkın ittifakı, iradesi silahtan daha güçlüdür. Bu kağıttan kaplanların ucuz kahramanlıklarını sonu gelmiştir.
'Kürdistan bir güneş gibi parlıyor'
Zor, güç, silah zeminine dayanıyorlar. İki temel konu var. Kürtlerin statüsü ve idari yönetimle ilgili. Bu ikisi özerklikle ilgilidir. Nasıl bir yönetim inşa edebiliriz bunları hatırlatmak ve dünyaya hatırlatmak için bu toplantı çok önemli olacaktır. Kürtler artık kendi coğrafyasında siyasi irade olacaktır. Kürdistan Ortadoğu'nun orta yerinde bir güneş gibi ışıldıyorsa dostlarımız, et ve tırnağız diyenler bundan mutluluk duymamalı. Güç verilmeli, omuz omuza olunmalı. Gelecek yüzyılda Kürdistan statüsü olacakr. Belki federal devletleri belki bağımsız devletleri olacak. Bedeli ağır olacak diye onurumuzu mu yitireceğiz. Bazılarının mezar taşı, cenazesi yok. Neyse bedeli biz ödemek için göze alacağız. Bundan başka yolu yok olsa biz ona her zaman açığız. Çok ciddi girişimlerde bulunduk diyalog için ama reddedildi çünkü infaz kararı verilmişti. Ortadoğu dengeleri içinde Kürt gücünün doğmasını istemiyorlar."
Sırrı Süreyya Önder: Öcalan'ın en nefret ettiği şey ciddiyetsizliktir
Selahattin'in ardından İmralı Heyeti Üyesi ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Türklerin Kürt halkıyla bir araya geldiği tarihi anlattı. Sırrı, büyük kararlar verme aşamasına gelindiğini belirterek, "Çakma muhatapları yaratma peşindeler. Ne zamanki tercihleri değişir. Ama televizyonlarda bazı kişiler var bunlar çıkmışsa bilin ki çözüm düşünceleri yoktur. Kürt coğrafyasında Kürdistan'da zindan tanımayan bir insan yoktur. Sayın Öcalan'a diyorlardı ki en tepki duyduğu şey ne diye bu kadar 2 buçuk sene görüştünüz izleniminiz ne diye sorarsanız vereceğim cevap şudur ciddiyetsizlik. Sayın Öcalan'ı ihanetten bile daha fazla kızdıran şey nedir derseniz ciddiyetsizliktir. Sayın Başkan her defasında öfkeyle kalktığında diyordu ki gerekeni yapmamışlar. Her defasında PKK elindeki mahkumları bıraksın siz de hasta tutsakları bırakılsın dendi ama onlarca cenaze çıktı cezaevinden işte ciddiyetsizlik budur. Sayın Öcalan 4 metrekare hücreden IŞİD'i kimin neyi yapacağını, saniye saniye, koordinat koordinat söyledi" diye konuştu.
Genel Kurul öğle arasının ardından tartışmalarla basına kapalı şekilde devam edecek.
(gc-tt/fk)