'AYM'nin Roboskî kararı kuşkulu, zamanlaması kurgu'
10:02
JINHA
ŞIRNEX - Roboskî katliamına ilişkin AYM'nin ret kararını değerlendiren başvurucu avukatlardan Mesut Gerez, kararın zamanlamasına işaret ederek, "Bu bir kurgu ve dosya kapatılmaya çalışılıyor" dedi. Mesut, katliam dosyasına AİHM'e taşıyacaklarını söyledi.
Roboskî'de 17'si çocuk 34 kişinin Türk savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yapılan başvuru "Evrak eksikliği" gerekçesiyle reddedildi. 1'e karşı 4 oyla alınan kararda AYM, ret gerekçesinde 53 başvurucudan 3'ünün avukatlarının vekaletnamesinin dosyada yer almadığını belirtti. Oysa dosyada 'eksik evrak ve geç verildi' denilen bölümler avukatlar aracılığı ile başvurucunun sağlık raporu ile birlikte sunulmuştu. Roboskî katliamında yaşamını yitirenler adına AYM'ye başvuru yapan avukatlardan Mesut Gerez, kararın verilme zamanına işaret etti. AYM'ya başvuru sürecini değerlendiren Mesut, 21 Temmuz 2014'te üç başvurucunun vekaletinin olmadığını ve bombardıman sonucu ölenlerin gelir durumları ile sağ kalanların psikolojik durumlarına ait raporların istendiğini hatırlattı.
'Velev ki eksik içtihat var'
Bu evrakları ve raporları süresi içinde mahkemeye sunduklarını aktaran Mesut, iç içtihatları hatırlattı ve şunları söyledi: "Tam iki yıl sonra bu evrakların zaman içinde eline geçmediğinden dolayı talebimizin reddedildiğini basından ve şifayen yaptığımız görüşmelerden duyduk. Kararın hukuki olmadığı bu işe vakıf herkes tarafından kanat getirilecek bir durum. Üç kişi hakkında vekalet sorunu varsa bile bu üç kişinin başvurusuna ret verilmesi gerekirdi. Yine gelir durumu belirsizliği, genel asgari ücret miktarına tabi tutularak karar verilmesi iç içtihat gereğidir. Velev ki biz zamanında bile bunları kendilerine iletmemiş olsak bile bunu iç içtihatlara göre kararı vermek zorundadırlar."
'İlk günden biri üstü kapatılmaya çalışılıyor'
AYM'nin neden böyle bir karar verdiğini anlamak için Roboskî katliamının ilk gününde bu yana sürecine bakmak gerektiğini kaydeden Mesut, "Yaşanan katliamın hemen arkasından basın sansürü ve halkın haber almak hakkının engellemesi. Olayın mağdurlarına her hangi bir sağlık hizmeti vermeme. Uludere Savcılığı'nın başlatmış olduğu soruşturmanın yetkisizlik kararı ile Diyarbakır'a gönderilmesi. Diyarbakır Savcılığı'nın dosyayı kapatması. Genelkurmay Savcılığı'nın verdiği 'öngörülemez bir hata' demesi ve takipsizlik kararı vermesi. Kısacası ilk günden bu yana etkin bir soruşturmanın yapılmadığına dair itirazlarımız reddedilirken yapılan sansür ve baskılarla aslında bu dosyanın üstünün kapatılmaya çalışıldığı kamuoyunca bilinmektedir" diye konuştu.
Zamanlama manidar
Genelkurmay'ın 'öngörülemez hata' kararı ile AYM'nin 'eksik evrak' kararının aynı anlama geldiğini kaydeden Mesut, 34 kişinin katledildiği davanın dosyasının kapatılmasına el birliği ile hizmet edildiğini söyledi. Mesut'un dikkat çektiği bir başka konu ise kararın verilme zamanlaması. "Bu dosyanın bugün karara bağlanması konusunda da kuşkularımız var" diyen Mesut, Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verilen karara işaret etti. Mesut, "Özellikle ülkenin bir bölümü ateş altında iken ve insanların haber alma hakları engellenmişken bir gün önce iki tutuklu gazetecinin bırakılmasıyla herkes umudunu AYM'ye bağlamışken böylesi bir kararın çıkması, bunun bir kurgu olduğu ve dosyanın kapatılmaya çalışıldığını düşündürüyor. Çünkü daha önce de yaptığımız başvurular ile bu dosyanın öne çekilmesi konusundaki taleplerimiz dikkate alınmadı" dedi.
İç hukuk tükendi dosya AİHM'e gidiyor
AYM'nin kararı ile iç hukuk yollarının tükendiğini belirten Mesut, davayı AİHM'e taşıyacaklarını dile getirdi. Tüm hukukçulardan destek beklediklerini dile getiren Mesut şunları söyledi: "Dosyayı AİHM ye taşıyarak katliamın aydınlatılması yönünde çabalarımızı sürdüreceğiz. Bütün hukukçulara çağrımız o ki bu yaşatılan katliamın aydınlatılması için etkin ve adaletli bir soruşturma yapılması için bize destek sunsunlar."
Ne olmuştu?
Şırnak'ın Uludere (Qilaban) ilçesi Roboskî köyü yakınlarında 17'si çocuk 34 kişi 28 Aralık 2011'de Türk savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilmişti. Katliama ilişkin Uludere Savcılığı 'yetkisizlik' kararı vererek, dosyayı Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, "taksirle ölme sebebiyet vermekten dolayı" Roboski katliamıyla ilgili soruşturma dosyası hakkında görevsizlik kararı verip dosyayı 11 Haziran 2013'te Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderdi ve Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın, 7 Ocak 2014'te takipsizlik kararı verdi.
Mağdurların ailelerinin avukatlarının karara yaptığı itirazın da Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce reddedildiği vurgulanan başvuruda "üst düzey yetkililer tarafından resmen özür dilenmesi, takipsizlik kararının kaldırılması, sorumluluğu doğabilecek tüm yetkililerin yargılanması için dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesi" talep edildi. AYM'ye Temmuz 2014'te başvuru yapıldı. Kararla birlikte Türkiye yargı sistemi zincirleme olarak 34 Kürt'ün savaş uçaklarıyla bombalanmasını kapatmış oldu.
(ekip/fk)