Figen Yüksekdağ: Kürt halkı tarihsel bir taleple direniyor
14:08
JINHA
ANKARA - HDP Parti Meclisi (PM) toplantısında konuşan Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı 'başkan yaptırmayan Kürt halkına' bedel ödetildiğini söyleyerek, "Cizre'de vahşet bodrumunda yaralı yurttaşlarımız bu vahşetin aşılması için yaşam mücadelesi veriyor. Kürt halkı tarihsel bir taleple direniyor. AKP'yi iktidar yapmayan, Tayyip Erdoğan'ı başkan yapmayan Kürt halkına diyet ödetiliyor. Bunun karşısın da Kürt halkı, özyönetim diye tarif edilen ve tas tamam demokratikleşme programının temelini oluşturan tarihsel bir taleple direniyor" diye konuştu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirdiği 2. Olağan Büyük Kongresi'nin ardından yeni belirlediği Parti Meclisi (PM) üyeleri Ankara'da toplandı. Dünya Ticaret Merkezi'nde gerçekleşen toplantıda, Parti Meclisi üyeleri ilk kez genişletişmiş toplantıda bir araya geldi. Yeni Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin belirlenmesiyle birlikte yeni dönem politikalarına ilişkin tartışmaların da yürütüleceği toplantıda, demokrasi ve özgürlük mücadelesi ile Cizre ve Silopi başta olmak üzere ablukalarda yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu. Ardından toplantı, Eş Genel Figen Yüksekdağ'ın açılış konuşmasıyla başladı.
'HDP yeni bir soluk olmuştu'
HDP'nin gerçekleştirdiği 2. Olağan Kongre'de Türkiye siyasetinin çok tarihsel bir kavşağında yaşama geçirildiğini kaydeden Figen, Türkiye halklarına yeni bir soluk olduğunu söylediği HDP için, "Bu kavşak, Türkiye halkları için yeni bir umut açığa çıkardı. HDP'nin güncel siyasete ilk çıktığı günleri hatırlarsınız. HDP yeni bir umut olmuştu, mücadele içerisinde, emek, özgürlük ve barış mücadelesinde yorulan Türkiye halklarına yeni bir soluk olmuştu. O yenilik enerjisi ve umut ışığı siyasi iktidar tarafından karartılan bugünlerde yeni bir yol açabilecek kararlığı ortaya koymuş oldu" diye konuştu.
'Türkiye halklarının kazanabileceğini gördük'
"Bu topraklarda zulmün sahipleri olduğu kadar halkların demokratik iktidarının peşinden gidenler de var" diyen Figen, tam da bugünlerde ışık olmanın ve yol açmanın önemli olduğunu söyledi. Kolay zamanlarda her şeyin yolunda gittiği, toplumsal kurumlaşmalarının demokratik bir biçimde olduğu zamanlarda ilerlemenin kolay olduğunu ve asıl böyle zorlu koşullar içerisinde yol yürümenin oldukça zor olduğunu ifade eden Figen, "Bizler tam da bu zorluklar içerisinde ilerlemeyi başardık, başardığımız en önemli şey budur. Belki çok zengin değiliz, belki devletin siyasi mekanizmaların o bilinen kurumsallaşmaları içinde allı pullu mevkilerimiz yok. Ama bizler bu süre içerisinde asıl başarıyı sağladık. Bu zorluklar ve meşakkatler içerisinde Türkiye halklarının kazanabileceğini gördük ve gösterdik, bugün yine kazanabiliriz diyoruz. Hepimizin elinde gururla taşıdığı meşaleyi harlandırabiliriz" diye belirtti.
'Diktatörlük karşısında demokrasi siyaseti, esaret karşısında özgürlük siyaseti'
"Diktatörlük karşısında demokrasi siyasetini, esaret karşısında özgürlük siyasetini sımsıkı kavrayıp geleceği yarının gücüne dönüştürme kararlılığını en net biçimde ortaya koyarsak bugün geleceğini garanti altına almak için bütün toplumu karanlığa boğanlar kaybedecektir" diyen Figen, AKP siyasetinin Türkiye halklarına bir ayrışma dayattığını belirtti. AKP'nin "Ya benim yanımda saflaşacaksınız, ya da benim karşımda hepiniz teröristsiniz" dediğini söyleyen Figen, bugün siyasi iktidarın Türkiye toplumuna dayattığı saflaşma ve ayrışmanın bunun üzerine kurulu olduğuna dikkat çekti. Bugün meselenin saflaşmanın hangi içerikle ve yönde olacağı olduğunu belirten Figen, "Eğer Türkiye'de bu saflaşamaya karşı insani ve demokratik bir saf tutmayı başaramazsak, bütün Türkiye'yi demokratikler ve diktatör olarak ikiye bölecekler. Gerçekleştirdiğimiz ikinci kongremiz barış ve demokrasi safının büyütülmesine, insanların barış ve demokrasiden umudunu kesmemesine odaklanmıştır. Barış ve demokrasi safını ve bu safta Türkiye'nin demokratik bir siyasete kavuşmasının, ulaşmasının yolu olacağız. Demokratik bir cumhuriyete ulaşmak için demokratik bir siyasetin kurumsallaşması gerekiyor" diye konuştu.
'Bu karanlık içerisinde halklarımızın aydınlığı olacağız'
Siyasi iktidarın bu kaygılardan uzaklaşmış durumda olduğunu söyleyen Figen, "İktidarın sözcülerine sorarsanız tek adam iktidarının zamanı geldi ve geçiyor, cumhurbaşkanına göre parlamento görevini çoktan bitirmiştir. Ama bizler gerçeğin bu olmadığını çok iyi biliyoruz. Çünkü bizler bu gerçeğin acısını çok derinden yaşıyoruz. AKP, Türkiye'de siyasal kaosu daha da derinleştirdi. Bizler bu gidişata dur demezsek, direnci en doğru biçimde ortaya koyamazsak bugün yaratılan kaos ve şiddet iklimi daha da artacak. Bu kötü gidişata karşı, halklarımızın demokratik iradesine inanarak yürümeye devam etmeliyiz. Bu karanlık içerisinde halklarımızın ışığı ve aydınlığı olacağız. Kadınların ve gençlerin ve toplumsal kesimlerin, ezilen tüm halkların ve inançların ışığı olacak" dedi.
'Kürt halkı tarihsel bir taleple direniyor'
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı başkan yaptırmayan Kürt halkına bedel ödetildiğini söyleyen Figen, bütün bu bedel ödetmeye rağmen Kürt halkının tarihsel bir taleple onurlu bir şekilde direndiğinin altını çizerek, "Bir taraftan çok ağır bir basınçla bu siyasal süreci örgütlemeye yöneleceğiz. Cizre'de vahşet bodrumunda yaralı yurttaşlarımız bu vahşetin aşılması için yaşam mücadelesi veriyor. Sur'da ve çeşitli Kürt illerinde darbeci iktidarın hedefi haline getirilmiş durumda Kürt halkı. Kürt halkı tarihsel bir taleple direniyor. AKP'yi iktidar yapmayan, Tayyip Erdoğan'ı başkan yapmayan Kürt halkına diyet ödetiliyor. Bunun karşısın da Kürt halkı, özyönetim diye tarif edilen ve tas tamam demokratikleşme programının temelini oluşturan tarihsel bir taleple direniyor" diye konuştu.
HDP'nin kadın meclisi
"Bizler için yerel demokrasiyi savunmak, demokrasi programını tutarlı bir biçimde savunmanın izdüşümüdür" diyen Figen, HDP'nin kadın meclisine de değinerek, "HDP bir kadın meclisiyle yeni döneme adım attı. Kadının, aklını iradesini gücünü kolektife eden kadın meclisimiz Türkiye siyasetinin geleceğinin belirlenmesinde aktif bir özne olarak, siyasetin ve yaşamın merkezinde duran bir güç olarak kararlı adımlarla ilerlemeye devam edecek" dedi.
Selahattin Demirtaş:
Figen'in ardından konuşan Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş ise, HDP'nin birleştirici bir siyaset yürüttüğünü ve bunlardan en kuvvetlisinin kadın siyaseti olduğunu belirterek, "HDP’de her kimlik, renk, inanç mezhep burada temsil ediliyor. Bizi birleştiren ilkelerimizdir. Nedir onlar, hepimiz bir defa çoğulcu demokrasiye inanıyoruz. Kendi dışımızdaki inançların tamamına aynı hakları istiyoruz, eşit olarak görüyoruz. Bizler Türkiye’de otoriter baskıcı ulus-devlet anlayışına karşı öz yönetime dayalı halkın öz gücüne dayalı ya da katılımcı ya da doğrudan demokrasiye katıldığı modeli savunuyoruz. Üçüncüsü barışı savunuyoruz. Adalete ve özgürlüğe dayalı bir barışı istiyoruz. Dördüncüsü emekten yanayız. Çalışan üreten kesimlerin hakkını savunuyoruz. Beşincisi bir kadın partisiyiz. Aynı zamanda kadın özgürlükçü bir bakış açısıyla Türkiye siyasetine gerçek bir hamle yapan siyasi partiyiz. Biz onları ille Türkiye partisi olun diye zorlayamayız. Fakat bunlar kendi kimlikleri ve tekçi yapıları teşhir olmasın diye hep birlikte bize saldırıyorlar" diye konuştu.
(he-sy/gc)