Selma Gürkan: Kürtler kaybederse, herkes kaybeder

09:08

Tekoşin Tekin/JINHA

AMED - Kürt halkının özgürlük talebinin ezilmesinin Türkiye halklarının demokrasi talebinin ezilmesi anlamına geleceğine işaret eden Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, 'Özyönetim Deklarasyonu'nun halkların sahiplenmesi gerektiğini söyledi. Selma,"Türkiye'de gericiliğe karşı bu taleplerin kabul edilmesi için sadece sahiplenmek ve desteklemek yetmiyor, aynı zaman da Kürt halkı ile birlikte mücadele etmek gerekiyor" dedi.

Kürdistan'da süren özyönetim direnişleri ve DTK'nin 'Özyönetimlerle İlgili Siyasi Çözüm Deklarasyonu'nu değerlendiren Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, hendeklere sıkıştırılmış bir algı ile AKP'nin Kürtlerin özyönetim talebini boğmaya çalıştığını söyledi. AKP'nin bu gün uygulamaya koyduğu topyekun savaşın planının 'Çöktürme' planında ortaya çıktığı gibi 2013-2014 tarihlerinde alınan kararla verildiğine işaret eden Selma, "Türkiye kamuoyu üzerindeki bu kara propagandanın giderilerek biran önce bu meselenin esas olarak Kürt halkının kendini yönetme talebi Kürt halkının siyasi statüsü yani çözümün dayanakları olabilecek taleplerin olduğunu vurgulamak gerekir" diye konuştu.

'Kürt halkı ile birlikte mücadele etmek gerekiyor'

Kürt siyasal hareketin ortaya koyduğu iradenin önemli olduğunu söyleyen Selma, hükümetin yarattığı savaş atmosferinde Kürt halkının taleplerinin görünmez kılınmak istenildiğini söyledi. Selma, "Şunu biliyoruz ki Kürt halkının kimlik, dil, siyasal statü ve kendini yönete bilme isteği çözümün dayanakları olabilecek taleplerdir. Türkiye'nin demokratikleşmesi içinde önemli taleplerdir. Kürt sorunu çözümü kapsamında buradan çıkacak irade özerklik bağımsızlık olabilir federatif yapılandırma olabilir. Bu kararlar Kürt halkının kendi vereceği bir karardır. Bugün burada ortaya konulan karar Türkiye'de bütün halklarla ortak bir geleceğin inşası edilmesi ancak eşit yurttaşlık temelinde geleceğin inşa edilmesi yönünde oldu. Bu talepleri sahiplenme ve ortak geleceğimizi birlikte kurmak için hem Kürt halkının taleplerini sahiplenme hem de Türkiye gericiliğine karşı bu taleplerin kabul edilmesi için sadece sahiplenmek ve desteklemek yetmiyor, aynı zaman da Kürt halkı ile birlikte mücadele etmek gerekiyor" diye konuştu.

'Kürtlere açılmış savaş aslında tüm topluma açıldı'

"Bu savaş Kürt halkına açılmış bir savaş ancak, sadece Kürt halkına açılmış bir savaş değildir, bu savaş aynı zamanda demokrasi mücadelesine açılmış bir savaş" diyen Selma, "Hükümetin safında yer almış muhalif ya da muhalif olmayan sermaye medyası savaş politikalarının etrafında birleşip hükümetin kara propagandasının sözcülüğünü yapmakta. Bu kara propagandanın batıda etkisi çok fazla ancak bu artık bugün olanlardan haberimiz olmuyor anlamına gelmiyor. Çocuk ölümlerinden, kadın ölümlerinden ve sivil katliamlardan geçtiğini biliyoruz. Bu savaşların sonuçlarını kimler yaşıyorsa bu savaşın onlara karşı açıldığı da çok açık. Bugün yaşanan katliamı hem insanlık adına görmek duymak ve katliama karşı mücadele etmek zorundayız. Aynı zamanda ortak geleceğimizi inşa edeceksek hep birlikte bu ortak geleceğimizin inşası için bu katliama dur demek siyasal sorumluluğumuz" diye konuştu.

' Kürt halkının taleplerini sahiplenmek demokrasi için mücadele etmek demektir'

Kürt halkının özgürlük ve demokrasi talebi ezilirse bütün Türkiye halkının özgürlük ve demokrasi talebinin ezilmesi anlamına geleceğin söyleyen Selma şunları belirtti: "Memleketin bir yerinde demokrasi olacak bir yerinde baskı ve zulüm olacak bu kabul edilemez. Bugün Kürt halkına baskı, zulüm ve katliam varsa şunu açık bir şekilde diyebiliriz. Eğer biz somada iş cinayetlerine karşı sesimizi çıkartıyorsak yarın yeni bir katliamdan geçebiliriz, eğer bugün Karadeniz'de doğamızı savunuyorsak yarın yeni katliamlarla karşılaşabiliriz. Bugün Kürt halkının yanında olmak Kürt halkının taleplerini sahiplenmek ve bunlar için mücadele etmek demokrasi için mücadele etmek demektir. Mücadelenin dinamikleri geliştiğinde Kürt halkının sesi batıyla birleşecektir."

(fk)