Figen Yüksekdağ: Kadınlar direnişin sürükleyici dinamiği oldu

10:10

Öykü Dilara Keskin-Habibe Eren / JINHA

ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, yeni süreçte daha güçlü kendini ve kentini kendisi yöneten bir halk gerçekliği için daha büyük mücadele edeceklerini belirterek, öz yönetim alanlarında tüm saldırılara rağmen kadınların ortaya koyduğu iradeye dikkat çekti. Figen, kadınların hafızalara kazınacak direniş verdiğini belirterek, "Direnişin sembolü, sürükleyici dinamiği kadın oldu" dedi.


Kürdistan'da halkın öz yönetim iradesine karşı saldırılarda en büyük iradeyi de kadınlar gösterdi. Kadınların direnişine her konuşmasında dikkat çeken HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile HDP Olağan Kongresi öncesi konuştuk.

Özyönetim direnişleri boyunca yaşam alanlarını en kararlı savunanların kadınlar olduğunu söyleyen Figen , "Katledilen kadınların önemli bir kısmı özyönetim direniş alanlarında katledildi. Özyönetim alanlarında ortaya konulan direniş aslında yaşamı savunmaya yönelik bir direniş. Yaşamın diktatörlük ve darbe rejimi tarafından esir alınmasına karşı yaşamı savunan mahallerini, sokaklarını, kentlerini, mahallerini savunan bir halk gerçekliği var ortada temel gerçeklik bu olunca bu direnişe en sıkı bağlı kalanlarda kadınlar oldu" diye konuştu.

'Toplumun cesur kesimi kadınlardır'

Faşist anlayışın kadınları özellikle hedef aldığını kaydeden Figen, "Katledilen kadınların profillerine baktığımızda bunu net görebiliyoruz. Selamet Yeşilmen'den tutalım Taybet anaya varıncaya kadar evinin önünde tandırının başında çocuğunun gözü önünde yaralıları kurtarmaya çalışırken geceleri mahallesinin önünde tencere tava çalarken sahip çıkmaya uğraşırken katledilen kadınlardır" diye vurguladı. Siyasi iktidarın "sokakları terk edin" söylemine kadınların direnerek cevap verdiğini söyleyen Figen, "Toplumun en cesur kararlı kesimi kadınlar oldu bu süreçte hatta erkeklere cesaret veren mahallede kalma konusunda teşvik eden bir tutum aldılar. Kadınların çarpıcı bir duruşu var hiç bir ara yolu kabul etmiyor. Mahallesinde kalma eğilimini en fazla kadınlar gerçekleştiriyor" dedi.

'Kadın kahramanlığı yaratıldı'

Bir kadın kahramanlığı yaratıldığını ifade eden Figen, "Ölümlere rağmen yaşam için mahallesinde, sokağında kalacağını beyan eden kadınların çığlıklarını duyduk. Benim için en çarpıcı örnek evleri yıkılan kadınların yıkılan duvar parçalarından barikatlar oluşturmasıydı. Yani yurdunu evi bilen ve o direnişi evinin yerine koyan kadınlar çok insani bir durumu yansıtıyordu" diyerek hislerini anlattı. "Darbe saldırıları yaşamla ölüm, yıkımla yeniden inşa, esaretle özgürlük arasında bir muharebe olduğunu düşünüyorum ve kadınlar böyle keskin zamanlarda esarete karşı özgürlüğün yanında yer alıyor ve ölüme karşı yaşamı savunmanın ve üretmenin yanında oluyor" diyen Figen, kadınların da bu nedenle hedef seçildiğini kaydetti.

'Direnişleri hafızalarımıza kazındı'

Sêvê, Pakize ve Fatma'nın kadın kahramanlığı ve direnişinin en çarpıcı örnekleri olduğunu söyleyen Figen, "Pakize oradaki halk meclisin eş başkanıdır. Katledilmeden önce yaptığı çağrıda o berraklık netlik ve direniş hepimizin hafızalarına kazındı. Pakize sonuna kadar buradayız terk etmeyeceğiz diyerek kadın kararlılığı olmuştur. Aynı kararlılık Sêvê ve Fatma içinde geçerlidir. Sêvê uzun yıllar boyunca özgürlük alanlarında mücadele eden bir kadın yoldaşımızdı ve son ana kadar bütün süreç boyunca ne olursa olsun direniş alanını terk etmeme iradesini kuşanan bir kadındır. Asla tesadüf değil kadınların katledilmesi politik öncü güç olan kadınlar seçilmiş ve hedef alınmıştır" diye belirtti.

'Direnişin dinamiği kadın olmuştur'

İstanbul'da infaz edilen Yeliz, Şirin, Dilan, Dilek'in de hedef seçildiğini vurgulayan Figen, direnişin sembolü, sürükleyici dinamiğinin kadın olduğunu ifade etti. Kadınların artık bu sürecin tarihsel bir kavşak olduğunu kavradığını ve bu kavrayışla mücadeleye dahil olduğunu belirten Figen, "Kadınların direnişteki bu varlığı refleks değildir artık daha örgütlü bir varoluş düzeyine gelmiştir. Artık kadınlar özne olmak ve tarihin yapıcısı ve belirleyicisi olmak durumundadır" dedi.

'YPS Jin öz savunmanın sürükleyici gücü olarak ortaya çıktı'

Rojava devrimi tarihte bir kadın devrimi olarak YPJ'nin varlığıyla anılacağını belirten Figen, "Kadının ordulaşması, önderleşmesi ve eş yaşam bilinciyle anılacak bu devrim. Bu kadın özgürlük davasının ne kadar belirleyici bir aşama olduğunu gösteriyor" dedi. YPS Jin'in de aynı irade ve bilinçle hareket ettiğini dile getiren Figen, "Kadınlar bu dönemde hem özyönetimin bir parçası ve sürükleyicisi olarak hem de öz savunma anlayışının sürükleyici gücü olarak ortaya çıkmıştır. Katliamlara karşı kadın örgütlüğü ve öz savunması ortaya çıktı" dedi.

'Yerel yönetimi toplumun geneline yayacağız'

Kürt halkının tarihsel mücadele içerisinde olduğunu, HDP kadın yapısı olarak kendilerini bu mücadelenin bir parçası olarak gördüklerini dile getiren Figen, "Tüm HDP bileşenleri ile bir araya gelerek Batı'da ve Kürdistan'da yerel demokrasi mücadelesinin doğrudan içinde olmaya gayret ettik. Bundan sonraki süreçte aslında bu mücadelenin daha da ivmelendirdiği yayıldığı ve geliştirildiği bir dönem olacak" dedi. Öz yönetimi batıda anlatmak konusunda yetersiz kaldıklarını belirten Figen, "Ancak kongreden sonra bütün toplumun yerel demokrasi ve yerel yönetimi toplumun geneline yayacağımız bir dönem olacak ve bu da yeni örgütlenme deneyimleriyle geliştireceğiz bir dönem olacak" dedi.

'Halk gerçekliği için daha büyük mücadele vereceğiz'

Öz yönetiminin darbe ve diktatörlüğe karşı bir mücadele yöntemi olduğunu söyleyen Figen, "Kötürümleştirmeye uğraştıkları toplumu yeniden kurma ve bütün yaşam fonksiyonlarını ayağa kaldırma mücadelesidir. Bu teslim alma saldırıları karşısında özyönetim tüm toplumu ayağa kaldırmasıdır" dedi. HDP olarak öz yönetimleri sahiplediklerini dile getiren Figen, " Öz yönetim mücadelesi doğrudan demokratik içeriği itibarıyla HDP'nin mücadelesi ve eksenidir bundan sonraki süreçte daha güçlü kendini ve kentini kendisi yöneten bir halk gerçekliği için daha büyük mücadele vereceğiz" dedi.


(gc)