31 Aralık'ta Sur ve Şırnak'a büyük yürüyüş var

11:08

JINHA

AMED - Kürdistan'da devam eden 'sokağa çıkma yasakları', sıkıyönetim saldırıları ve Kürtlere karşı 'Çökertem Planı' adı altında uygulamaya konan savaş yöntemlerine karşı 31 Aralık'ta HDP, DBP, DTK ve HDK eşbaşkanları ile KJA üyeleri, akademisyen, aydın, yazar ve kadın örgütleri temsilcileri, Sur ve Şırnak'a yürecek.

Kürdistan'da AKP eliyle uygulamaya konulan katliam politikalarına karşı, 31 Aralık yeni yıl gününde Diyarbakır'da bir araya gelecek olan seçilmişler ile aydın, yazar, akademisyen ve sivil toplum örgütü temsilcileri Sur'a yürüyecek. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde toplanacak olan aralarında Demokratik Toplum Kongresi(DTK) eşbaşkanları Selma Irmak ile Hatip Dicle, Demokratik Bölgeler Partisi(DBP) eşbaşkanları Emine Ayna ile Kamuran Yüksek, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) eşsözcüleri Sebahat Tuncel ile Ertuğrul Kürkçü, Halkların Demokratik Patisi (HDP) eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Kongreya Jinên Azad (KJA) Sözcüsü Ayla Akat Ata'nında bulunduğu kitle Şeyh Sait Meydanı'na yürüyerek, ablukayı kıracak. Ardından ise seçilmişler Şırnak'a hareket edecek.

Konuya ilişkin ilgili siyasi parti ve örgütlerden yapılan çağrı şöyle: AKP Hükümetinin kirli planları ve katliam uygulamalarının tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıktığı bir süreci yaşamaktayız.

Tamamıyla katliam ve yok etme planlarının kurulduğu, adına da "Çökertme" planı dedikleri politikaları daha 2014 yılında hazırlayıp, karara bağlandığı ortaya çıkmıştır. Dikkat edilirse o tarihten itibaren katliam ve saldırı planları sistemli bir biçimde devreye konularak Amed, Suruç, Ankara'da katliamlar yapılmış; yine 400 civarında parti binasına, halkımızın ev ve iş yerlerine saldırılar düzenlenmiştir.

Gerçekleştirilen topyekun savaş ve katliam girişimlerine karşı halkımız Kürdistan'ın birçok il ve ilçesinde özyönetimlerini ilan ederek meşru savunma direnişlerini geliştirmiştir. Bunun karşısında AKP Devleti tüm ordu ve özel savaş kuvvetleriyle saldırılarını yoğunlaştırmıştır.

Cizre, Silopi, Kerboran, Nusaybin, Derik, Yüksekova ve Sur'da on binlerce ordu gücü, özel kuvvetleri ile (tank, top ve her türlü geliştirilmiş savaş tekniğiyle ) halkımız kuşatılma altına alınarak bombalanmaktadır.

Bu saldırılarda ortaya çıkan vahşet, hiçbir savaşta görülmediği gibi İŞİD gibi çeteci örgütün uygulamalarını da geride bırakmıştır.

Ağır bombardıman silahlarıyla evler, mahalleler, camiler, tarihi mekanlar yerle bir edilmektedir. Bunun yanında tüm insani değerler ayaklar altına alınmaktadır. Saraya bağlı özel harekatçılar ve askerler kadın, çocuk, bebek, yaşlı demeden onlarca sivil insanımızı acımasızca katletmiş, cenazelerin alınmasına dahi izin verilmemiştir. 60 yaşındaki ananın Silopi'de bir hafta boyunca tüm dünyanın gözü önünde cenazesi sokak ortasında bırakılarak, keskin nişancılar tarafından alınması engellenmiş ve bu kentlerde halen onlarca sivile ait cenaze aynı muameleye tabii tutulmuştur. Üç aylık Miray İnce adlı bebek ve dedesi Ramazan İnce, Cizre'de devletin özel harekât birliklerince katledildiler. Miray bebek ve dedisi polise haber verilmesine rağmen beyaz bayrakla hastaneye giderken, dedesinin kucağında, özel harekat timleri tarafından vurulmuşlardır.

Saldırılarda şimdiye kadar onlarca Kürt bebeği, dedesi, nenesi, kadını ve genci katledildi. Bu savaşta tamamıyla bir soykırım politikası uygulanmaktadır.

Bir halkın sadece canına, malına kast edilmemektedir. Onuruna maddi ve manevi değerlerine saldırılmaktadır. Yerleşim yerleri, kentler yerle bir edilerek halkımız göçe zorlamaktadır. Tarihi mekanlarımızı yıkarak geçmişimizden koparılmakta; çocuklarımız, gençlerimiz katledilerek geleceğimiz karartılmaktadır. Kadınlar vurularak yaşamımız hedef alınmaktadır. Cenazelerimiz ortada bırakılmaktadır. Mezarlarımız, ibadet mekanlarımız tahrip edilerek maneviyatımıza saldırılmaktadır.

Tüm bu saldırılara karşı halkımız, birçok yerde özyönetimlerini ilan ederek görkemli bir direniş sergilemektedir.

Şu çok iyi bilinmelidir ki; bu saldırı ve savaş konsepti sadece Kürt halkına karşı değil, tüm Türkiye halklarına ve insanlığa karşı yürütülmektedir. Bu nedenle başta Kürdistan halkı olmak üzere tüm Türkiye halkları, devrimci demokrat çevreler; ben insanım diyen herkes ayağa kalkmalı, direnişin yanında yer almalıdır. Tüm çevrelere, daha büyük katliamlar yaşanmadan süresiz acil eylem çağrısında bulunuyoruz.

31 Aralık (Perşembe günü) Saat 10:00'da başta Sur, Kerboran, Cizre ve Silopi'deki abluka ve saldırılara karşı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde toplanarak; önce Sur'a ardından da Şırnak'a doğru yürüyüş düzenlenecektir.

Yürüyüşe DTK, DBP, HDP Eşbaşkanları ile HDK Eşözcüleri, KJA, Sivil Toplum Örgütü temsilcileri, Aydınlar, Belediye Eşbaşkanları, Akademisyenler ve sanatçılarda katılacaktır.

Tüm Kürdistan ve Türkiye halklarını bu yürüyüşe katılarak güç vermeye davet ediyoruz…"

(fk)