'Öz yönetim hakkı gasp edildikçe Kürt sorunu çözülmez'
09:02
JINHA
İSTANBUL - Öz yönetim hakkı gasp edilmeye devam ettikçe Kürt sorununun çözülmeyeceğini vurgulayan Akademisyen Yıldız Önen,"Kürdistan'da sivil katliamlarına hendeklerin kazılması sebep değildir tam tersi devletin Kürtlerin ne istediğini yıllardır çözememiş olmasından kaynaklıdır" dedi.
Kürdistan'da yaşanan katliamlara karşı akademisyenler "Suça ortak olmuyoruz" şiarıyla bir araya gelirken, sokağa çıkma yasaklarında yaşam ve sağlık hakkının gasp edildiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son konuşmasında da akademisyenleri hedef aldı. 'Barış İçin Akademisyenler' arasında yer alan Nil Mutluer, Türkiye halklarının çok zorlu bir dönemden geçtiğini belirterek, "Yıllarca batı-doğu diye ayrıldığımız için orada yaşanan katliamların farkına varmamanın birikimini ve süregelen bir dezenformasyonu görüyoruz batı toplumunda" dedi.
'Nasıl bir ülkede yaşayacağız?'
Şuan ki süreci ülke açısından 'zihin yarılması' olarak tanımlayan ve buna karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirten Nil, "Yeni Türkiye adı altında otokrat bir sisteme mi geçeceğiz yoksa hepimizin peşinden koştuğu saydam, özgürlükçü, adaletli bir ülke de mi yaşayacağız? İşte bu zihniyet yarılmasının içindeyiz. Bu durum biraz sürecek gibi ve bunun belirleyicisi de maalesef Türkiye'deki dinamikler değil Suriye'de yaşanan savaş olacak gibi görünüyor" ifadesini kullandı.
'Üzüntü ve yası içimizde hissediyoruz'
Ölümlerin bitmesi ve devletin acil şekilde müzakereye dönmesi gerektiğini vurgulayan Nil, "Katledilen insanların cenazelerinin kaçırılması gibi durumlarda, sıcak çatışma bölgesinde olmayan bizler de olayın üzüntüsünü ve yasını içimizde hissediyoruz. Bu katliamlarla tüm toplum travmatize oldu. Yasımızı yaşayamıyoruz bu da bizi patolojik olarak hissizleştirmeye götürüyor ve kaybettiğimiz sevdiklerimize veda edememek bizi oldukça gergin olmaya itiyor" şeklinde konuştu.
'Çok vahşice bir yöntem'
Cenazelerin bilinçli bir şekilde kaçırıldığını ve bu duruma son verilmesi gerektiğini vurgulayan Nil, "Bir insanın temel hakkıdır ailesinin mezarını bilmesi. Devlet cenazeleri alıp kimsesizler mezarlığına gömme formülünden vazgeçmelidir. Bu çok vahşice bir yöntem. Devlet sizin bedeninizi atık beden olarak görüp 'ister canlı olun ister ölü biz size istediğimiz her şeyi yaparız' mesajını veriyor bu halka. Bir an önce çatışmaların durması, müzakere masasına tekrar oturulması ve bu adaletsizliklerin son bulması en temel çağrımızdır. Bunları sağladığımız zaman demokratik ve barış süreci başlamış olacak" dedi.
'Vahşet herkes tarafından bilinmeli'
Akademisyen Yıldız Önen ise 'Barış İçin Akademisyenler' oluşumunun "Bu suça ortak olmayacağız" sloganı ile hareket ettiklerini dile getirdi. Kürdistan kentlerinde büyük bir katliam uygulandığını, yurttaşlar dışarı çıkamazken, askerin polisin ortalıkta kol gezdiğini vurgulayan Yıldız, "Kundaktaki bebekten 70 yaşındaki anneye kadar pek çok insan çok soğukkanlı bir şekilde katledildi ve katledilmeye devam ediliyor. Cenazelerini almak isteyen insanlar güvenlik güçlerince engelleniyor" diye konuştu. En son Van'da 12 gencin katledildiğini hatırlatan Yıldız, "Bu halka korkunç bir vahşet yaşatılıyor. Bu vahşetin artık herkes tarafından bilinmesini istiyoruz ve bu suça ortak olmak istemiyoruz. Batıda yaşayan halkın da bu katliamlara ses çıkarıp devletin uyguladığı bu vahşete ortak olmayıp sessiz kalmaması çok önemli" dedi.
'Bu savaşı durdurun müzakere masasına oturun'
'Çözüm sürecinde' artık Kürt sorunun barışçıl bir müzakere içinde çözülebileceğine inandıklarını ancak 2014'ün sonlarında politikanın değiştiğini belirten Yıldız, "Bu politikanın son 4-5 aydır sebep olduğu son derece vahim bir tablo var karşımızda. Yüzlerce insan katledildi, cenazeler sokak ortalarında bekletildi. Buradan hükümete yapacağımız çağrı 'Bu savaşı bir an önce durdurun ve müzakere masasına yeniden oturun.' Müzakere masasında artık Kürtlere, 'Siz Kürtsünüz Kürtçe konuşabilirsiniz' gibi basit haklarla değil, temel haklarla yani Kürdistan'da yaşayan halkın kendi yönetimini uygulamasına karşı çıkılmaması şeklinde cevap verilmelidir" dedi. Sadece müzakere masasına dönmenin yeterli olmadığını çünkü kalıcı adımlar atılmadığı sürece barışın da süreklilik kazanamayacağını vurgulayan Yıldız, "Bir kez daha masaya oturulur ise Kürtlerin öz yönetim hakkının hukuki dayanaklara oturtulması gerekir" şeklinde oldu.
'Öz Yönetim hakkı gasp ediliyor'
Yıldız, "Bu gün sorun sadece Kürtlerin katlediliyor olması değil bu geçmişten beri yürütülen devlet politikası zaten. Kürdistan'da sivil katliamlarına hendeklerin kazılması sebep değildir tam tersi devletin Kürtlerin ne istediğini yıllardır çözememiş olmasından kaynaklıdır" dedi. 1923'te Cumhuriyet'in kuruluşundan beri Kürtlerin hep öz yönetim talebini dile getirdiklerine dikkat çeken Yıldız, son olarak,"Öz yönetim hakkı gasp edilmeye devam ettikçe bu çatışmalar devam edecektir. Türkiye'de yaşayan herkesin Kürdistan'a bakıp yapılan katliamları görmesi ve bu vahşetin durdurulması için ellerinden geleni yapması gerekiyor. 'Silahlar sussun müzakere başlasın' demek bile çok önemli bir adım. Sessiz kalmayalım suça ortak olmayalım" diye konuştu.
(dek/ck/gc)