Figen Yüksekdağ: AKP ve saray iktidarı o bodrumun enkazında kalmıştır

12:47

JINHA

ANKARA - Partisinin Kadın Meclisi toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cizre'deki bodrumda insanlığın katledildiğini belirterek, "Bu seferberliğimiz vahşet bodrumunda canice katledilenleri kurtarmaya yetmedi. Üzgün olmamızdan daha fazla öfkeliyiz. 21. yüzyılda haftalarca ambulans diye diye sivil insanlar katledildi. AKP ve saray iktidarı o bodrumun enkazında kalmıştır. Böyle bir vahşeti işleyen siyasi iktidarın geleceği yoktur, varsa da o gelecek karanlıktır" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi toplantısı bugün HDP Genel Merkezi'nde gerçekleşiyor. Yarın gerçekleştirilecek Parti Meclisi (PM) toplantısından önce yapılan ilk Kadın Meclisi toplantısı, bundan sonra her PM toplantısından önce gerçekleştirilecek. Kongreden sonra bugün yapılan ilk toplantıya da HDP'li kadın vekiller ve parti meclisinden kadınlar katıldı. Toplantının açılış konuşması ise Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ tarafından yapıldı.

'Kadınlar erkek egemen siyasi iktidara itiraz ediyor'

Toplantıda Kürdistan'da yaşananlar ve kadın gündemi ele alınırken, aynı zamanda siyasal süreç ve örgütsel durumun da konuşulacağını bildiren Figen, "Elbette bugün içinden geçtiğimiz süreç her birimizi olduğu kadar kadın özgürlük dinamiklerini de ve kadın kitlelerini de ciddi biçimde etkiliyor. Savaşın ve şiddet ortamının, AKP saray iktidarının kadınlara karşı gerçekleştirdiği cinsiyetçi, ayrımcı politikaların zirve yaptığını görüyoruz. Savaşların tırmandırıldığı, şiddetin tek yönetme biçimi görüldüğü zamanlarda kadınlar daha fazla baskıyla yönetilmeye çalışılır. Siyasi iktidar artık kadınları istediği gibi yönetemiyor. Kadınlar, siyasi iktidarın erkek egemen baskıcı, ayrımcı yönetme anlayışına itiraz ediyor" diye konuştu.

'Kadınların kitlesel isyanına tahammül edemiyorlar'

Kadınların kitlesel isyanına tahammül edilmediğini söyleyen Figen, "Kadınların kitlesel isyanının karşılığı kadın cinayetleri olmaya devam ediyor. Bugün politik bir mücadele içerisinde olsun ya da olmasın milyonlarca kadın yurttaşımız, kız kardeşimiz şiddetle, yoksullukla, işsizlikle siyasi iktidar tarafından terbiye edilmeye çalışılıyor. Siyasi iktidar, belirlediği hizadan çıkan her kadını cezalandırmışlardır. Bugün de ataerkil bir siyaset anlayışı tarafından yönetiliyor Türkiye. Erkek egemen siyasi iktidarın hizasının dışına çıkanlar, buna itiraz edenler nerede olursa olsun kanla şiddetle baskıyla cezalandırılıyor. Bütün bu baskılara rağmen kadın özgürlük mücadelesi de direnişle, ısrarla kendini sürdürüyor. Dayatılan buna köleliğe rağmen, o esaret zincirinden kurtulan kadınlar varsa gelecek vardır" dedi.

'Kadınlar olarak 'yarın'ın kendisiyiz'

Kadınların yarının, geleceğin yolu ve ışığı olduğunu söyleyen Figen, teslim olunmayacağının altını çizerek, "Bütün barış, emek ve demokrasi mücadelesi veren kadınlar olarak 'yarın' olduğumuzu çok iyi biliyorum. Kadınların mücadelesi teslim olmadı. Silopi'deki kadınlar teslim olmadı, fabrikadaki kadınlar teslim olmadı. Kadınlar teslim olmadığı müddetçe geleceğimizi zapt edemezler. HDP Kadın Meclisi de kendini her düzeyde örgütleyerek barış, demokrasi, özgürlük mücadelesini örgütleyecek" diye belirtti.

'Nefret ve ayrımcılık diliyle ülke yönetilmeye çalışılıyor'

Siyasi iktidarın nefret ve ayrımcılık diliyle ülkeyi yönetmeye çalıştığını belirten Figen, 7 Haziran'dan bu yana Kürt halkına ve kadınlara uygulanan savaş politikasını şöyle aktardı: "Bugün siyasi iktidar nefret ve ayrımcılık dilinden başka hiçbir yönetme biçimini tanımıyor. Aylardır Sur'da, Cizre'de, Silvan'da halkın demokrasi iradesi teslim alınmaya çalışılıyor. Bizler bir taraftan bu karanlıktan çıkmanın tek yolunun bugün ve yarın için direnmek olduğunu söylerken siyasi iktidar bugünümüzü gasp etme hoyratlığını sürdürüyor. 7 Haziran'dan bu yana 600 üzerinde sivil yaşamını kaybetti. Bir iktidar, saray savaşı uğruna 600'e yakın insan katledildi. 100'den fazla kadın evinin içinde, sokakta, yaşam alanlarında infaz edildi. Hamile kadınlar, 3 aylık bebeğini kucağından taşıyan kadınla katledildi. Katledilen kadınların cenazesi bir hafta sokakta bekletildi. Bu kadına yapılan zulmün en ağır biçimidir. Bütün bu şiddet sarmalı tekçil ve iktidar saplantılı bir siyasi anlayışın güvencesini sağlamak içindi. Tek adam ve tek parti iktidarının güvencesini sağlamak içindi. Bizler bu darbeci uygulamaların, halka karşı uygulanan savaş politikasının sona ermesi için seferber olduk."

'AKP o bodrumun enkazında kalmıştır'

Cizre'deki bodrumda insanlığın katledildiğinin altını çizen Figen, "Bu seferberliğimiz vahşet bodrumunda canice katledilenleri kurtarmaya yetmedi. Üzgün olmamızdan daha fazla öfkeliyiz. 21. yüzyılda haftalarca ambulans diye diye sivil insanlar katledildi. AKP ve saray iktidarı o bodrumun enkazında kalmıştır. Böyle bir vahşeti işleyen siyasi iktidarın geleceği yoktur, varsa da o gelecek karanlıktır. Kendileri karanlığa kilitlenmiş olabilirler ama halklarımızı bu karanlığa mahkum edemeyecekler. Öyle bir düzen ki bu, hala bütün çabalarımıza rağmen katledilen insanlarımızın cenazelerine ulaşamıyoruz. Öyle bir düzen ki bu, canını aldığı, katlettiği cenazelere ulaşmamızı engelliyor. Öyle bir düzen ki bu, cenazenin gömülme hakkını gasp ediyor. İnsana, insanlığa dair öğrenilen ne varsa hepsini silip atmışlar" diye konuştu.

'Ergenekon atına binmiş iktidar için şahlanacağını zannediyor'

Bugün bir kontra yapılanmasıyla Cizre'de ve Sur'da bir özel savaş yürütüldüğünü işaret eden Figen, yeni bir paralel yapılanmanın aslında siyasal iktidar tarafından yaratıldığına dikkat çekerek, "Siz bakmayın darbeyle mücadele dediklerine, kendileri durmadan paralel yapı üretmeye devam ediyor. Bugün Türkiye'de yeni bir paralel yapı daha oluştu. Merkezi de şu an Kürt illeridir, saraydaki zat Ergenekon atına binmiş, iktidar için şahlanacağını zannediyor. Ergenekon atına binip o sarayda ömrü billah başkan olacağını sananlar yanılıyordur. O at kimleri düşürdü sırtından. Bugün barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesini kadın mücadelesiyle büyüttüğümüzde bu iktidar gidecek yer bulamayacak" dedi.

Bugün dördüncü ayına giren Ankara katliamını da anan Figen, aradan 4 ay geçmesine rağmen katliamın sorumlularının açığa çıkarılmadığını, kayda değer bir soruşturma yapılmadığını belirterek, "Demek ki, Başbakan'ın dediği gibi yakalanmaları için kendilerini patlatmaları gerekiyor. Bu katliamı da sorumlularını da unutmadık, unutturmayacağız da" şeklinde konuştu.

'Türkiye ciddi bir yol ayrımında'

Figen, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın tecrit altında tutulduğunu ve komployla esir alınarak aynı komployla tecritte tutulduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: "17 yıldır Sayın Abdullah Öcalan uluslararası bir komployla esir alındı. Sayın Öcalan'a dönük 15 Şubat komplosu ve 16 yıldır devam eden tecrit aslında bir Kürt sorunu olmaktansa bir Türk sorunu ve Türkiye sorunudur" dedi. Figen, yaşanan kaosun aslında 'masanın' devrilmesinden sonra başladığını söyleyerek, yeniden masaya dönülmesi, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve müzakerelerin bir an öne başlaması gerektiğini kaydederek, "Bu komplocu zihniyet hala bu siyasi çizgiyi sürdürebileceğini sanıyor. Sayın Abdullah Öcalan'a katı bir tecrit uygulanıyor. Artık Kürt sorunu ve Türkiye halklarının demokrasi sorunu komplo ve tecritle çözülemez. İmralı'da tecrit uygulayarak, bu devletin egemen siyasetinin kendisini sürdüremeyeceği açık ve net bir şekilde ortadadır. Türkiye halkı bugün çok ciddi bir yol ayrımında. Bizler komplo yıl dönümünün arifesinde tecridin bir an önce kaldırılması ve masanın dağıtıldığı o noktaya yeniden dönülmesi gerektiğini söylüyoruz.

'Kadına şiddet uygulayanlar sırtlarını devlete dayıyor'

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 'Kadınların vatani görevi doğurmaktır' cinsiyetçi söylemine de tepki gösteren Figen, bu cinsiyetçi zihniyetin kadın cinayetlerini ve kadına şiddeti teşvik ettiğinin altını çizdi. Katillerin ve şiddet uygulayan erkeklerin bu söylemlerle egemen siyasetten ötürü kendilerini güvende hissedeceklerini vurgulayan Figen, "Kadına vatani görev veren, bu görevi yerine getirmesi için çocuk doğurma talimatı veren bir siyasi iktidar var. Eğer bir iktidar böyle diyorsa, kadına yönelik şiddetin artmaması mümkün değildir. Kadını kendi askeri görüyorsa, sokakta kadına şiddet uygulayan erkekler nasıl görmez. Kadın katilleri, kadına şiddet uygulayanlar kendilerini daha güvende hissediyorlar. Sırtlarını devlete ve AKP saray iktidarına dayıyorlar. Ama kadınlar onlara cevap verdi. Kadınlar bedenimiz, emeğimiz kimliğimiz bizimdir dediler, yıllar önce dediler ve yıllardır diyorlar. Kadınlar sizin haksız savaşlarınıza, ordularınıza asker olsun, ölsün, öldürsün, sömürülsün diye mi size asker ve işçi üretecek?" diye tepki gösterdi.

'Eteğinden tutup doğrulduğunuz o kadından utanın'

"Kadınlar üretme gücünü barış üreterek kuruyorlar. Yaşamı en fazla bizler savunuyoruz diyenler kadınlar. Barış için nöbet tutanlar kadınlar. Bu kadınlar size asker üretmeyecek, bu kadınlar barış üretecek" diyen Figen, HDP'lilere 'etek giydireceğiz' diyen eril ve cinsiyetçi zihniyete de şöyle cevap verdi: "Her taraflarından cinsiyetçilik akıyor. HDP'lilere saldırırken 'size etek giydireceğiz' diyorlar. Bunlarda tutulacak akıl da kalmamış. Bunların aklı, vicdanı yanmış. Etek giymeyi, giydirmeyi hakaret cümlesi olarak kullanıyorlar. Siz bir eteğe, ananızın eteğine tutunarak doğruldunuz. Eteğinden tutup doğrulduğunuz o kadından utanın."

Ekvador'daki kadınlara selam

Figen, Ekvador'daki protestocu kadınlara da selam göndererek, "Türkiye'deki kadına şiddet uygulamak bitmedi, bir de Ekvador'daki kadınlara saldırdılar. Ekvador'daki kadınlara selam gönderiyoruz. Dünyada başka bir örneği yoktur; Türkiye'de sonuna kadar bu yöntemi uyguluyorlar. Nerede olursa olsun kadına karşı şiddet, demokratik talebe protestoya karşı şiddet utanç vericidir" dedi.

HDP, Kadın Meclisi toplantısı basına kapalı olarak devam ediyor.

(sy/mg)