Bêrîtan Canözer- Bêrîtan Elyakut / JINHA

AMED - Kürdistan'ın birçok yerinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte keskin nişancılar eliyle çocukları katledilen anneler, "90'larda bize yaptıkları onca şeye rağmen biz Kürt olmaktan vazgeçmedik. Kürtler o günde teslim olmadı bugün de teslim olmayacak" dedi.

AKP'nin kararıyla Kürt halkına yönelik başlatılan savaş konsepti kapsamında keskin nişancılar eliyle Cizre'de, Silvan'da, Nusaybin'de, Sur'da aralarında çoğunluğu kadın ve çocukların bulunduğu birçok sivil katledildi. Özellikle Nusaybin, Cizre ve Silvan'da haftalar süren sokağa çıkma yasaklarında halkın yaşam hakları da ellerinden alındı ve günlerce evlerinden çıkamadılar. Katliamlar sonucunda çocuklarını kaybeden anneler, savaşın biran önce son bulmasını isteyerek, ülkenin barışa ve huzura ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Mazlum'un annesi: Devlet kasıtlı olarak oğlumu katletti

Mardin'in Kızıltepe ilçesinde katledilen Mazlum Turan'ın annesi Yüksel Turan şunları belirtti: "3 aydır oğlum şehit düşmüş. Mazlum kardeşi ve kuzeni ile işten eve gelirken arabada katledildi. Canlı tavuk satışı yapıyordu. Tavuklarını yerine götürdü eve dönerken oğlumu katlettiler. Devlet kasıtlı olarak oğlumu katletti. Oğlumun günahı Kürt olmaktı sadece başka hiçbir günahı yoktu. Devlet diyor, 'ehliyeti yoktu dur ihtarında bulunduk durmadı diye vurduk' peki sen durmayan şoförün ehliyetinin olup olmadığını nasıl anladın? Arabanın üzerinde ehliyet yok diye mi yazıyordu? Hadi diyelim ehliyet yoktu peki ehliyetinin olmamasının karşılığı ölüm müdür? Madem ehliyet içindi öyleyse ceza verselerdi, hapse atsalardı. Yalan söylemesinler kimse dur ihtarında bulunmadı. Ehliyet için değildi, artık çocuk katliamları dursun. Çocuklarımızı katletmeyi bıraksınlar. Barışın gelmesi için daha kaç insan ölecek? Daha kaç ana ağlayacak? Yeter artık, düşsünler yakamızdan. Çocuklarımızın üzerinden ellerini çeksinler. Bu topraklara kan dökülsün istemiyoruz. Mazlum'um öldü başka Mazlum'lar ölmesin."

Tahsin'in annesi: Başka çocukların ölmesine izin vermeyeceğiz

Mardin'in Kızıltepe ilçesinde yaşamını yitiren 9 yaşındaki Tahsin Uray'ın annesi Nercihan Uray da, oğlunun katillerinden hesap soracaklarını ifade ederek, "Oğlum kapının önünde bir cismi ne olduğunu bilmeden eline almış, oynamış. Elinde patladı, sonra hastaneye kaldırdık ama kurtarılamadı. İlk müdahalesini biz yaptık, ambulans bile gelmedi. Bu katliamlar yetti artık. 9 yaşındaki oğlumun kime ne zararı vardı, kime ne yaptı oğlum? Bitsin artık bu zulüm, ölmesin artık çocuklar. Annelerin akıttığı gözyaşları yetmedi mi? Kimsenin ahı tutmasa da anaların ahı tutacak elbet. Sanmasınlar yanlarına kalacak. Çocuklarımızın hesabını soracağız, başka çocukların ölmesine izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

Adem'in annesi: Bu topraklar bizimdir

Oğlu Adem Sevinç'in amcasının evinden dönerken panzerden açılan ateş sonucu katledildiğini belirten annesi Zeynep Sevinç, "Olay yoktu ortalık sakin sessizdi. Panzerler mahalleye girdi suçsuz yere oğlum katledildi. Yapılan bu katliamların hiçbirini kabul etmiyoruz. Kürt olduğumuz için mi katlediliyoruz? Oğlum vurulduktan sonra yerde sürüne sürüne olay yerinden uzaklaşmış. Ayakkabısı sürünürken çıkmıştı ayağından. Gece gece eve gelirken taradılar oğlumu. Türk devleti 17 yaşındaki oğlumu katletti. Hangi vicdan bunu kabul edecek? Nasıl başlarını yastığa rahat bırakıyorlar? Kürt halkını böyle mi bitirecekler? Yıllardır bunları yaşatıyorlar başaramadılar. İzin vermeyeceğiz, çocuklarımızın kanına ihanet etmeyeceğiz. Bu topraklar bizimdir" sözlerine yer verdi.

Diyar'ın annesi: Kürtler teslim olmayacak

Katledilen Diyar Akın'ın annesi Mehsuba Akın ise şunları belirtti: "Oğlumu ilaç almaya gönderdim. Aradan bir saat geçtikten sonra oğlumun hastanede olduğu bilgisini aldık. Biz hastaneye varana dek oğlum şehit düştü, oğlum katledildi. Bizim yüreğimiz yandı, diğer annelerin yüreği yanmasın. Her iki tarafın da annesi ağlamasın. Bu çocuklar günahsız suçsuz yere katledildi. Hadi diyelim polislerle de karşı karşıya gelip çatışsınlar. Çocuklara kıyılıp öldürülür mü? Bir çocuğun suçu ne olursa olsun katledilemez, ölümle cezalandırılamaz. 90'larda bize yaptıkları onca şeye rağmen biz Kürt olmaktan vazgeçmedik. Kürtler o günde teslim olmadı bugün de teslim olmayacak."

(mg)