Feleknas Uca: Türkiye AİHM'in kararına uymazsa üyeliği düşebilir

09:19

Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - Cizre ve Sur'da devam eden sıkıyönetim uygulamalarıyla birlikte bölgede yaşanan katliamlara ilişkin avukatlar tarafından AİHM'e yapılan suç duyurusuna ilişkin konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, Avrupa Konseyinin Türkiye'nin üyeliğini askıya alabileceğine dikkat çekerek, üyeliğin askıya alınmasıyla birlikte Türkiye'nin üyelikten de düşürülebileceğinin altını çizdi.

Kürdistan'da yaşanan ablukaya ve katliamlara dikkat çekmek için avukatlar Avrupa İnsan Hakları (AİHM)'e suç duyurusunda bulundu. Türkiye'nin 7 gün içerisinde savunmasını isteyen AİHM'in vereceği karar tüm halklar tarafından bekleniyor. Savaş suçu işleyen Türkiye'nin vereceği savunma ise merak konusu oldu. Kürdistan'da uygulanan yasakların usulsüz bir şekilde yürümesini, katliamları, göçü ve talanı bir bütünen ele alan avukatlar sürecin hızlanması adına çalışmalarını sürdürüyor. AİHM'in kararını değerlendiren HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, 7 Haziran tarihiyle birlikte Kürt halkına karşı topyekûn bir savaş başlatıldığına dikkat çekerek, "Kürdistan'ın Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit ilçelerinde yasak ilan edildi ve büyük saldırılar yapıldı. Bizde HDP olarak yasaklar için mahkemeye başvurduk, yasakların kalkması adına adımlar attık. İlan edilen yasaklar sadece yasağı içermiyor halkın haklarını da kısıtlıyor. Bizler buna engel olmak için elimizden geleni yaptık, yapmaya devam edeceğiz" dedi.

'Ankara katliamların hesabını verecek'

Sur'un ilk 9 günlük yasağında Anayasa Mahkemesine başvuru yaptıklarını dile getiren Feleknas, suç duyurularının ilk etapta kabul edildiğini ve Sur Kaymakamlığı'nın 3 gün içerisinde savunmasının istendiğini belirtti. Feleknas, suç duyurularının AİHM'e gideceğinin devlet tarafından bilinmesinden kaynaklı aynı gün içerisinde geçici yasağın kaldırıldığını ifade etti. Feleknas, "Gece 23.00'da yasak kalktı ve diğer gün 16.00'da ilan edildi. Ardından tekrar başvuru yaptık fakat kabul edilmedi. Bugünde başvuru yapılacak. Son olarak AİHM Türkiye'den 8 gün içinde bir yanıt bekliyor yasaklara ilişkin Türkiye'nin yaptığı savaş suçlarını nasıl savunacağı merak konusu durumunda. Bu denli katliamcı bir yasakla ve meclisten dahi geçmemiş bir yasağı Ankara yalnız başına karara bağlıyorsa bunun hesabını da verecektir" diye konuştu.

'2015 yılı 1990'lı yılları geçmiştir'

AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanının Lahey mahkemelerinde yargılanabileceğinin altını çizen Feleknas, insanları katleden ve yurtsuz bırakan tüm iktidarların sonlarının aynı olduğunu hatırlattı. 1990'dan bu yana AİHM'e başvuruların yapıldığını dile getiren Feleknas, 2015 yılının 1990'lı yılını geçtiğini ve bu durumun göz ardı edilemeyeceğini kaydetti. 90'lı yıllarda dahi katliamların bu denli açık yapılmadığını söyleyen Feleknas, açık bir şekilde Ford Ranger araçların infazlar gerçekleştirdiğini ifade etti. Çocukları açık şekilde katleden polislerin yargılanmadığına vurgu yapan Feleknas, "Bugün yapılan saldırılar sadece Kürtlere yönelik değil, Kürtlerin tarihine dönükte yapılıyor" dedi. Feleknas, yasak kararlarının Meclis'ten çıkmadığını, Başbakanlığın talimatıyla Valilik ve Kaymakamlıklar tarafından uygulandığını belirterek, "İçeride günlerdir bekletilen cenazeler var fakat çıkarılamıyor. Hiçbir savaş sürecinde bu denli vahşi saldırılar yaşanmamıştır" diye belirtti.

'Türkiye karara uymazsa ciddi prestij kaybı yaşar'

Mahkemenin kararı uygulamaması durumunda Avrupa Konseyinin Türkiye'nin üyeliğini askıya alabileceğine dikkat çeken Feleknas, üyeliğin askıya alınmasıyla birlikte Türkiye'nin direk üyelikten de düşürülebileceğinin altını çizdi. Türkiye'nin uluslararası kamuoyunda çok ciddi bir prestij kaybı yaşayacağını dile getiren Feleknas, Türkiye'nin verilecek karar doğrultusunda yasakları kaldırması gerektiğini söyledi. Hendekler üzerinden yapılan eleştirilere yorum getiren Feleknas son olarak şunları söyledi: "Saldırıları hendeklere bağlıyorlar. Fakat hiç sordular mı bu hendekler neden yapıldı? Halk neden kendini savunma ihtiyacı duydu. Bu panzerlerin şehir içinde dolaşması için meclisten kararın çıkması gerekiyor. Cumhurbaşkanı'nın sorunları çözmesi lazım. Partileri buluşturup birleştirmesi lazım. Fakat bugünün sistemine baktığımızda Cumhurbaşkanı oturuyor ve talimat veriyor. Tüm anayasa ve kanunlar cumhurbaşkanın elinin altından geçmesi ve kendilerine göre yapmak istiyorlar. Bizler böylesi bir tutumu asla kabul etmeyeceğiz ve mücadele edeceğiz. Cumhurbaşkanı halkın güvenliğini sağlamakla yükümlüyken aksine katliam emri veriyorsa bizler karşısında duracağız."

(dk)