Feride Laçin: Diyarbakır'ın 28 yılının sanığı, tanığı ve avukatı

09:03

Duygu Erol/ JINHA

AMED - Diyarbakır'ın serbest çalışan ilk kadın avukatı olan Feride Laçin, kentin son 28 yılının tanığı. Lise yıllarında bu yana aktif siyaset içinde yer alan Feride DBP'ni MYK üyesi ve aynı zamanda avukatı. Feride yaşamının özetini şöyle anlatıyor: "İlk başladığımda birkaç kadın avukattık biz siyasal mahkûmların avukatlığı yapan. Şimdi yüzlerceyiz. Biz hayatın içinde tanık olduk, sanık olduk, avukat olduk, kürsünün her yerinde yer aldık."

Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nden (DGM) Ağır Ceza Mahkemeleri'ne (ACM) hem sanık hem tanık hem de avukatlık kürsüsünde devam eden mücadele dolu bir yaşam. "Bizler, aile olarak üçüncü kuşak mücadele ediyoruz" diyen Avukat Feride Lâçin'in dedesi Şeyh Sait'in yanında yer alanlardan. Feride mücadele geleneğini dedesi Tahir Lâçin'den devraldıklarını belirtiyor. Diyarbakır Barosu'nun ilk kadın üyelerinden olan ve ilk serbest avukatlık yapan Feride'nin siyasette aktif yer alması da lise yıllarına denk geliyor. 1980 darbesinde yılında Hukuk Fakültesi'ne başlayan Feride aynı yıl gözaltına alınıyor ve son sınıfta 84- 85'li yıllarda tutuklanıyor. 1980 yılında dağılan ailenin 1991'de bir bayram sofrasında bir araya gelebildiğini aktaran Feride'nin 28 yıllık hukuk mücadelesini kendi deyimi ile "Sanık, tanık ve avukatlığı'nı dinledik.

'Yapraklar sallandığında polislerin evi bastığını sanıyordum'

Evlerinin önünde bir kavak ağacı bulunduğunu ve o ağacın yaprakları sallandığında annesinin "Bu yapraklar sallandığında ben zannediyorum polisler benim evimi basıyor" sözleriyle anlatmaya başlayan Feride şöyle aktarıyor: 1970'lerde lise yıllarımda ben kendimi sol hareketler ve Kürt Ulusal Kurtuluş Mücadelesi içerisinde buldum. Okuduğumuz yayınlar, gittiğimiz derneklerden etkilenerek okullarda boykotlar ve gösteriler yapıyorduk o dönemde. Faşistlerle bir kavgamız söz konusuydu. Yani Liseli yıllarımızda çok çetin yıllardı. 12 Eylül öncesi yıllardı, 77-78'li yıllardı. 80'li yıllarda üniversiteye başladım, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Fakülteye başladığımda da hızlı giriş yaptım ve 12 Eylül'de gözaltına alındım. Daha sonra 84- 85'li yıllarda ise tutuklandım."

Mücadele cezaevinde de devam etti

"Ankara'da DAL denen bir merkez vardı, işkencelerin yapıldığı bir merkezdi, emniyete bağlı. Orada bodrum katında tutulduğumuz bir yerdi. Bir ay boyunca orada gözaltında kaldım. Yediğimiz tek şey zaten zeytin ekmekti. Başka bir şey yoktu zaten. Birde ağzı yıpranmış süt kabı vardı. o süt kabından yiyorduk. Yan hücrelerde öldürülen kişiler oldu. Daha sonra tutuklandık" diyen Feride tutuklandıktan sonra İzmir Buca Cezaevi'ne gönderildiğini belirterek mücadeleye kaldığı yerden cezaevinde de devam ettiğini ifade ediyor. Adli tutuklularla beraber kaldıklarını belirten Feride ilk cezaevine gittiklerinde siyasi tutsak kadınların sindirildiklerini ve kendilerinin de üstüne gelmeye başladıklarını ifade ederek "Ama kazın ayağının hiç öyle olmadığını gördüler. Çünkü ben Diyarbakırlıydım, Liceliydim. Mücadeleden geliyordum. Orada da bu defa biz onları sindirdik, dövdük ve koğuştan kovduk. Koğuştan attıktan sonra biz egemen ve yerleşik hale geldik. Arkasından bizi Metris Cezaevine sevk ettiler" diye anlatıyor.

'Bir bayram sofrasında bir araya gelip yemek yiyebilmiştik'

Tahliye olduktan sonra okula geri dönen Feride Ankara'da kendisi için pek bir yaşama şansının kalmadığını belirterek o dönemlerde polislerin keyfi uygulamalarla, kadın olmaktan kaynaklı evleri istediği zaman özel günleri esas alarak aramaya ve kişileri yakalama gibi muamelelerle rahatsız ettiğini ve Diyarbakır'a ailesinin yanına döndüğünü aktarıyor. Diyarbakır'a döndüğünde amcası, eniştesi babası, kardeşi tüm yakın akrabalarının sürekli gözaltına alındığını, tutuklandığını dile getiren Feride " Hepsi Diyarbakır Cezaevi'nde tutukluydular. 80'den sonra biz aile olarak 91'de bir bayram sofrasında bir araya gelip bir sofrada oturup yemek yiyebilmiştik. 11 yıl boyunca aileden işte babam, kardeşim, ben böyle sırayla sürekli tutuklamalar, gözaltılar devam etmişti" diyor.

'Serbest çalışan ilk kadın avukattım'

Okulu bitirip mesleğe başladığında Diyarbakır'da serbest çalışan ilk kadın avukat olduğunu aktaran Feride aynı siyasal paralelde düşünen arkadaşlarının kendisine destek olacağını düşündüğünü ancak erkek egemen kültürün acımasızlığı ve şiddetini tekrar yaşadığını belirtti. 89-90'lı yıllarda Vedat Aydın ve Hatip Dicle ile beraber İnsan Hakları Derneği'nde ortak bir çalışmalarının söz konusu olduğunu hatırlatan Feride "Vedat Aydın'ın öldürülmesi bende ciddi anlamda iz bırakan vakalardan biridir. Cenazeyi teşhise gittiğimizde ben ve kardeşi gitmiştik. Maden'deki Cumhuriyet Başsavcısının odasında en yakın arkadaşımı kaybetmiştim. Hayatım boyunca unutamayacağım fotoğraflardır onlar, kardeşinin çığlığı asla unutmayacağım bir sestir" şeklinde dile getiriyor.

'Baroya üye olan tek kadındım'

90'lı yılların evden sabah çıkıp akşam dönüp dönmeyeceklerinin belli olmadığı yıllar olduğunu belirten Feride "Ring araçlarında kadın mahkûmların dövüldüğü, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde mahkûmların merdivenlerden sürüklendiği gerçekten zor, çetin yıllardı. Ve kadın avukatların gerçekten çok az olduğu dönemlerdi. Ben, Meral danış Beştaş ve 3-5 kadın avukattık. Diğer kadın avukatlar ne yazık ki çok reel bir biçimde gelmiyorlardı. Birkaç kadın avukattık biz siyasal mahkûmların avukatlığı yapan. Biz hayatın içinde tanık olduk, sanık olduk, avukat olduk, kürsünün her yerinde yer aldık. O dönemler ben birde baroya üye olan tek kadındım. Baronun Kadın Komisyonu'nda tek kadındım. Devlet güvenlik ve sıkıyönetim mahkemelerinde önce sanıktım, sonra avukatlık yaptım sonra geldik özel yetkili mahkemelere o dönemde de avukatlık yaptım" diye belirtiyor.

'Kürtlere ayrı bir hukuk uygulanıyor'

Türkiye'de 28 yıl avukatlık yaptığını belirten Feride meslek hayatı boyunca Kürt halkına ayrı bir hukuk uygulandığına dikkat çekti. "Kürtler için ayrı bir hukuk uygulandığını biliyorum. Kürtler için çok acımasız bir hukuk uygulanmakta. Haksız, hukuka aykırı olarak müebbet cezalar verilmekte" diyen Feride Kürt halkı için mücadele yürüten kadınların, gençlerin katledildiğine dikkat çekerek bugün Demokratik Bölgeler Partisi MYK'sın da yer aldığını belirterek hayatı boyunca yürüttüğü mücadeleyi yürütmeye devam ettiğini belirtiyor.

(şa/fk)