'Ortadoğu'da yeni bir yaşamın öncüsü kadınlar olacak'

09:05

Tekoşîn Tekîn/JINHA

AMED - Kadınların direnişinin Ortadoğu'nun geleceğini belirleyeceğini kaydeden HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, "Erkek egemen sistemin en temel sloganı önce kadınları vurun. Bizimde sloganımız önce kadınları yaşatın, kadın dayanışmasını güçlendirin olmalı. Sadece Kürdistan'da değil bütün Ortadoğu ve dünyada başka bir yaşam istiyoruz ve bunun dayanışmayla mümkün olabileceğini insanların kendi dili, kimliği, cinsiyeti ve kültürüyle bu toplumda demokratik bir sistemi kurabileceğine inanıyoruz" dedi.

HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, Ortadoğu'da 2016'yla yılıyla birlikte yükselen direnişleri ve sonuçlarını değerlendirdi. Savaş ve yıkımlarla halkların idaresinin kırılmaya çalışıldığı coğrafyada geleceği belirleyecek olanların halklar ve kadınlar olduğunu belirten Sebahat özellikle kadınların mücadelesinin önemli olduğunu söyledi. Savaşta en çok mağdur edilenlerin kadınlar olduğunu kaydeden Sebahat, "Bunlardan birincisi aile içi şiddet ikincisi ise savaş sürecinde kadınların yaşadığı sorunlar. Erkek egemen kadın bedeni savaş alanı olarak değerlendiriliyor. Ortadoğu'da kadınların savaş ganimeti olarak ele alındığına tanıklık ediyoruz, kadınlar ve çocuklar yaşanan savaşın en fazla mağdur olanları arasında" dedi.

'Yaşanan savaşların arkasında kadın direnişi var'

Kadınların direnmek ve başarmak için daha çok nedeni olduğunu kaydeden Sebahat, "Şengal, Suriye ve Kürdistan'da kadınların yaşadıkları durumlar sözle ifade edilemeyecek kadar korkunç. Bunlarla beraber bir kadın direnişi de var. Bugün Rojava devriminde ve kuzey Kürdistan'da öncülük eden kadınlar aynı zamanda eril erkek sistemin hedefi oluyor. Türkiye kadın hareketi savaş politikalarına karşı kamuoyunu duyarlığa çağırma hem Türkiye kamuoyunda eylem ve etkinlikler yapıyor. Birlikte yaşama umudunu yaşatmak açısından çok önemli, çünkü yaşanan savaş ve çatışma duyguda aslında birlikte yaşamı giderek zayıfladığı bir dönemi de beraberinde getirdi" diye konuştu.

'Savaşın meşrulaştırılmasına dair politikalar yürütülüyor'

Batıda Kürtlere karşı savaşın meşrulaştırıldığına dair politikaların hayat bulduğunu belirten Sebahat, "Aslında Kürtler kendisini yalnız hissediyor. Türkiye'de ki yaşanan sessizlik devletin bilinçli olarak Kürt halkının sesini boğmaya Türkiye etrafında duyulmamaya yönelik politikası batıda hayat buluyor. Kürtlerin ne istediği değil, Kürtlere karşı savaşın nasıl meşrulaştırıldığına dair politikalar yürütülüyor. AKP aslında toplumun bu taleplerini görüyor Kütlerin siyasal talepleri yerine hendek ve barikat tartışmasına indirerek gerçeği gizlemeye çalışıyor" diye kaydetti.

'Devletin faşizan politikalarına karşı barış ve çözümden yanayız'

Kürt sorunun hendek ve barikatlar olmadığını, meselenin halkın kendi geleceğini belirleme ve halkın statü taleplerine cevap alması gerektiğini söyleyen Sebahat, "Bugün barikatların arkasında direnen kadınlar özyönetim gücü için önemli bir iradeyi temsil ediyor. Yeni söylenilen şeyler değil yıllardır deklere ettiğimiz şeyler bir kez daha Türkiye halklarına ve hükümete hatırlatmak istiyoruz. Devletin faşizan politikalarına karşı barış ve çözümden yanayız. Bu barış benim dilimi, kültürümü ve hakkımı kapsamak durumunda. Bu rejim değişmeli AKP'nin tek adam sistemine göre değil aksine Türkiye'nin çok kimlikli yapısına göre yeniden kurulmalı. Anayasa bu defa Kürtsüz olmamalı. Bu anayasa direnişin yansıması olarak ortaya çıkacak" dedi.

'Ortadoğu ve dünya kadınları gelin bu yaşamı birlikte inşa edelim'

Erkek egemen sisteminin kadınları öldürerek toplumun cezalandırıldığını söyleyen Sebahat şunları söyledi: "Erkek egemen sistemin en temel sloganı önce kadınları vurun. Bizimde sloganımız önce kadınları yaşatın, kadın dayanışmasını güçlendirin olmalı. Sadece Ortadoğu'da değil Kürdistan'da değil bütün Ortadoğu ve dünyada başka bir yaşam istiyoruz ve bunun dayanışmayla mümkün olabileceğini insanların kendi dili, kimliği, cinsiyeti ve kültürüyle bu toplumda demokratik bir sistemi kurabileceğe inanan insanlarız. Türkiye kadın hareketine şöyle bir çağrıda bulunmuyoruz. Ortadoğu ve dünya kadınları gelin sesimize ses verin değil, gelin bu yaşamı birlikte inşa edelim diyoruz. Hayatı ve yaşamı birlikte kuracaksak mücadeleyi de birlikte verme durumundayız."

(fk)