'Katledilen avukatlarımızın mücadelesini yükselteceğiz'

13:59

JINHA

İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, katledilen avukatlar Metin Can, Şevket Epözdemir ve Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin faillerinin yargılanmasını isteyerek, "Avukatlarımızın bıraktığı yerden insan hakları, demokrasi ve barış mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanmasını için başlattıkları adalet arayışlarının 558'inci haftasında da Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failler belli kayıplar nerede" pankartı açılan eylemde kayıpların fotoğraflarıyla adalet arayışlarının simgesi haline gelen kırmızı karanfiller taşındı. Siyah tülbentler takarak eyleme katılan Cumartesi Anneleri'ne bu hafta CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da destek verdi. Anneler, bu hafta Tarihi Dört Ayaklı Minare'nin korunması için basın açıklaması yaptığı sırada katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 1993 yılında gözaltında katledilen İHD Elazığ Şube Başkanı Avukat Metin Can ve yine gözaltında katledilen İHD Tatvan Temsilcisi Avukat Şevket Epözdemir'in akıbetini sordu.

'Tahir Elçi'yi beyaz Toros politikaları katletti'

Eylemde ilk olarak gözaltında kaybedilen İbrahim Demir'in kızı Deniz Demir söz alarak, "Tahir Elçi'nin anısını taze tutacağız. 558 haftadır burada nasıl oturuyorsak Tahir Elçi'nin katilleri bulunana değin bunu sürdüreceğiz" dedi. Ardından 1995 yılında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak konuşarak, "Tahir Elçi 558 hafta boyunca yanımızdaydı. Onun cesaretini, onun direnişini kuşanarak adalet aradık. Tahir Elçi'yi halklarımızı beyaz Toroslarla, zulümle, sokağa çıkma yasakları ile terbiye etmeye çalışan politikalar katletti" diye ifade etti. Gözaltında kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Vahap Canan ise Tahir Elçi ile Yüksekova Çetesi davası sırasında tanıştığını belirterek "Avukatlığımızı yaparken Türkiye'de sonuç alamazsak dünyada ve kamuoyunda onları mahkûm edeceğine söz verdi. Bu sözünü tuttu. Tahir Elçi'yi katledenler bilsinler ki Tahir Elçi ile sınırlı değiliz. O birçok insanın katilini ortaya çıkararak bize yoldaşlık yapmıştır. Onu katledenleri lanetliyorum" dedi.

'Mağdur, hem müşteki, hem avukat son olarak da maktul oldu'

Ardından gözaltında kaybedilen ve davasını Tahir Elçi'nin üstlendiği Mehmet Ertan'ın ailesinin mektubu okundu. Son olarak konuşan Sezgin Tanrıkulu ise Tahir Elçi'nin avukatlığa ilk olarak Cizre'de başladığını çok geçmeden gözaltına alınarak işkence gördüğünü belirterek "25 yıl boyunca hem mağdur, hem müşteki, hem avukat son olarak da maktul oldu. Diyarbakır Baro'su çok bedel ödedi. En ağır bedel ise bu oldu. Ama arkamızdan gelen çok sayıda Tahir Elçi var" diye konuştu.

'Hukuktan arındırılmış topraklar…'

Avukat Zeynep Ceren Boztoprak tarafından okunan basın açıklamasında iktidarların varlığını insan hakları ve hukukun üstünlüğü üzerinden değil, hukuksuzluk, keyfilik ve şiddet üzerinden sürdürdüğünü belirterek "Hukuktan arındırılmış bu topraklarda işlenen insanlığa karşı suçların peşine düşmek, izini sürmek, faillerini açığa çıkarmak isteyenler her zaman baskılara maruz kaldılar. İnsan hakları savunuculuğu faaliyetlerinden vazgeçmeleri için tehdit ettiler. Onlarsa tehditlere direnip faaliyetlerini sürdürmeye devam ettikleri için, haklarını aradıkları insanlar gibi işkence gördüler, katledildiler, kaybedildiler. Önce İnsan Hakları Derneği Elazığ Şube Başkanı Avukat Metin Can 21 Şubat 1993 tarihinde gözaltına alındı. Tunceli Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulandığında işkencedeki sesi telefonla ailesine dinletildi. Beş gün sonra işkence ile öldürülmüş bedeni Dinar Köprüsü altında bulundu. Bilinen failleri yargılanmadı. Sonra İnsan Hakları Derneği Tatvan Temsilcisi Avukat Şevket Epözdemir 25 Kasım 1993 akşamı gözaltına alındıktan sonra, cansız bedeni Tatvan'a 30 kilometre uzaklıktaki Norşin yolunun kenarına atıldı. Bilinen failleri yargılanmadı. Şimdi de avukatımız, insan hakları savunucusu Tahir Elçi'yi katlettiler" dedi.

'Silah kullanan polislerin tutuklanmaması….'

Tahir Elçi'nin cezasızlıkla mücadelenin ısrarlı takipçisi olduğu için, barışı kazanmanın yolunu ve kararlılığını gösterdiği için hedef gösterip ardından katledildiğini belirten Zeynep, " Bu cinayetin sorumlusunun topluma dayatılan şiddet düzeni olduğunu, iktidarlarını sürdürmek için şiddeti bir araç olarak kullananlar olduğunu biliyoruz. Tahir Elçi soruşturmasındaki gidişat karşısında derin endişe duyuyoruz. Etkin bir soruşturma yapıldığına dair çok ciddi kaygılar taşıyoruz. Olay yeri incelemesinin, delillerin toplanmasının sağlıklı bir şekilde yapılmamış olması, olayda silah kullanan polislerin şüpheli sıfatıyla sorgulanmaması, tutuklanmaması endişemizi derinleştiriyor. Düşünü gerçekleştirecek, cezasızlığa son vereceğiz. Vazgeçmeyeceğiz; avukatlarımız Metin Can, Şevket Epözdemir ve Tahir Elçi'nin bıraktığı yerden insan hakları, demokrasi ve barış mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

(ck-ödk/gc)