Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri hakkında suç duyurusu
14:43
JINHA
ANKARA - HDP, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin açıklanmasının engellenmesi, hakaret, suç işlemeye tahrik" suçlamalarıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile çok sayıda hükümet yetkilisi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş hakkında, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama", "siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi", "inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin açıklanmasının engellenmesi", "hakaret", "suç işlemeye tahrik" suçlarını işledikleri gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu metninde, HDP ve mensuplarını hedef alan, kriminalize eden, kutuplaştıran ve suça teşvik eden söylemleri ciddi bir boyut kazandığı ifade edilerek, "Halkların Demokratik Partisi'ne, parti Eş Başkanları başta olmak üzere yöneticilerine ve seçilmişlerine 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde oy veren seçmenlere yönelik açık bir linç kampanyası başlatılmıştır" denildi.
128 HDP binasına saldırı olduğu, Ankara'daki genel merkez binasının içerisinde parti çalışanları varken yakıldığı hatırlatılan suç duyurusunda, Diyarbakır'daki HDP mitingine yapılan bombalı saldırılar, Suruç katliamı ve Ankara Tren Garı Katliamı ile temmuz ayından bu yana yaklaşık 360 sivilin çatışma ve saldırılarda hayatını kaybetti kaydedildi.
Açıklamada, "Özellikle son iki haftalık süreçte müvekkil partinin eş başkanları başta olmak üzere parti temsilcileri ve parti aynı tip gazete manşetleri ile adeta hedef olarak gösterilmektedir. Bu anlamda maalesef başta Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan olmak üzere, Başbakan Davutoğlu ve AKP Hükümeti sözcülerinin ve Hükümet yetkililerinin kullandığı tehditkar üslup, tarz yargı ve basın özgürlüğü üzerinde telafisi zor yaralar açmaktadır" denildi.
Suç duyurusunda, şikayetçi olunanlar hakkında kamu davası açılması ve şüphelilerin cezalandırılması talep edilerek, şu ifadelere yer verildi: "Müvekkil parti ve parti yöneticileri tüzük ve programları gereği partilerinin perspektifine uygun bir şekilde faaliyet yürütmektedirler. Bu kapsamda yasal bir partinin yasal faaliyetlerine bu şekilde bir karalama siyaseti yürütmenin kendisi yasa dışı bir uygulamadır. Bu açıklamaların tamamı bu zamana kadar müvekkil partiye yönelik gerçekleşen saldırılarda zemin oluşturmuştur. Bu anlamıyla yapılan bu açıklamalar toplumsal düzeni bozacak ve suç işlemeye tahrik oluşturan açıklamalardır."
Neler dediler?
Suç duyurusunda adı geçen kişilerin son dönemde yaptıkları açıklamaların delil olarak gösterildiği suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Malum eşbaşkan hafta sonu Rusya ziyareti sonrasında kulaklarına üflenen suflelerin de etkisiyle olsa gerek birtakım hezeyanlar ifade etmiştir. Bu eşbaşkanın yaptığı açık ve net olarak bir provokasyondur, ihanettir. Türkiye üzerinde operasyon yapmak, ameliyat yapmak isteyen herkes boyunun ölçüsünü almıştır ve bunlar da alacaktır... Ne örgüt ne de onun kuklası olanlar kendilerini bekleyen akıbetten kurtulamayacaklardır."
Başbakan Ahmet Davutoğlu: "TBMM üyesi olan HDP eş başkanının Rusya'da 'Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesi yanlıştı' demesi tam bir rezalet ve tam bir ihanettir. Moskova'da onlarla yan yana gelip Türkiye'yi eleştirmek sadece bu ülkeye ihanet değil insanlığa da ihanettir."
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın: "Terör örgütünün cinayetlerini aklamaya çalışanların abesle iştigal ettikleri ortadadır. Türkiye karşıtlığını siyaset yapmak zannedenler başka ülkelerin piyonu oldukları ifade etmektedirler. Örgüt önüne gelene hizmet eden bir taşeron haline geldi. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez."
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan: "HDP yönetiminin ayrılıkçı, ırkçı, şiddet yanlısı bir dile savrulması, demokrasimize ve birliğimize karşı meydan okumadı. PKK'nın 80'li yıllardaki ayrılıkçı tezlerini hortlatmak, bölücü bir dil kullanmak, şiddeti savunmak büyük bir yanılgıdır. Terörün avukatlığına soyunanlar şiddeti körüklüyorlar. Yüzde 10 oyu Kandil'e ciro edenler seçmenlerine ihanet ederler."
(sy/fk)