Figen Yüksekdağ: Bu proje yıkım ve saldırılara karşı kazandı, kazanacak

12:57

JINHA

ANKARA - HDP) 2. Olağan Kongresi'nin açılış konuşmasını yapan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Saray siyaseti Kürt halkının kazandığı mevzileri yıkmak için, Alevilerin, kadınların, doğasını savunanların taleplerini düşmanlaştırmak için harcıyor siyasi enerjisini. Bizler yine buradayız. Aramızdan yüzlerce kardeşimizi kopardılar. Ama biz bu tarihsel süreçte şu gerçeğin farkındayız. Görevimiz, sorumluluğumuz daha da büyümüştür. Bu proje, bütün tasfiye ve yıkım saldırılarına inat, yaşadı, yaşatılacak, kazandı, kazanacak. Bizler için HDP'nin yeni başarılar elde etmesi, tarihsel bir sorumluluk ve zorunluluktur" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) 2. Olağan Kongresi'ni Ankara'da Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda gerçekleştiriliyor. Kongreye HDK, DBP, DTK eşbaşkan ve eş sözcüleri, ESP, ÖDP, Halkevleri, Devrimci Parti, SYKP, HTKP başkanları, KJA Sözcüsü Ceylan Bağrıyanık, Suruç, Ankara katliamlarında yaşamını yitirenlerin aileleri, Kobanê direnişinde yaşamını yitirenlerin aileleri, İHD, Barış Anneleri Meclisi üyelerinde aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. Kongreye Avrupa, Rojava ve çok sayıda ülkeden de konuklar katılıyor. KDP, Goran, Hizmi Rizgariye Kürdistan, KNK, Bask, İngiltere, Norveç, Kıbrıs, Almanya, Hollanda, Fransa, İsveç'ten çok sayıda parlamenter, siyasetçi ve aydın ve yazar konuk olarak yer alıyor.

Divanda halklar, kimlikler ve inançlar yer aldı

Kongrede toplanan binlerce kişi, salonda bulunan bir grup gencin Cizre, Sur ve Silopi'de yaşamını yitirenler için saygı duruşu anonsuyla birlikte saygı duruşuna geçti. Saygı duruşu boyunca binlerce kişi hep bir ağızdan "Çerxa şoreşê" marşı okundu. Spontane gelişen bu durum karşısında da platformdaki müzik kesildi. Coşkunun her dakika yükseldiği kongrenin açılışı Sur, Cizre ve Silopi direnişlerine selamla başlarken, "Direnişleri direnişimizdir" sloganın ardından salondan dakikalarca "Kürdistan faşizme mezar olacak" sloganları atıldı. Kongrenin divan kurulu üyeliğine geçtiğimiz günlerde barış bildirinse imza attığı gerekçesiyle gözaltına alınan akademisyen Onur Hamzaoğlu ile halkların, kimlilerin ve inançların temsilcileri olarak, Leyla Güven, Seher Akçınar Bayar, Feleknas Uca, Ali Kenanoğlu, İrem Güven ve Musa Alkan seçildi.

Açılış konuşmasını yapan Onur Hamzaoğlu, Kürdistan'da süren savaşa ve sol sosyalist örgütlere yönelik saldırılara dikkat çekti, "Hepinizi faşizme karşı mücadeleye çağırıyorum. Yarını bugünden kurmak için mücadelemizi birleştirmeli ve büyütmeliyiz" dedi.

'Yitirdiklerimizin anılarına bağlıyız'

Ardından kürsüye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, kendisini uzun süre ayakta alkışlayan kitleyi, zafer işaretiyle selamladı, Türkçe ve Kürtçe, "Hun bi wxer hatin, hoşgeldiniz" dedi. 30 yıllık zamanda her türlü zorluğu aşma motivasyonu ve halkların özgüveninin mücadeleyi ayakta tuttuğunu söyleyen Figen, Suruç'ta, Ankara'da, Silopi'de, Cizre'de, Sur 'da katledilenleri andı ve "Onların anılarına, mücadelelerine selam duruyoruz" diye belirtti. Bugün aralarında olamayan yüzlerce arkadaşları olduğunu belirten Figen, "Kimisini Suruç katliamında yitirdik, kimisini Ankara göbeğinde katledildiler, kimisi sokakta yargısız infaz edildi, kimisi özyönetim talebini dile getirirken katledildi. Şimdi bizler, aramızda olmayan canlarımız için direniyoruz. Şimdi bizler katliamlarla aramızdan kopartılan yoldaşlarımızı, yurttaşlarımızı daha güçlü selamlıyoruz" şeklinde konuştu. Figen, HDP'nin siyaset dışı bırakılması çabalarına rağmen hep birlikte kararlı bir yürüyüş gerçekleştirdiklerini kaydetti ve şunları söyledi: "Bu yürüyüşümüzün çok sade bir gerekçesi vardı. Zulmün ve despotluğun olduğu bir ülkede, değiştirme iradesini kuşananların ve değişime inananların kararlılığı olması gerekiyordu. Türkiye halklarına dayatılanlar bir yazgı, bir kader değildir. Türkiye halklarının bu despotik rejime tutsak hale getirilmemesi için mücadele ettik."

'7 Haziran'da yaptık yine yaparız'

Türkiye'nin bir hapishaneye çevrildiğini belirten Figen Yüksekdağ, "Yamanıp yırtıkların dikildiği bir siyasi anlayışı, tekçiliği dayattılar. Bu hapishanenin parmaklıkları dışında söz söyleyenlere, bu statüko dayatıldı. HDP olarak parmaklıkları kırdık, siyasi alanın bir hapishane haline getirilmesine karşı çıktık. Duvarları yıkan, parmaklıkları kıran, siyasetteki demokrasi ve özgürleşme enerjisini açığa çıkaran bütün barajların kapağını açarak, barajların enerjisini açığa çıkardık" diye belirtti. HDP'nin 7 Haziran'da barajları yıktığını belirten Figen, "7 Haziran'dan bu yana Türkiye'deki siyasal yaşamı özgürleştirmek için yeni toplumsal ve siyasal hukuk çerçevesi altında Türkiye halklarını birleştirmek için tarih sahnesine çıktık. HDP'nin en temel misyonu, bölen siyasi anlayış karşısında birleştiren bir köprü olmaktı. 7 Haziran'da bunu gösterdik. Bunun ne kadar sağlam bir köprü olduğunu hep birlikte gördük, gösterdik. 7 Haziran'da kurduğumuz birlik köprüsü o kadar sağlam ki, aylardır bildikleri bütün diktatörlük uygulamalarıyla o köprüyü yıkmaya çalışıyorlar. HDP dimdik ayakta. Çünkü, umut dimdik ayakta" dedi.

'Başarı tarihsel sorumluluğumuz'

Bütün zulüm ve engellemelere rağmen mücadeleyi sürdürdüklerini kaydeden Figen, "Bizler yine buradayız. Aramızdan yüzlerce kardeşimizi kopardılar. Zulmün, acının, savaşın, operasyonların bütün Türkiye halklarını teslim alma politikalarının acısı bize eşlik ediyor. Ama biz bu tarihsel süreçte şu gerçeğin farkındayız. Görevimiz, sorumluluğumuz daha da büyümüştür. Bu proje, bütün tasfiye ve yıkım saldırılarına inat, yaşadı, yaşatılacak, kazandı, kazanacak. HDP'nin yaşatılması ve kazanması sorumluluğunu, görevini her şeyden önce bu büyük tarihsel mücadelede şehit düşen canlarımıza borçluyuz. Bizlere umut besleyen, umuda ulaşma heyecanıyla bizlere yönelen Türkiye halklarına borçluyuz. Bizler için HDP'nin yeni başarılar elde etmesi, tarihsel bir sorumluluk ve zorunluluktur" ifadelerini kullandı.

'Saray siyasetine mahkum değiliz'

HDP'nin yeni kazanımlarla ilerleme ihtiyacının bugün Türkiye halklarının yaşamsal ihtiyacı haline geldiğini belirten Figen, "Türkiyedeki siyasi rejim, AKP-Saray iktidarı bir toplumu ve siyaseti yeniden kuracak, üretecek bir kurucu enerjiye sahip değildir. Aylardır ülkeyi yıkıcı bir siyasi rejim yönetiyor. Bir siyasi iktidar bütün enerjisini, geride bıraktığımız aylar boyunca bedeller harcanarak kazanılan bütün demokratik mevzileri yıkmak için harcıyor. Kürt halkının kazandığı mevzileri yıkmak için, Alevilerin, kadınların, doğasını savunanların taleplerini düşmanlaştırmak için harcıyor siyasi enerjisini. Kuruculuktan sadece kendi çıkarını kurmaktan anlayan siyasi iktidarla karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.

'Alevilerin, kadınların ne istediği ile ilgilenmiyorlar'

İktidardaki güçlerin bütün enerjilerini başkanlık rejimini inşa etmeye yoğunlaştırdığını kaydeden Figen, "Alevilerin ne istediğiyle ilgilenmiyorlar. Kadınların, özgür yaşam adına ne istediğiyle ilgilenmiyorlar. Kürt halkının canıyla verdiği mücadeleyle ne istediğini anlamamakta ısrar ediyorlar. İşçi ve emekçilerin bu kadar azgın bir sömürüyle karşı karşıya kalan halkımızın ne istediğiyle ilgilenmiyorlar. Bütün diyalog kanallarının kapatıldığı, parlamentonun işlemez hale getirildiği, tahakküm altına alınmış bir Saray rejiminden bahsediyoruz" dedi.

AKP-Saray iktidarının tekçi anlayışları dışında kalanları soykırım ve ayrıştırma konseptiyle bastırmaya yöneldiğini vurgulayan Figen, "Böyle bir konsepte direndik, direneceğiz. Yalanla, sansürle, gerçeğin boğulması yoluyla kendilerine iktidar alanı kurmaya çalışırlarken, bizim yolumuz sözün ve hakikatin yolu olacaktır. Bizim yönümüz sözün gerçeği, hakikatin dili olacaktır. Bizler hakikatin dilini kullanıyoruz. İnanıyoruz ki gerçeğin bu karartıldığı koşullar içinde bu hakikat içinde direnmek, sözün bu kadar tehlike görüldüğü koşullarda sözünü esirgememek, yeni yaşama açılmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Yeni cümleler kurarak Türkiye toplumunun önünü açacak yeni bir rejimin yolunu tutarak harekete geçmeye yöneldik. Yeni yaşam bizler için, yaşama ve bugünkü toplumsal düzene dair güçlü sözler söylemek, direnişi ortaya koyabilmektir" diye kaydetti.

'Nefrete karşı radikal demokrasi'

Siyasi iktidarın bütün sözünün tükendiğini ifade eden Figen, "Yeni cümleler kuramıyorlar. Nefret, ayrıştırma, kutuplaştırma içeren sözler dışında söz söyleyemiyorlar. İşte bizler daha fazla birleştiren, bütünleştiren, halkları kucaklaştıran sözler söylemeye devam edeceğiz. Tam da bu koşullar içinde nefretin sözü karşısında barışın, uzlaşmanın, Türkiye halklarının kucaklaşmasının, ırkçılığın ve faşizmin bu kucaklaşmayla aşılmasının sözünü söyleyeceğiz, hareketini örgütleyeceğiz" şeklinde konuştu.

Saray darbesine karşı Kürdistan kentlerinde büyük bir mücadele sürdüğünü kaydeden Figen şunları söyledi: "Direnişte bu sözün iradesi, bu sözün hareketi vardır. Geldiğimiz bu tarihsel kavşakta artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Değişimin HDP'nin temel ekseni olan radikal demokrasi programıyla bütün halklara, inançlara, ezilenlere eşitlik hukuku temelinde geliştirilmesi, inşa edilmesi gerek. İşte bizler demokratik bir cumhuriyetin inşa edilebilmesi için karşımızdaki zulüm iktidarına rağmen, haklı ve meşru zeminimizde aynı kararlılığı sürdüreceğiz. Onlar bize despotik bir cumhuriyet anlayışı dayatıyorlar. Bizler demokratik cumhuriyet ilkesine sıkı sıkı sarılacağız. Bizlerin demokratik cumhuriyetinde uluslar arasında ayrımcılık olmayacak, kadınların hakları korunacak. Bizim cumhuriyetimizde üvey evlatlarımız olmayacak. Adaletin, özgürlüğün, barışın, büyük insanlığın evrensel değerlerinin hükmü olacak. Bu bir yönetim biçimine dönüştürülecek. Bugünkü siyasi iktidar, evrensel değerlerden kopmuş durumda. İçinde bulunduğumuz bu tarihsel kavşakta Türkiyede demokrasinin tesis edilmesi, tüm bölgede yeni bir demokratik modelin inşa edilmesi, savaşa, ölüme, istikrarsızlığa boğulmuş bütün Ortadoğu ve Mezopotamya toprakları için en demokratik ve güzel modeli olacaktır."

Saray'ın dayattığı şemaya mahkum olmadıklarını vurgulayan Figen, "Saray'ın da bir model teklifi var. Egemen anlayışın önerdiği model despotizme dayanan tek adam ve tek parti rejimidir. Parlamenter sistemin tasfiye edildiği, en asgari demokratik kriterlerin dayatıldığı bir rejim. Farkındayız, Türkiye'de inşa edilecek bir diktatörlük, Ortadoğu'da kaos ve savaşın derinleştirilmesi haline gelir. Ama Türkiye'de inşa edilecek, demokratik cumhuriyet bütün bölgede insanlıktan yana yeni bir kapının açılması anlamına gelir" diye konuştu.

'İdeallerimizle yeni bir başlangıç için...'

Bu idealler doğrultusunda yeni bir başlangıç yapmak için bir araya geldiklerini kaydeden Figen Yüksekdağ, "Bizi siyasetten tasfiye etmek isteyenlere mesajımız şudur; Daha güçlü geliyoruz, daha güçlü geleceğiz" diye belirtti. Halkların iradesi ve özlemlerini yok etmeye çalışanlara karşı duracaklarını belirten Yüksekdağ, "Her bir sokakta, mahallede, kadınıyla, genciyle, çocuğuyla, bir halkı katletmeye çalışanlara karşı Bizler gücümüzün birliğimizden geldiğini bilerek, yeniden ve daha güçlü yürüyeceğiz. Bugünkü kongre, HDP'nin siyasette ve bütün toplumsal yaşamda daha güçlü gelen iradesini temsil ediyor ve tanımlıyor" dedi.

Figen konuşmasının devamında şunları ifade etti: "Kadın meclisleriyle geliyoruz, kadınlarla yaşamın yarısını, yaşam enerjisinin üreticileriyle geliyoruz. Gençlik meclisleriyle geliyoruz. Yaşamın ve mücadelenin dört bir yanında yarını bugünden kuracağımız gençlerin enerjisiyle geliyoruz. Alevilerin hak yolundan geliyoruz. Eşit yurttaşlığın bütün inançlara özgürlüğün mücadelesinden geliyoruz. İşçilerin emek mücadelesinden geliyoruz. Sömürüye karşı bir ekmeğe muhtaç edilen, güvencesiz ve düşük ücretle çalıştırılan, diri diri toprağa gömülen işçilerin hesap sorma iradesiyle geliyoruz. Doğayı savunanların, ağaca, kurda kuşa siper olanların, deresini, suyunu savunanların bir bütün halinde insanlığımızı, temeli görenlerin mücadelesiyle geliyoruz. Adaleti arayanların ışığıyla geliyoruz. Bugün gerçekleştirilen katliamların sorumlularını açığa çıkaracak, halkın divanında yargılayacak. Bizler olarak geliyoruz. Benliğe, benmerkezciliğin tekçiliğine karşı çoğulculuğun gücü, özgüveniyle, enerjisiyle geliyoruz. Bizler Cizre'den, Sur'dan Nusaybin'den, Gever'den geliyoruz. Bizler Taksim'den, Çukurova'dan, İstanbul'un kenar mahallerinden, Konaktan, Kadifekale'den, Akdeniz'den, Ege'den, Karadeniz'den Bizler her alanda yeniyi üretme gücüne sahip olarak geliyoruz."

'Saray'a karşı çözüm barış'

AKP-Saray iktidarının savaşının karşısında barışın, çözüm iradesinin adresi olduklarını söyleyen Figen, "HDP halklarımızın demokratik barış iradesinin ve siyasi çözüm iradesinin adresi oldu. Bizler halklarımızın bu ortak evini, ortak yaşam alanını daha da güçlendirerek büyüterek hep birlikte geleceğimizi kazanacağız. Dedik ki, yarını bugünden kuracağız. Eğer yarını bugünden kurmayı başaramazsak, yarınımıza bugünden sahip çıkmayı başaramazsak, emin olun zalim iktidar yarınımıza el koyacak. Ben bütün Türkiye halklarını, yarın için bugünden direnmeye, bugünden birleşmeye, halkların demokratik iradesinin parçası öznesi olmaya davet ediyorum. İşte o yüzden yarınımıza bugünden sahip çıkalım diyorum" şeklinde konuştu.

Abdullah Öcalan'ın mesajını okudu

22 Haziran 2014'de gerçekleştirilen parti kongresinde bugün ağır tecrit altında bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın mesajını paylaştıklarını hatırlatan Figen Yüksekdağ, mesajdan şu bölümü okudu: "Değerli yoldaşlar, HDK ve HDP'nin yeniden yapılanmasını tüm grup, hareket ve partilerin ideolojik ve örgütsel yapısını olumsuz etkilemediği gibi tersine kendilerini daha güçlü ifade ve örgütlenmeye hizmet edecektir. Bir yandan devrimci demokratik ve sosyalist hareketin üst düzeyde azami birlik ve bütünlüğüne yol açarken, diğer yandan her grup hareket ve partinin kendini netleştirmeye sağlam bir bileşen olmaya taşıyacaktır. HDP ortak, pratik politikayı TBMM içinde ve dışında resmi olarak üstlenirken, muazzam bir sinerjiye yol açacaktır. Statüko karşıtı demokratik sosyalist güçlerin 1960'lardan hatta 1920'lerden beri hep komplo ve imhalarla engellenen birliği ve bütünlüğü bu temelde başarı imkanını daha da çoğaltacaktır. En önemlisi de bu yönlü gelişmeyi tarihi 'demokratik diyalog ve müzakere süreci'nin ayrılmaz bir parçası olarak geliştirmek zorundayız. Bu tarihte bir ilktir, önemle ele alınmalı ve gereği yapılmalıdır. Eğer Türkiye'de sosyalizme ve açık bir demokrasiye gideceksek bu demokratik müzakere süreciyle yakından bağlantılı olacaktır. Bu düşünce ve önerilerimi şüphesiz daha derin, teorik ve pratik tartışma ve önerilerle zenginleştireceğinize ve dolayısıyla başaracağınıza dair inanç ve umudumu belirtir hepimizi saygıyla selamlarım. Abdullah Öcalan."

PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecride dikkat çeken Figen, "Çünkü aylardır çok ağır tecrit altında tutuluyor. 1,5 yıl önce sayın Öcalan'ın çağrısı ve teşviki, bir lider olarak üstlendiği çok önemli bir tarihi sürece kapı açılmıştı. Siyasi iktidarın hoyrat yaklaşımı nedeniyle barış ve müzakere sürecinin geliştirilebilmesi için bu önemli olanak önemli oranda ortadan kaldırıldı, tahrip edildi. Ben bugün o sürecin olanaklarını yeniden hatırlamanın ve Dolmabahçe Mutabakatıyla gelinen düzeye yeniden dönülerek, çözüm ve müzakere sürecinin yeniden başlatılmasının tarihsel zorunluluğuna dikkat çekmek istiyorum" dedi.

'Yolumuz açık olsun'

Figen konuşmasını şöyle tamamladı: "Bizler HDP'nin bütün Türkiye halkları için taşıdığı anlamı, üstlendiği misyonu bugün yeni bir sürecin halkların muhataplığında yeniden kurulabilmesi için, inşa edilmesi sorumluluğunu, çok daha güçlü bir kararlılıkla üstleniyoruz. Bizleri muhatap kabul etmeyenlere inat, halk kendi muhataplığını yaratmıştır. Halk bu muhataplığın gücünü, iradesini ortaya koymuştur. İşte Bizler, halkımızın barışı, demokrasiyi, özgürlüğü geliştirmek için yeni bir düzey üzerinden demokratik cumhuriyetin kapısını açacağız. Güçlü bir irade ve kararlılıkla yeni kapıdan Türkiye halkları olarak yürüyeceğiz, ilerleyeceğiz.

HDP olarak büyük insanlığın büyük direnişini selamlıyoruz. Tarihte demokrasinin temeline, zeminine dönüştürme çağrısı yapıyorum. Son olarak dün katledilen Cihan kardeşimizin bir sözünü söyleyerek, Onun çağrısını yinelemek istiyorum. 'Botan'ın zılgıtları çelik bir duvar olarak gelişiyoruz, kadınların özgürlük zılgıtları, halkların birleşik mücadelesi, Sarayın savaşının kardeşinin karşısında çelik bir duvar gibi yükseliyor, çelik bir duvar gibi yükselecek.' Yolumuz açık olsun."

Kongre konuşmalarla devam ediyor./..

(ekip/fk)