Çağlar Demirel cenazelere yönelik uygulamaları Meclise taşıdı

15:20

JINHA

ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, vahşet bodrumlarından çıkarılan cenazelerin teşhisinin yapılmaması, ailelerin ve avukatların yaşadıkları zorlukları anlatarak, Adalet Bakanı'na Minnesota Protokolü'ne uyulmamasının nedenlerini sordu.

HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, 200'e yakın kişinin katledildiği vahşet bodrumlarından çıkarılan insanların cenazelerine yönelik muameleyi Meclis gündemine taşdı. Çağlar, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yanıtlaması talebiyle soru önergesi sundu. Cenazelerin Antep, Urfa, Mardin ve Silopi'ye gönderildiğini ve teşhisinde, otopsisinde, ailelerin cenazeleri alma sürecinde ciddi sorunlar yaşadığına dikkat çeken Çağlar, Adli Tıp Kurumlarına getirilen cenazelerin bazılarının halen kimlik tespiti yapılmadığı ya da kimlikleri tespit edilmiş olanların halen ailelerine teslim edilmediğini aktardı.

Yine ailelerin ve avukatların cenazelerin teşhis edilmesi konusunda yaşadığı zorluklar, cenazelerin morglarda değil dışarıda bekletilmesine değinen Çağlar, "İnsan hakları ihlalleri ve işkence sonucu meydana gelen ölümlerde otopsi sırasında uyulması gereken kuralları ayrıntılı bir şekilde açıklayan Minnesota Protokolü ya da bir diğer adıyla 'BM Hukuk Dışı, Keyfi ve Yargısız İnfazların Önlenmesine ve Soruşturulmasına İlişkin El Kılavuzu'na göre her şüpheli ölüm için bir soruşturma açılması ve bağımsız bir komisyon tarafından yürütülecek bu soruşturmanın aynı zamanda yeterli bir otopsiyi de içermesi gerekmektedir. Otopsiyi uzman kişilerin yürütmesi, otopsiye bağımsız hukukçuların da refakat edebilmesi ve otopsi raporu dahil soruşturma sonuçlarının kamuoyuna sunulması şartları Minnesota Protokolü ile hayata geçmiş olup Türkiye Cumhuriyeti 2011 yılında bu protokolü uygulamaya sokacağına dair imzasını atarak protokolün uygulanması talimatını vermiştir. Ancak Cizre'deki bodrumlardan çıkarılarak farklı şehirlere nakledilen cenazelerin otopsilerinde yaşananlar bu protokolün ihlal edildiği yönünde bir izlenim bırakmaktadır" dedi.

Adalet Bakanı'na şu sorular yöneltildi:


*Otopsi işlemlerine avukatların ve doktorların girebilmesi yönünde herhangi bir yasal engel yokken ve aksine uygulamada Adli Tıp raporunun objektifliği açısından otopside avukatların yer alması adeta hukuki bir zorunlulukken; bahsi geçen yerlerde avukatların ve doktorların otopsiye alınmamalarının ve hatta engellenmelerinin gerekçesi ile dayanağı nedir?

*Otopsilerde avukatların bulunmaması ileride adil bir yargılamanın da önüne geçilmesi ihtimalini doğurmaktadır. Bu durumda Bakanlık olarak bu konudaki tavrınız ne olacaktır?

*Cenazelerin ailelere verilmesinde sınırlamalara gidilmesi ve uzak yerlere gönderilmesiyle aileler 24 saat içinde cenazelerini alamama riski ile karşı karşıya kalmışlardır. Yeni yönetmelikteki düzenlemeye göre ailelerin 24 saat içerisinde cenazelerini teslim alamamaları durumunda cenazelerin mülki amirler tarafından defnedilmeleri yasal olarak da mümkün hale getirilmişken, burada amaçlanan ailelerin cenazelerini gömme hakkını ellerinden almak mıdır? Değil ise, ailelerin bu en temel insani hakkını korumak ve savunmak için Bakanlık olarak ne tür adımlar atmayı planlamaktasınız?

*Avukatların verdiği bilgiye göre olay yeri inceleme ve teşhis tutanakları hukuksuz bir şekilde tutulmaktadır. Yasal olarak yapılması gereken bu işlemlerin yapılmamasındaki gerekçe nedir? Bu hukuken delil karatma anlamına gelebileceğine göre, bu konuda Bakanlığınızın herhangi bir girişimi olacak mıdır?

*Otopsi işlemlerinin bilimsel ve adli tıp uzmanlığına göre yapılmaması BM'nin Minnesota Protokolü'nün ihlali anlamına gelmekte olup bu ihlale sebebiyet veren yetkililer hakkında bir idari ve adli işlem başlatmayı planlıyor musunuz?

(gc)