Figen Yüksekdağ: Bu fotoğraflar sizin kabusunuz olacak

11:50

JINHA

ANKARA - Cizre'de gerçekleştirilen katliamlar ve katledildikten sonra çıplak cenazesi teşhir edilen kadınların halklar için değil, yöneten siyasi iktidar için bir utanç kaynağı olduğunu belirten HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Bu görüntüler JÖH ve PÖH adresinden paylaşılan görüntüler. Şırnak vekillerimize gönderildikten sonra kamuoyuna yansıdı. Şırnak Valisi özel savaş suçlusudur. Milletvekillerinin de aktarımına göre, sokağıyla parke taşıyla, 5 Şubat'ta yayımlanan başka giyinik fotoğraflar, o fotoğraflardaki kıyafetlerle karşılaştırdığımızda bu fotoğrafların Cizre'de olduğunu kanıtlıyor. Üç binada mahsur kalanlar olduğu biliyorsunuz, muhtemelen o binalarda mahsur kalanlardan birisi" dedi.

Kürdistan'da katledilen kadınlar ve bedenlerine yapılan işkenceyi kınamak amacıyla HDP Kadın Meclisi tarafından basın açıklaması yapıldı. Genel Merkez'de yapılan basın toplantısında HDP'nin kadın vekilleri ile Kadın Meclisi katıldı. Açıklamayı yapan Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ ise, Cizre'de gerçekleştirilen katliamlar ve katledildikten sonra çıplak cenazesi teşhir edilen kadınların halklar için değil, yöneten siyasi iktidar için bir utanç kaynağı olduğunu belirtti. Figen, "Daha önce Ekin Wan öldürüldükten sonra, cenazesine işkence edilerek, bedeni soyularak sergilenmişti. Bu tarihe, kadınların utancı değil, halkların utancı değil, yönetenlerin utanç fotoğrafı olarak geçmişti. Katledilen bir kadının cenazesine işkenceci bir uygulamayla aşağılık bir uygulamayla işkence edip teşhir ettiler. Savaşla, vahşetle yönetmeye çalışan siyasi iktidarın utancıdır. Aylar önce Hacı Lokman Birlik'in katledilmiş cenazesi tankların arkasında sürüklendi" diye konuştu. Figen, yaşayanlara zulmetmenin ve işkence etmenin siyasi iktidar için yeterli olmadığını söyleyerek, ölülere zulmet üzere bir yönetimini şekillendirmiş iktidar olduğunu belirtti.

'Zulme soyunmuş iktidar karşısında kadınlar direnişi giyinecek'

Figen, katledilen ve bedenlerine işkence edilen kadınların fotoğraflarını göstererek, "Bunlar Cizre'deki aşağılık saldırının buzlanmış fotoğrafı. Devlet güçlerinin güvenlik adı altında vahşet uygulayan çetelerin uygulamaları. Bizler insanız ama bu vahşeti gerçekleştirenler insan değil. İnsanlığını yitirmiş bir siyasetin ürünüdür bu fotoğraflar. Bu fotoğraflardan öfke duyuyoruz daha fazla, ama asla ve asla utanmıyoruz. Bütün kadın mücadelemizin de ifade ettiği gibi, devlet zulme soyunduğunda, zalimler zulme soyunduğunda biz kadınlar direnişi giyiniriz. Zulme soyunmuş iktidar karşısında kadınlar direnişi giyinecek" dedi.

'Direnişi giyinen kadınlardan intikam almaya çalıştıklarını sanıyorlar'

Ekin Wan'a yapılan işkencede aynı direniş cümlesini kurduklarını söyleyen Figen, "Bugün bir kez daha bize aynı şeyi söylüyoruz. Ve biz bir kere daha aynı şeyi söyleyeceğiz. Yaşam için, birlikte yaşayabileceğimiz ülke için, kadınlar bu mücadelenin en önünde yer aldı. Direnişi giyinen kadınlar, erkek egemen zulme karşı direnişin en önünde yer aldılar. Şimdi, direnişi giyinen kadınlardan intikam almaya çalıştıklarını sanıyorlar. Ama anlamadıkları bir şey var; biz geride kalan kadınları çok daha büyük azim ve kararlılıkla mücadeleye seferber ediyor" dedi. Figen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'JÖH ve PÖH adresinden paylaşılan görüntüler'

"Karşılarında direnişi, onuru, kuşanan kadınlar var, ama onların işledikleri hiçbir suçu örtecek perdeleyecek giysi daha icat edilmedi. Bu suçları, bu aşağılık saldırıları örtecek tek bir giysi yoktur. Bugün çıplak olan katlettikleri kadının bedeni değildir. Bugün sarayın zulüm çıplaklığı bütün dünyanın önünde teşhir oluyor. Bu görüntüler JÖH ve PÖH adresinden paylaşılan görüntüler. Şırnak vekillerimize gönderildikten sonra kamuoyuna yansıdı. Ve Şırnak valisi utanmadan, ar duymadan bu görüntülerin Cizre'den olmadığını, bu olayın yaşanmadığını ve devletin Cizre'deki başarısına gölge düşürmeye çalışıldığını söyledi. Hem yalan hem arsızlık.

'Şırnak Valisi özel savaş suçlusudur'

Şırnak'a özel savaş valisi atanmış, Şırnak Valisi özel savaş suçlusudur. Saraydan gelen talimatlar doğrultusunda yürütülen bir savaş vardır karşımızda. Bunların hiçbiri plansız, münferit uygulamalar değildir. 2014 yılında yaptıkları çöktürme planını icra ediyorlar. Karşımızda 1,5 yıldır bu savaşa hazırlanan ve uygulayan bir iktidar var. Bu görüntüler özel savaşın, psikolojik harp boyutudur. Bu sitelerden aylardır böyle vahşet ve saldırı paylaşımları yapılıyor. Biriniz Twitter'da yanlışlıkla bir cümle, saray yazsanız sizi ensenizden yakalayıp cumhurbaşkanına hakaretten gözaltına alırlar. Ama aylardır bu hesaplar vahşet yayını yapıyorlar. Ve bir Vali çıkıp utanmadan sosyal medya hesaplarından yayılanlarla bilgi kirliliği yapmayın diyebiliyor.

'Cizre'de başarı dedikleri gerçek bu vahşettir'

Koskoca bir şehri virana çevirenler, ölüye ölüme doymayanlar bunu hem büyük bir başarı olarak görüyorlar, bir ki tane faşist öldürülen kadınlardan bir tanesinin cenazesine işkence etmiş, soymuş teşhir etmiş. Valiye göre başarıya gölge düşüren bu vahşetin görselinin sosyal medyada yayılması. Kadına yapılan işkenceye bir şey demiyor. Cizre'de başarı dedikleri gerçek bu vahşettir, bu alçaklıktır. Bu vahşetin yaşamamızı kuşatmasına izin vermeyeceğiz. Kadınların mücadelesinde gölge olmasına asla izin vermeyeceğiz. Milletvekilleri ve yerel kaynaklardan aldığımız tüm bilgilere, Şırnak valisi yalan söylüyor. Milletvekillerinin de aktarımına göre, sokağıyla parke taşıyla, 5 Şubat'ta yayımlanan başka giyinik fotoğraflardan, o fotoğraflardaki kıyafetlerle karşılaştırdığımızda bu fotoğrafların Cizre'de olduğunu kanıtlıyor. Üç binada mahsur kalanlar olduğu biliyorsunuz, muhtemelen o binalarda mahsur kalanlardan birisi.

'Bu fotoğraflar sizin uyanamadığınız kabusunuz olacak'

Cenazesi morglara kaldırılan 82 insanımız var. Değişik tarih ve değişik binalardan cenazeleri alınabilen. Bizim kaygımız can kaybının daha da yüksek olacağı yönündedir. Dün Efkan Ala Cizre'de başarılı operasyon düzenlediklerini ve sona erdiğini söyledi. Ama bitmedi, operasyon bu biçimde yürütülüyordu. Bu fotoğrafları yayınlayarak devam ediyordu. Siyasi iktidar bu operasyon bitsin istiyor, ama öyle bir vahşetin içine batmışlar ki bitmiyor. Gitmek istiyorlar gidemiyorlar. Bu kadar kan ve ölümden sonra bitmesini istedikleri bir kabusa dönmüş durumda. O büyük çöktürme planı zafer hayaliyle başlattıkları, halka diz çöktürme umuduyla başladıkları operasyon kabusa döndü. Bitmeyecek, bu sizin kabusunuz olacak. Bu ablukada uygulanan vahşet, zulmünüz ve bu fotoğraflar sizin uyanamadığınız kabusunuz olacak. Çünkü zulmün olduğu her yerde direniş vardır. İnsanlığın ayak bastığı her toprak parçasında bu kabus sizi bırakmayacak. Katettiğiniz aşağıladığınızı düşündüğünü bu kadınların laneti sizi rahat bırakamayacak. Taki insanlık değerleri kazanana kadar, insanlık bilmeyenler bunu öğrenene kadar.

'Cenazeyi aileye vermeme, kaybedilme ihtimali olası'

Cenazelere uygulanan bu vahşeti örtmek için, Cizre'den alınan bu cenazeleri üç ayrı hastaneye götürdüler, Şırnak sınırından çıkardılar. Çok net delil kapatma hamlesiydi bu. Morglara götürülen cenazelerin de çoğunun vücut bütünlüğü yok, yalnızca diri diri yakılanlar değil, öldürdüklerini de benzin dökerek yakanlar verileri, delilleri ortadan kaldırmak için yakmışlar. Leyla Birlik'le konuştum, Leyla hanımın morgda gördüğü cenazelerden biri olabilir mi diye sordum. Katledilen kadın arkadaşın cenazesi, teşhis edilen, görülen cenazeler arasında değil. Bu cenazeye daha soysuz bir katliam ve saldırı düzenlenebileceğinden de şüphe duyduk. Şu an cenaze aileye vermeme, kaybedilme daha işkence etme ihtimali olasıdır. 31 cenazeye henüz ulaşılamadı. Sadece Kürde, Kürt kadınına değil herkese her şeyi yapabilirler. Cizre'de yaşanan vahşete karşı bütün kadınları duyarlı olmaya, insanlık onuruna sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bugün yaşamak için direnen, o topraklarda varlığını onuru ve kimliğiyle direnen halka sahip çıkmak en kritik en hayati görevimizdir.

'Ben böyle bir Türklüğün mensubu değilim'

Onlar zulme soyunduğunda biz direnç giyineceğiz. Kadın onurunun, insan onurunun mücadelesinin bayrağını taşıdık ve taşımaya devam edeceğiz. Bu vahşetle, kirli saldırılarla ve siyasetle her gün, Türk ulusal değerleri kutsallık haresiyle sunulan, vatani değer ve kavramlar her birisi daha da çürüyor ve çürütülüyor. Ben böyle bir Türklüğün mensubu değilim. Ben bir Türk kadını olarak, Türklük adına işlenen bu katliama, alçakça vahşete sessiz kalmaya kendime zul sayarım, hakaret sayarım. Bu aşağılık saldırılarla bütün Türk halkına Türk kadınına hakaret ediyorlar, seviyesini düşürüyorlar. Bu iğrenç saldırıları düzenleyenler biz bunu Türklük adına işledik, bu vatan savunmasıdır diyorlar. Kürt halkı biçare değil, kendi onuruna değerlerine sonuna kadar sahip çıkmış çıkacak, büyük bir halk direnişi gösterecek seviyeye ve örgütlülüğe sahip. Kimseye minnet etmedi ve direnerek, insanlık değerlerine, ortak vatan değerlerine sahip çıkarak yenilmedi diz çökmedi.

'Burada yerde yatan bütün insanlığın değerleri'

Çürüme böyle başlar ve bugün çürümenin en tehlikeli, en keskin bir göstergesiyle karşı karşıyadır Türk halkı ve Türkiye halkı. Bugün hiçbir ulusal, kesimsel, mezhepsel tanım ve kavrama saplanıp kalmadan, kendimizi bunlarla sınırlamadan Türk, Çerkez, Arap, Kürt olsak kim olursak olalım, böyle bir aşağılık uygulama ve saldırıya layık değiliz. Yine hangi ulustan, dinden, inançtan olursak olalım böyle bir zulme itiraz etmeliyiz. Burada yerde yatan bütün insanlığın değerleri vardır, bütün kadınların değerleri vardır. Katlettikleri, sergiledikleri bütün Türkiye kadınlarının değerleridir. Bütün kadınlar bu değerlerimizin asla ve asla böyle vahşetle hedef alınmasına izin vermemelidir. Cizre'de katledilen kadınların şahsında büyük kadın direnişine katılmalıdır."

(sy/fk)