JINHA

ANKARA - HDP Şırnak milletvekili Leyla Birlik, sokağa çıkma yasaklarında kolluk kuvvetleri tarafından katledilen yurttaşların cenazelerinin defnedilmesinin engellenmesini meclise taşıdı. Leyla önergede, ölü bedenlere yapılan işkence için, "Definlerin engellenerek ölü bedenlere yapılan işkence üzerinden toplum cezalandırılmak mı istenmektedir?" diye sordu.

HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, sokağa çıkma yasaklarında kolluk kuvvetleri tarafından katledilen yurttaşların cenazelerinin defnedilmesinin engellenmesi ve morgda bekletilmesine ilişkin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Leyla, "Şu an Cizre'de ve Silopi'de yaşamını yitiren aralarında üç aylık Miray bebeğinde bulunduğu 15 kişinin cenazesi günlerdir altı kişilik morgu bulunan Şırnak Devlet Hastanesinde uygun olmayan koşullarda bekletilmektedir. Annesinin karnında öldürülen bebeğin ve üç aylık Miray bebeğin cenazeleri yer olmadığı için morgdaki diğer cenazelerin yanında bekletilmektedir. Diğer yedi cenaze ise hastanenin yemekhanesine ait soğuk hava deposunda bekletilmektedir. Bu depo eksi derecede soğutma kapasitesine sahip olmadığı için burada bulunan cenazeler çürümeye başlamıştır" dedi.

Durumun bölgede uygulanan savaş politikalarının korkunç ve kabul edilemez bir noktaya geldiğinin göstergesi olduğunu belirten Leyla, ölü bedenlerin defnedilmesinin engellenmesini ölü bedene işkence söyledi. Toplumun bu şekilde cezalandırılmaya çalışıldığının altını çizen Leyla, dünyanın hiç bir hukuk sisteminde, ahlaki, vicdani, felsefi görüşünde ve İslam'ın şeri hükümlerinde böyle bir uygulamanın kabul edilemeyeceğini vurgulayarak şu soruları yöneltti:

* Cenazelerin,çürümemesi için sivil toplum örgütleri tarafından temin edilen eksi dereceli konteynıra taşınması neden engellenmektedir?

*Cenazelerin eksi dereceli konteynıra nakledilmesine izin verilmemesinin amacı nedir? Definlerin engellenerek ölü bedenlere yapılan işkence üzerinden toplum cezalandırılmak mı istenmektedir?

* Uluslararası İnsancıl Hukuk kapsamında olan BM Cenevre sözleşmelerinin 15,16 ve 17 maddeleri, savaşta bile "öldürülen düşman unsurların cesetlerine sahip çıkılmasını; kimliklerinin ve ölüm nedenlerinin titizlikle saptanmasını ve karşı tarafa bildirilmesini cenazelerin insan onuruna yakışır, öldürülenlerin dini inancına uygun ve savaş bitince çıkarılıp ailelerine teslim edilmesini sağlayarak gömülmesini" şart koşuyorken Silopi ve Cizre'de ölülerin defnedilmesinin engellenmesinin yasal gerekçesi nedir?

* Silopi ve Cizre'de cenazelerin uygun olmayan koşullarda çürümeye terk edilmesi, ailelerine defin edilmek üzere teslim edilmemesini hukuk devleti bağlamında nasıl açıklamaktasınız?

* Hiçbir siyasi konjonktür, uluslararası hukuk ve insanlık vicdanı, çatışma ve savaş şartları, cenazelerin ailelerine teslim edilmeyerek defnedilmelerinin geciktirilmesine gerekçe gösterilemezken cenazelerin ailelere teslim edilmemesinin ahlaki, insani ve vicdani açıklaması nedir? Bu uygulama yürüttüğünüz yeni savaş konseptinin bir parçası mıdır?

* Kendisine iman etmeyenlerin bile cenazeleri geçerken ayağa kalkarak saygı gösteren, düşmanının cenazesine bile saygısızlık yapılmasını hoş görmeyen bir peygambere inanan İslam inancının mensubu olarak; cenazelerin ailelerine teslim edilmemesini, defin işlemlerinin gerçekleştirilmesine izin verilmemesini ve cenazelerin uygun olmayan koşullarda çürümeye bırakılmasını İslami değerler açısından nasıl açıklamaktasınız?

* Tüm dini ve kadim inançların ortak değerleri arasında yer alan ölüye saygının ilk ve en temel ilkesi olan cenazenin bir ritüel içinde defin edilmesi hakkının hem cenazeye hem de cenaze sahiplerine tanınmamasının nedeni nedir?

* Ölü bedenlerin definlerinin engellenerek çürümesiyle birlikte maddi ve manevi bütünlüklerinin bozulması ölüye ve topluma işkence değil midir?"

(he/fk)